Türkiye’deki en başarılı Çinli ebru sanatçısı olan Zhang Huan, bireysel çalışmalarının yanı sıra çok sayıda özel sergiye imza atıyor Çocukluğundan beri resim yaptığını söyleyen sanatçı, “Hayatımın tek manası resim. Şimdiye kadar suluboya ve pastel çalışmalarım vardı. Ebru, benim için özel ve kendimi bu sanatla tanıştığım için şanslı hissediyorum. Çünkü başka ülkelerde yok. Ebru su ve doğayla ilgili çok canlı bir sanat. Su ve renkler ise ruhuma dokunuyor. Bu sanatı kendime çok yakın buluyorum. Çin’de insanların çalışmalarımı görmesini istiyorum. Bu sebeple Mayıs ayında orada bir ebru sergisi açacağım. Böylece ebru sanatını tanıtmış olacağım.” Aynı zamanda İstanbul Uluslararası Sanat ve Sanatçılar Derneği’nin de başkanı olan Huan, çok yakında tüm dünyadan ressamların katılımıyla büyük bir sergi açmayı planlıyor. Zhang Huan, ebru sanatının Çinliler arasında tanınmaya başladığını ve çok sayıda Çinli sanatseverin bu sanata ilgisinin gün geçtikçe arttığını söylüyor.
Türkiye’ye gelmeden önce Çin’de bir sanat galerisinde çalışıyordum. Hem resim dersleri veriyordum hem de workshoplar düzenliyordum. Eşim ile tanıştığım zaman o Avustralya’da yaşıyordu. Ben de Türk biriyle evlenince Türkiye’nin tarihini ve kültürünü araştırmaya başladım ve çok sevdim. Daha sonra da Türkiye’de yaşamaya karar verdim.
Türk sanatını araştırırken internette Garip Ay’ın videolarını izledim. Van Gogh’un bir portesini su üzerine yapıyordu. Görür görmez ebru sanatına vuruldum. Çok özel bir sanat olduğunu düşündüm. Türkiye’ye gelince ilk işim ebru sanatını öğrenmek oldu.
Evet. Bir sanat okuluna gittim ve ebru hayatım başladı. Ancak amacım sıradan ebru tabloları yapmak değildi. Özgün eserler üretmem gerekiyordu. Kursta sadece belli başlı teknikler öğrendim. Ebruda istediğim renklere ulaşmak ve orantıyı doğru kurmak için sayısız deneme yaptım. Çok çalıştım ve deneme yanılma yöntemiyle kendime has çalışmalar ortaya çıkardım.
EBRU SANATI 1500 YIL ÖNCE ÇİN’DE DOĞDU
“Dokuz Ay” isimli bir çalışmam var. Ebru üzerine bir bebeğin birinci aydan dokuzuncu aya kadar olan gelişim sürecini yansıttım.
2016 yılının sonunda onunla tanışma fırsatı buldum. Bu benim için çok önemliydi. Kafama takılan bazı şeyleri sordum ve birtakım teknikler öğrendim.
Çin’ de ebru sanatı yok. Ancak ebru sanatının doğuşuyla ilgili kütüphanelerde pek çok kaynağı taradım. İlginç bir bir bilgiye ulaştım. Tüm tarihi kanıtlara göre ebru sanatı 1500 yıl önce ilk olarak Çin’de ortaya çıkmış. Bu da Türkiye ve Çin arasında güzel bir bağa işaret ediyor.
Çocukluğundan beri resim yaptığını söyleyen sanatçı, “Hayatımın tüm ve tek manası resim. Şimdiye kadar suluboya ve pastel çalışmalarım vardı. Ebru, benim için özel ve kendimi bu sanatla tanıştığım için şanslı hissediyorum. Çünkü başka ülkelerde yok. Ebru su ve doğayla ilgili çok canlı bir sanat. Su ve renkler ise ruhuma dokunuyor. Bu sanatı kendime çok yakın buluyorum. Çin’de insanların çalışmalarımı görmesini istiyorum. Bu sebeple Mayıs ayında orada bir ebru sergisi açacağım. Böylece ebru sanatını tanıtmış olacağım. Yine Çin geleneksel sanatı ve Türk ebru sanatını birleştireceğim özel çalışmalar yapacağım.
Çin’de galeride çalışırken dünyanın pek çok ülkesinden sanatçıyla tanışma ve arkadaşlık kurma imkanım oldu. Bu sanatçıların çoğu da dünyaca tanınmış isimler. Türkiye’ye yerleşince bu kontaklarımla burada da sergiler açmalıyım dedim. 2018 yılında açtığımız sergiye yedi ülkeden 22 sanatçı katıldı. Sergi büyük ilgi çekti. Ben de bu tip organizasyonların devamının gelmesi için dernek kurmaya karar verdim.
20 ülkeden sanatçı gelecek
“İstanbul Uluslararası Sanat ve Sanatçılar Derneği” çalışmalara başladı mı? Önce şunun altını çizmek istiyorum. Bu derneği kurmamda Türk-Çin derneğinin desteği büyük oldu. Bne de bu dernekle hem Çin ve Türk kültürlerini bir araya getirmeyi hem de dünyadan öenmli isimleri isimleri İstanbul’da sanatseverlerle buluşturmayı planlıyorum. Ağustos ayında 20 ülkeden sanatçılar katılacağı bir sergi ve workshoplar yapmayı planlıyorum. Ancak henüz netleşmedi. Galeri hazır olunca sergiyi açacağız.
