|

Suriyelilerin gözünden seçimler

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/06/2018 Pazar
Güncelleme: 05:07 - 24/06/2018 Pazar
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Prof. Dr. Said Sabbagh – İTÜ

Bu bölge, diniyle, kültürüyle, tarihiyle ve topraklarıyla tek bir bütündür. Sakinleri farklı ırklardan olsa da evlilikler yoluyla kaynaşmıştır. Kökeninde Arap, Kürt, Türk, Çerkez veya bu toprakları yurt edinmiş diğer milletlerden herhangi biri bulunmayan hiçbir aile neredeyse yoktur. Türkler, Kürtler ve Suriyeliler dinde, kültürde ve tarihte kardeştir. 13 asırlık bir geçmişleri vardır. Dileriz ki cahiliye ırkçılığının bölücüğü ve naraları aralarına fitne, öfke ve intikam hisleri sokmaz. Dinleri ve insaniyetlerinin gereğine uyan Türkiye tarafındaki kardeşleri ve halkları yanında bir sığınak ve güvenlik bulan Suriyeli mülteciler meselesi, Suriyeliler hakkındaki gerçekleri yayınlamayan Türk muhalefeti için bir endişe kaynağı haline gelmiş, semalarında yedi düvelin savaş uçakları kadın-çocuk, büyük-küçük demeden bombardıman, ölüm ve yıkım saçarak dolaşan, altyapısı yerle bir edilmiş, halen dahi can güvenliğinden yoksun bölgelere Suriye halkının zorla geri gönderilmesinde bir sakınca görmez olmuşlardır. Belki de hükümeti eleştirebilecekleri gerçek sorunlar göremedikleri için olsa gerek.

Bizler Suriyeliler olarak, Türkiye’nin iç işlerine karışmayız, ancak bizler, mülteciler olarak, seçim rekabeti ve pazarlık konusu haline getirildik maalesef. Bu nedenle bazı değerlendirmeleri kayıt altına almak, Türk kamuoyunun ve doğrudan Türk kardeşlerimizin takdirlerine sunmak istiyoruz:


50 YILLIK SÜREÇ

Hayatımızın kurtulmasına imkan tanıdıkları için, tüm Türkiye halkına, mülteciler meselesine duyarlı siyasi partilere ve seçilmiş vekillerine müteşekkiriz. Bazı Türkler, Suriye’deki sorunların, istihbarat ve ordunun yönetimi ele geçirdiği 50 yıl öncesinden başladığını bilmeyebilir. Nitekim 1948 yılında Amerikan istihbaratının hazırladığı bir darbe sonucu ordu sivil cumhuriyete musallat olmuş, Suriye’de askeri yönetiminin kontrolü birbirini izleyen çeşitli askeri darbelerle devam etmiş, akabinde özgür seçimler tamamen ortadan kalkmıştır. Suriyeliler hala, gerçek sivil bir yönetimin ülkeye geri dönüşü için çaba harcamaktadır. Kimileri Suriye sorununun, Sayın Erdoğan’ın hatalı politikasının bir sonucu olduğunu sanmaktadır. Aslında yanlış yapan, bölgedeki İsrail egemenliğine zemin hazırlama nihai hedefiyle Suriye’ye müdahale eden bütün büyük devletlerdir. Bunun için İran’ın güç kazanmasına ve bugün İran askeri güçlerinin Suriye’yi bombalamasına izin vermişlerdir. Açıkça vurguluyoruz ki Suriyelilerin, yarım milyondan fazla şehidin akan masum kanından bunlar sorumludur. Suriye’de bulunan Türk ordusu Suriye derinliğinde Türkiye’yi savunmakta, Suriyeliler pahasına savaşmamaktadır. Aksine açık hedefi Suriye’de yaptıkları gibi Türkiye’yi de bölmek olan, İsrail’e ajan bir devletin (ayrılıkçı bölge) kurulmasını engellemeye çalışmaktadır.

EKONOMİYE KATKI SAĞLIYORLAR

Türkiye’deki Suriyeli varlığı, genelde Türkiye’nin güney illerinde ekonomik durumun iyileşmesine katkı sağlamıştır. Nitekim Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, malvarlıkları ve birikimleri ile gelen Suriyelilerin il ekonomisi üzerindeki etkilerine ilişkin raporlar yayımlamıştır. Bazı Türkler, Suriyelilerin Türk devletinin hazinesinden aylık maaş aldıklarını sanmaktadır. Bu ise doğru değildir. Mülteci kamplarında yalnızca 300 bin mülteci yaşamaktadır. Onlara yapılan harcamalar çoğunluk uluslararası yardımlar ve Arap ülkeleri tarafından karşılanmaktadır. Oysa diğer Suriyeliler, düşük maaşlarla istismar edilmektedir. Mülteci kampları dışındaki Suriyelilerin harcadığı para, mülteci kamplarına yapılan destekten çok daha fazladır. Diyelim ki Türk devleti mülteci kamplarının giderlerini karşılıyor, peki çoğu mülteci kampları dışında yaşayan, (2,6 milyonu kadın ve çocuklardan olmak üzere) sayıları 3 milyonu bulan ve genelde Türk işyerlerinin müşterileri olan Suriyelilerin Türk ev sahiplerine kiralar ödeyerek ekonomiyi desteklemelerine ne demeli? Düşük ücretlerce, kendilerini paralarcasına çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışan ve devlete hiçbir yük teşkil etmeyenlere ne demeli? Devlet hastanelerinde verilen bazı ilaçlar dışında mülteciler hiçbir destek almadığı halde, Türk fabrika ve firmalarını destekleyen ucuz işgücüne ne demeli? Suriyelilerin sağladığı hizmetler ve imkanlara ne demeli? Suriyelilere ait firmaların Türkiye’de ödedikleri vergilere ne demeli? Türk ürünlerinin çeşitli Arap pazarlarına ihraç edilmesine aracılık eden Suriyelilere ne demeli? Kuşkusuz bütün bunlar Türk ekonomisi için önemli bir katkıdır.

İNSANİ SERMAYE

Suriyeli ve Arap akademisyenler arasında, muazzam bir deneyim potansiyeli bulunmakta, bu da Türkiye’yi yatırım açısından Müslüman bir çekim merkezi haline getirmekte, Türkiye’ye önemli bir yabancı yatırım çekilmesini sağlamaktadır. Yine Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) yabancı diplomaların denklik işlemlerini geciktirmesi nedeniyle, maalesef şu ana kadar yeterince yararlanılamamış ciddi bir birikim ve inovasyon potansiyeli bulunmaktadır. Örneğin, benim kendi projelerimden biri, geliştirilmek üzere Hollanda gıda endüstrisi tarafında kabul edilmiştir ve bu da onlara milyonlarca dolar olarak geri dönecektir. Oysa burada Türk sanayiciler, gıda ürünleri ve bebek gıdaları alanındaki projelerime sırf Suriyeli olduğum için ilgi göstermemiştir. Suriyeliler arasında benden çok daha birikimli ve deneyimli niceleri bulunduğu halde, halen dahi ya yeteneklerini kanıtlamayı ya da Allah’ın geniş kıldığı yeryüzünün bir başka parçasına gitmeyi beklemektedir. Yüksek öğretimde yalnızca 16 bin Suriyeli öğrenci eğitim görmektedir ve bu sayı, her yıl iki milyon Türk öğrencinin akademik hayata başladığı Türk üniversitelerinin öğrenci sayısı karşısında önemsiz düzeydedir.

Kimi muhalefet liderlerinin, örneğin mülteciler konusunda, bu denli bilimsel ve beşeri kültür düzeyi düşük tartışmalarına rağmen, Sayın Erdoğan, Avrupalı, Arap ve Asyalı komşularına kıyasla Türk halkına oldukça iyi bir hizmet sunan ekibi ve hükümetiyle hayır üzeredir, bilhassa Sayın Başbakan Binali Yıldırım ve Sayın Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı bu bağlamda zikretmek isterim. Allah, halkı ve seçilmiş hükümetiyle Türkiye’ye hayır kapıları açsın ve daima doğru yola iletsin.

#Türkiye
#Suriye
#İsrail
6 yıl önce