Sokaklarında kaybolun
Ziyarete gelen kalabalıklar olmasa kendinizi yüzyıllarca öncesine gitmiş gibi hissedebileceğiniz bu güzel ve küçük kasabanın sokak müzisyenleri ve ressamların mesken tuttuğu iki küçük meydanı mevcut. Kasabayı çevreleyen, sanki bir evin balkonuna çıkmışsınız gibi hissettiren sur benzeri yapılarından ve kulelerden bakınca ise kum rengi çatıların, onların ötesinde düzlüklerin, sarılı yeşilli üzüm bağlarının oluşturduğu muhteşem ve tipik bir bir Toskana manzarası var.
Piazza Della Duomo’yu görün
İtalyanca’da Piazza Meydan demek, Duomo ise katedral. Piazza Della Duomo yani Katedral Meydanı ise San Gimignano’daki iki meydandan biri. San Gimignano Katedralinin ve ziyarete açık Grosso Kulesinin de bulunduğu meydanda kuleler, cafeler, mağazalar, yiyecek satışı yapan stantlar da mevcut Katedralin merdivenlerine oturup dondurmanızı yerken dinlenebilir, meydanı çevreleyen tamamı tuğla döşeli ve tarihi evleri ve kuleleleri seyredebilirsiniz.
San Gimignano 1300 Müzesi’ni gezin
San Gimignano’nun Ortaçağdaki halinin aslına sadık kalarak minyatür modelinin çıkarıldığı bu ücretsiz müze, kasabanın orijinal kulelerini, meydanlarını, sokaklarını ve evlerini yüzyıllar önceki haliyle görmek ve nasıl korunmuş olduğunu da gözlemek için üç boyutlu güzel bir deneyim sunuyor.
En eski fresklerle süslü kilise
13. yüzyılın sonlarından kalma bu kilisenin duvarlarını da yine Aziz Augustin’in yaşamını anlatan çok iyi korunmuş fresklerin yanısıra San Gimignano’nun en eski freskleri de süslüyor.
Şehir müzesine gidin
Bugün şehir müzesi olarak ziyaret edilebilen bu bina aslında 13. yüzyılda inşa edilmiş Belediye Meclisi Binası. San Gimignano’daki diğer yapılarda da görülen fresklerle süslü binada Sala Di Dante bölümü ve bir zamanlar belediye binasının odaları olan, şimdi ise sanat eserlerine ev sahipliği yapan Camera del Podesta ve Pinacoteca bölümleri yer alıyor.
Manzarası en iyi kale burası
San Gimignano’daki kuleler zengin ailelerin varlıklarını gösterme yolu olarak 13-14. Yüzyıllarda yapılmış ve sayısı 72’ye ulaşan kulelelerin büyük bölümü İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkılmış. Günümüze kadar ayakta kalan on dört kuleden biri olan Torre Grosso ise yine 14. Yüzyıldan kalma ve ziyarete açık. 54 metre uzunluğundaki kuleden San Gimignano’nun 360 derecelik manzarasını ve güneşli bir günde uçsuz bucaksız bir Toskana manzarası görmek mümkün.
Ödüllü dondurmacı
Adını 13. yüzyıldan kalma ve halen meydanın ortasında bulunan bir su sarnıcından alan ve Piazza Della Duomo’ya bir geçitle bağlanan kasabanın diğer meydanında da yine dünyanın en iyi dondurması ödülünü almış dondurmacı dahil cafeler, mağazalar mevcut. Eski zamanlarda Piazza della Cisterna, şehirde düzenlenen tüm halka açık gösterilerin ve festivallerin merkezi ve aynı zamanda pazar yeriymiş. Meydandaki Becci Ark’ının bir tarafında Becci Kulesi, diğer tarafında ise Cugnanesi Kulesi, kuzeyde ise Şeytan Kulesi bulunuyor.
San Gimignano Katedrali
Alışılageldik katedrallerden daha küçük olsa da Piazza Del Duomo’daki bu katedral içerisindeki restore edilmiş Eski ve Yeni Ahitten freskleriyle ünlü. San Gimignano’da birçok tarihi yapının içerisi bu tür fresklerle bezeli.
Aklınızda olsun
San Gimignano ve genel olarak Toskana bölgesini ziyaret etmek için en ideal zamanlar nisan-mayıs ve eylül ekim ayları. Bu dönem yaza göre daha az turist olmakla birlikte San Gimignano her zaman kalabalık. Yine de yazın sıcağından kaçmak ve Toskana’yı yemyeşil haliyle ya da sonbahar renkleriyle görmek için bu dönemler ideal.
San Gimignano’da Piazza Della Cisterna’da dünyanın en iyi dondurmacısı ödülünü almış dondurma dükkanı yer alıyor. Diğer dondurmacıların da tat olarak geri kalmadığı meydanlarda birkaç farklı dondurma yemeden dönmeyin derim.
Torre Grosso’ya 218 merdivenle çıkılıyor ve özellikle son kısım vertigosu olanlar için zorlayıcı olabilir. Yine de yukarıdaki manzara için çıkmaya değer diye düşünüyorum.
Belediye Binasını gezerken girişteki müzenin resmi hediyelik eşya dükkanından artırılmış gerçeklik gözlükleri kiralayabilirsiniz. Fresklere ve sanat eserlerine ilgi duyuyorsanız, bu gözlükler ziyaretinizi daha akılda kalıcı hale getiriyor.
San Gimignano Pass adı verilen bileti alırsanız ücretli ziyaret edilebilen Grosso Kulesi ve Belediye Binası dahil beş ücretli yere bilet almış oluyorsunuz. Fresklere ve sanat eserlerine ilginiz varsa bu şekilde kombine bilet alarak yukarıda bahsi geçen yerleri daha uygun bir fiyata gezmiş olursunuz.
Turla gelmediyseniz San Gimignano’ya Floransa’dan trenle ve ardından otobüse aktarma yaparak bir buçuk saatte ulaşmak mümkün. Pisa, Siena gibi diğer şehirlerden de yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor.
Araba kiralayıp geziyorsanız, ki bence buraları görmenin en güzel yolu bu, çevredeki Val D’orcia kasabalarını, üzüm bağlarını mutlaka gezmenizi öneririm.
San Gimignano’yu yürüyerek gezmek için 3-4 saat yeterli. Ancak turla gelmediyseniz ve turistler gittikten sonra kimselerin kalmadığı, yüzyıllarca öncesinden kalma sokakların loş aydınlatmaları altında sakince gezebildiğiniz sokakları seviyorsanız San Gimignano’da en azından bir gece konaklamanızı öneririm. San Gimignano dışında, çevredeki Val Dorcia kasabalarında aslına uygun olarak restore edilmiş onlarca çiftlik, bağ evi ve taş evler mevcut. Toskana’da tatil deneyimini bütünlemek için buralarda kalmanızı ve en az 3 geceyi bu bölgeye ayırmanızı öneririm.
