Günlerdir dünya gündemini meşgul eden başlıca maddeler arasında Squid Game dizisi var. Netflix’in yeni ürünü olan dizi büyük ilgi uyandırdı ve şimdiye kadar en az 140 milyon kişi tarafından izlendi. Netflix, kendi tarihinin en yüksek izlenme seviyesi olarak açıkladı, tabloyu. Bu denli gündem olan bir esere ve tepkilerine kayıtsız kalamayız elbet (En başta ifade etmek gerek ki, yazı az miktarda spoiler barındırıyor).
- Squid Game’in neden bu kadar alaka gördüğü konusuna dair net fikrimizi ifade etmeden önce dizinin hikayesinden ve yönteminden bahsedelim.
KALAMAR OYUNU DA NEDİR?
Sadece güçlü olanın ayakta kalabileceği oyun konsepti antik döneme kadar gidiyor, malumunuz. Gladyatörlerin oyun arenasındaki mücadelesinin post-modern yorumu olan Squid Game’de güç sadece bedenle değil, zihinle de ölçülüyor. Ancak bahsedilen zihin gücü kesinlikle ahlakı temel almıyor. Adil denerek ifade edilen tek şey eşit teknik şartlar.
NEDEN BU KADAR İLGİ GÖRDÜ?
- Özellikle bilgisayar oyunlarını düşünsenize... Herkesin rakibini öldürdüğü, sadece güçlü olanın (oyunun püf noktalarını bilenin) hayatta kaldığı, kazanmanın sonunun olmadığı, yenilen pehlivanların güreşe doymadığı, hep yeniden ve yeniden rekabete girmek gerektiği, sanal kazanç havuzlarının tatmin ettiği ve fekat hiçbir kazancın tam olarak tatmin etmediği tek kişilik geniş dünyalar...
Televizyon formatlarını da atlamamalı... En çok izlenen yarışma programlarının rekabeti körüklediği, insanların birbirini her şart altında harcayabileceğinin ve bunun masum kabul edilebileceğini dayattığı izlence çağında özellikle gençlerin Squid Game’e ilgi göstermesini yadırgamamak gerekir.
SİSTEM ELEŞTİRİSİ AMA!
- Squid Game’in sistem eleştirisi yaptığını izleyen herkes anlıyor elbet. Kapitlist sistemin çarklarının modern zaman insanını çekilmez bir hayatın içine hapsettiğini ilk kez vurgulayan film değil. Daha önceki benzerlerinden farklı olarak Güney Kore baharatı serpilmiş üzerine. Hollywood’un masamıza servis ettiği önceki yapımları bir Güney Kore yapımı geride bıraktı.
PEKİ, NETFLİX?
- Bu manzaranın perde arkasında kalan başka bir gündemi daha olmalı; sinema, dizi, medya ve bütün gündem başlıklarını aniden ve bitmemecesine değiştiren küresel aktör olarak Netflix... Öyle bir güç haline geldi ki, bir dizi ile bütün dünya gündemini alt üst edebiliyor.Netflix’i bir heyula gibi gösterip korkmamız gerektiğini söylemek istemiyorum elbette. Dijital mecraların işlevini hala anlayamamış ve buraya yatırım yapmamış olanların dikkatini çekmek istiyorum.
Gelecek burada. Birilerine bir şey söylemek istiyorsanız mecra belli. Netflix’in piyasa matematiğini kullanmak zorunda değilsiniz. Sistem eleştirisi yaparken sisteme hizmet etmek zorunda da değilsiniz. Sistemi kökten değiştirecek bir hayalin peşinde koşmak da şart değil. Herkes elinden geldiğinde, işini, aşını, çalışmasını yönlendirmeli.
Mesele şu; biz ne yapıyoruz?