|

Somuncu Baba’yı dünya tanıyacak

Osmanlı kuruluş dönemi alimlerinden Şeyh Hamid-i Veli’nin hayatının ilk kez anlatıldığı ‘Somuncu Baba Aşkın Sırrı’ sinema filmi 1 Nisan’da vizyona girmeye hazırlanıyor. Birçok ülkede de gösterilecek yapımda başrol oyuncusu Furkan Palalı, “ Somuncu Baba pek tanınmaz. Biz böyle karakterleri tanıttıkça hem sanatımızı hem de tarihteki isimleri duyurmuş olacağız” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/03/2016 dimanche
Güncelleme: 18:50 - 12/03/2016 samedi
Yeni Şafak

Modellik, tiyatro, dizi derken şimdi de sinema filmi... Podyumlardan beyazperdeye kadar gelen yetenekli oyuncu Furkan Palalı, tiyatro sahnesinde başladığı oyunculuğundan sonra soluğu beyazperde de aldı. İlk kez sinema filminde yer alan Palalı, İstanbul'un fethini etkileyen bir alimin hayatını konu eden projenin başrolünde. Palalı, 1 Nisan tarihinde vizyona girmeye hazırlanan 'Somuncu Baba Aşkın Sırrı' filminde Somuncu Baba'yı canlandırıyor. Halk tarafından çok fazla tanınmayan Somuncu Baba'nın hayatının bu zamana kadar ele alınmamasından dolayı bu film bir ilke de imza atmış oluyor. Film Türklerin misafirperver ve hoşgörülü yönüyle birlikte o dönemlerde kadına verilen önemi de Somuncu Baba'nın gözünden anlatıyor. Role hazırlık sürecinin kolay geçmediğini söyleyen Palalı, “Rolüme hazırlanırken kıyafetleri giyerek 700 yıl öncesine gittim” diyor. Film kışın en soğuk ve yazın en kavurucu sıcakları dahil dört mevsimde çekildi. Yapım, tasavvuf filmlerimiz içinde en yüksek bütçeye sahip olması açısından da önem taşıyor. Böyle misyonu ve derdi büyük olan bir alimi canlandırmanın kendisi için büyük sorumluluk olduğunu ifade eden Palalı ile film üzerine konuştuk.



Hacı Bayram Veli'nin hocası Somuncu Baba'nın hayatının anlatıldığı sinema filminin başrolünde olmak nasıl bir deneyimdi?

Dizilerde yaşamayan bir karakteri canlandırdığımız zaman ekleme ve çıkarmalar yapabiliyoruz ama Somuncu Baba karakterini oynarken böyle bir durum söz konusu olamazdı. Onun jest ve mimikleri bile değerli. Böyle önemli bir karaktere can vermek bu zamana kadar yaşamadığım bir deneyim oldu.



EKSİ 15 DERECEDE FİLM ÇEKTİK


Rolünüze nasıl hazırlandınız?

Provalara gittiğimde giyeceğim kıyafetlerin fotoğraflarını çektim ve evde çalışırken fotoğraflara bakarak çalıştım. Bu durum sahneyi ve dönemi düşünerek çalışmama yardımcı oldu. Aynı zamanda zatların o dönemlerde nasıl davrandıklarını anlatan birçok metin okudum. Yaş olgunlaştıkça küçükten alınan selamın bile nasıl verilmesi gerektiğini araştırmam gerekiyordu.





Zorlandığınız noktalar oldu mu?

Filmde çarıklarla gölde yürüdüğüm sahnede çok zorlandım. Şubat ayı başında, en soğuk günlerde Hasan Dağı'nda eksi 15 derecede filmimizi çektik. Kameralar bile yerinde duramıyordu. Bu zorluklara rağmen ben de Anadolu toprağından biri olarak Somuncu Baba'yı gönülden oynamaya çalıştım.



İlk kez bir tasavvuf sinema filminde oynuyorsunuz. O dönem kıyafetlerinin rolünüze katkısı ne yönde oldu?

Role sıkı sıkıya bağlanmama sebep olan tek şey kıyafetti. Kendimi role ait hissetmemi sağladı. Çünkü sete spor kıyafetlerle geliyordum ve 1300'lerde yaşamış birinin dönemine gitmem gerekiyordu. Bu geçişi kıyafetlerle sağladım.



HATA LÜKSÜM YOKTU


Somuncu Baba'yı canlandırırken etkilendiğiniz bir hadise oldu mu?

Duygulandığım sahneler oldu. Çocuğumu ilk gördüğüm ve eşimden ayrıldığım sahneden çok etkilemiştim. Keşke Somuncu Baba kadar tevazu sahibi olup olayları alçak gönüllülükle karşılasak... Kadına verdiği önem de beni çok etkiledi. Somuncu Baba'nın bakış açısı o dönemde bile kadına değer verildiğini gösteriyor. Biz şimdi bu noktada kendimizi sorgulamalıyız. Selam verirken eli kalbe götürüp tevazudan dolayı başın öne eğilmesi de beni çok etkilemişti.





Peki bu rol size geldiğinde karakteri oynamaktan korkmadınız mı?

Korkmadım sadece endişelendim. Sonuçta tarihi değiştiren karakterlerden biri Somuncu Baba. İstanbul'un fethini etkileyen insanların başında geliyor. Böyle misyonu ve derdi büyük olan birini canlandırmak da benim için önemliydi. Türkler'in misafirperverliğini ve hoşgörüsünü çok güzel anlatıyor. Bu sebepten dolayı role hazırlanırken hata lüksümün olmayacağını biliyordum.



BU PROJELER DEVAM ETMELİ


Bu rolden sonra hayatınızda değişen şeyler oldu mu?

Aydınladım diyebilsem keşke... Artık olaylara daha sakin yaklaşıyorum. Bu rolden sonra hayırlısı demeyi öğrendim.



Özellikle beyazperdede tarihi ve tasavvufu konu eden filmler yapımcılar tarafından çok fazla tercih edilmiyor. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Şu an beyazperdede eksiğimiz çok fazla. Tarihimizde çok önemli karakterler var. Bunları görmeyip sürekli var olmayan karakterleri ortaya çıkarıp duruyoruz. Somuncu Baba'nın hayatı ilk kez beyazperdeye aktarılıyor. Bu tip projelerin devam etmesi gerekiyor. Sokakta 10 kişiye Somuncu Baba'yı sorduğumuzda sekizi tanımaz. Seyirci bu filmle tanımış olacak. Biz böyle karakterleri beyazperdeye aktardıkça hem sanatımızı hem de tarihteki isimleri dünyaya tanıtmış olacağız.



Dizi geri planda kaldı


İsterseniz biraz da oyunculuğunuzun başladığı yıllara değinelim...

Uzun yıllar tiyatro yaptım. En son 50 bölüme yakın 'Uyan Uyan Gazi Kemal' adında bir oyun oynadık. Sonra 2011 yılında ilk dizi deneyimim diyebileceğim 'Hayat Devam Ediyor' ile ekranlara gelmeye başladım. O zamanlarda dizilerde yer almak istiyordum ama tiyatroyu da bırakamadım. Çünkü tiyatronun bana çok şey katacağını biliyordum. Şimdi de birçok dizide başrol oyuncusu olarak yer alıyorum. Bu benim adıma çok güzel.





Tiyatro ve diziden sonra da şimdi de film... Sizi en çok hangi alan heyecanlandırdı?

Beni en çok sinema ve tiyatro heyecanlandırdı. Bu alanlarda sanatı hissediyorum. Sinemada çok güzel bir zaman dilimi var. Yetiştirme derdi yok. Stres yok. Ama dizide öyle değil. Yetiştirmek için sıkıntıya giriyoruz. Tiyatroda ise anlık reaksiyon alabildiğim için çok seviyorum. Dizi hep arka planda oldu. Fakat mesleki bir zorunluluk olduğundan dolayı yine de dizilerde yer alıyorum.



Bir süre profesyonel olarak bir takımda basketbol da oynadınız...

Evet. Sporu çok seviyorum ama şu an vaktim olmadığından oynayamıyorum. Basketbol benim için sadece hobiye dönüştü.



Rahatsız oldular


Türk istihbarat mensubunun hikayesini anlatan 'Kızıl Elma' dizisinde de başroldeydiniz. Senaryosunu kaleme alan Süleyman Çobanoğlu'yla çalışmak nasıl bir duyguydu?

Sete çıkmadan önce Osman Sınav ve Süleyman Çobanoğlu ile oturup film hakkında konuşurduk. Mit yemini ettiğim sahnenin hazırlık sürecine beraber çalıştık. MİT ajanını canlandırdığım rolüme beni Çobanoğlu inandırdı. Türklerin gücünü gösteren bir dizi olduğundan dolayı bazı kesimler bu durumdan rahatsızlık oldu.


#somuncu baba
#Modellik
#tiyatro
#dizi
#Kızıl Elma
il y a 8 ans