|

Terörle mücadelede taktik istihbarat

15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra FETÖ militanlarının uzaklaştırılması terörle mücadelede ihtiyaç duyulan istihbarat desteğinin artmasını ve başarılı sonuçların alınmasını beraberinde getirmiştir. Türkiye’nin teröristle mücadele noktasında ulaştığı tecrübe ve elde ettiği başarı oldukça değerlidir. Bundan sonraki süreçte, teröristle mücadelede elde ettiğimiz başarının uzun vadeli kazanımlara dönüştürülebilmesi gerekmektedir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 16/01/2018 Salı
Güncelleme: 04:46 - 16/01/2018 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
SERTAÇ CANALP KORKMAZ - ORSAM

İstihbarat, günümüzde pek çok alanda kilit bir unsur olmaya devam ediyor. Mevzu bahis güvenlik alanı olunca istihbaratın önemi kat be kat artarken, kırılgan bir coğrafyada bulunan Türkiye açısından ise istihbarat daha önemli hale gelmektedir. Ülkenin üç kıtanın kesişme noktasında yer alışı ve bu jeopolitik havzada yaşanan siyasi gelişmelerin her birinin farklı açılardan ciddi tehditler yaratıyor olması nedeniyle hem taktik hem stratejik istihbarat Türkiye için hayati bir araç haline gelmektedir.

Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehditler çeşitlilik göstermesine rağmen hem ülke sınırları içerisinden hem de sınır ötesinden gelen tehditler dikkate alındığında, terörün en önemli güvenlik sorunu olduğu karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ülkenin güney hattında dünyanın en tehlikeli terör örgütlerinin cirit atıyor oluşu, Türkiye’nin terörle mücadele noktasında güçlü bir politika izlemesini gerektirmektedir.

TÜRKİYE’YE DİREKT TEHDİT

Türkiye yıllardır kesintisiz olarak farklı dinamik ve motivasyonlar ile hareket eden terör örgütleriyle mücadele eden bir ülke konumunda bulunuyor. Mevcut süreçte PKK, DHKP-C, DAEŞ ve FETÖ gibi öne çıkan terör örgütleri Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit etmektedir. Bahsi geçen bu terör örgütlerinin dinamik ve motivasyonlarının birbirinden farklı oluşu Türkiye’nin stratejik istihbarata dayalı terörle mücadele sürecini zorlaştırmaktadır. Bu yüzden de Türkiye öncelikli olarak taktik istihbarata dayalı olan teröristle mücadeleyi ister istemez daha fazla öne çıkarmaktadır.

Teröristle mücadele, tehditleri anlık veya kısa vadeli olarak bertaraf etme noktasında somut sonuçlar veren bir yaklaşım türüdür ancak kısa ömürlüdür. Teröristle mücadelede en önemli şey terör örgütlerinin muhtemel eylemlerinin ya da eylem girişimlerinin engellenmesidir. Eylemin nerede, ne zaman, nasıl ve kim tarafından gerçekleştirileceğini bilmek ve bu bilgiden hareketle terörist(ler)i etkisiz hale getirmek ve gerçekleştirilmiş olan eylemleri deşifre edebilmek için ihtiyaç duyulan araç ise taktik istihbarattır.


GELİŞEN TEKNOLOJİ VE TEKNİK İMKANLAR

Terör örgütünü yakından takip eden saha elemanlarının varlığı ve gelişen teknolojiyle birlikte artan teknik kabiliyetler günümüzde taktik istihbaratı daha güçlü hale getirmektedir. Fakat uzun vadede sadece taktik istihbarata dayalı mücadele yönteminin çıkmaza girmesi kaçınılmazdır. Bu çıkmaz ise hem ülke kaynaklarının israf edilmesine hem de bu tehditlerin ortadan kaldırılamamasına neden olmaktadır. Bu yüzden uzun vadeli çözümler için stratejik istihbarata dayalı bir mücadele yöntemi geliştirmek ve uygulamak gerekmektedir.

2017 yılının ilk saatlerinde İstanbul’da Özbek vatandaşı DAEŞ mensubu yabancı terörist Abdülkadir Masharipov tarafından gerçekleştirilen terör saldırısı Türkiye açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Çünkü gerçekleştirilen saldırının ardından atılan adımlar teröristle mücadele sürecinde sadece DAEŞ’e karşı değil, aynı zamanda yukarıda bahsi geçen terör örgütleriyle mücadele sürecinde de etkili sonuçlar alınmasını sağladı.

TERÖRLE MÜCADELEDE BAŞARILI YIL

Terörle mücadelede başarı tanımının objektif bir kriteri bulunmasa da 2017 yılını Türkiye’nin terörle mücadelesi açısından başarılı bir yıl olarak tanımlayabiliriz. Özellikle ülkenin istihbarat teşkilatı ve kolluk güçleri arasında artan işbirliğinin ve gerçekleştirilen ortak operasyonların bu başarıda önemli bir katkısı oldu.

Taktik istihbarata dayalı mücadele, elde edilen istihbarat çerçevesinde anlık veya çok kısa sürede cevap vermeyi gerektiren bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda daha fazla Özel Harekât Polisi’nin istihdam edilmeye başlanmasıyla birlikte taktik açıdan terörle mücadele sürecinde Türkiye’nin kapasitesi daha fazla güçlenmeye başladı. 2017 yılı içerisinde elde edilen istihbaratlardan sonra ivedi bir şekilde harekete geçilmesi sonucunda ülke genelinde pek çok eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi ve binlerce terörist etkisiz hale getirildi.

Özellikle büyükşehirleri kendileri için önemli bir saklanma alanı olarak gören terör örgütleri ile mücadelede taktik istihbaratın değeri oldukça yüksektir. Çünkü büyükşehirler teröristlere sahip oldukları demografik özellikler nedeniyle saklanma noktasında ciddi avantajlar sağlamaktadır. Geçtiğimiz yıl güvenlik güçlerinin etkili istihbarat faaliyetleri sonucunda terör örgütünün sahip olduğu bu avantaj, büyükşehirlerde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlar sonucunda ciddi derecede zayıflatıldı. DAEŞ’in büyükşehirleri kendisine saklanmak için seçmiş olmasına rağmen gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda yüzlerce hücrenin çökertilip binlerce militanının gözaltına alınması ise taktik istihbarat faaliyetleri sayesinde olmuştur.

Diğer taraftan DAEŞ’in sahada yaşadığı toprak kaybına bağlı olarak Türkiye özelinde yabancı terörist savaşçıların yarattığı tehdit de ciddi bir artış gösterdi. Sınır dışı edilen binlerce yabancı, etkisiz hale getirilen hücreler ve bu hücrelerde ele geçirilen dokümanlardan hareketle gerçekleştirilen operasyonlar çerçevesinde engellenen eylemler Türkiye’nin taktik istihbaratta ulaştığı kapasiteyi ve başarıyı gösterme açısından oldukça çarpıcıdır.

FETÖ’NÜN TEMİZLENMESİ

Teröristle mücadele sürecinde Türkiye’nin 2017 yılında yakaladığı başarıyı güçlendiren nedenlerin de altını çizmek gerek. FETÖ’nün devlet içerisindeki yapılanmasına baktığımızda özellikle güvenlik teşkilatlarındaki istihbarat daire başkanlıklarını öncelikli hedef haline getirdiklerini unutmamak gerekir. 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra bu kadroları işgal eden FETÖ militanlarının uzaklaştırılması terörle mücadelede ihtiyaç duyulan istihbarat desteğinin artmasını ve başarılı sonuçların alınmasını beraberinde getirmiştir.

Terörle mücadele noktasındaki diğer bir başarı ise artan insansız hava aracı (İHA) kullanımıdır. Hem silahlı hem de silahsız İHAların sahada başarılı bir şekilde kullanılması PKK ile mücadele sürecinde önemli avantajlar sağlamıştır. İçeride kolluk güçlerinin, sınır ötesinde ise TSK’nın taktik istihbarata dayalı operasyonları PKK terör örgütünün eylem yapma kapasitesini zayıflatmıştır.

Sonuç olarak muhtemel eylemlerin engellenmesi, eylem sonrası karmaşık ilişki ağlarının çözülmesi ve şehirdeki/kırsaldaki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi açısından Türkiye’nin teröristle mücadele noktasında ulaştığı tecrübe ve elde ettiği başarı oldukça değerlidir. Bundan sonraki süreçte, teröristle mücadelede elde ettiğimiz başarının uzun vadeli kazanımlara dönüştürülebilmesi gerekmektedir. Bu nedenle terör örgütlerin militan devşirme politikalarını engellemeye ve örgütsel yapılanmalarını çözümleye yönelik önemli bir araç olan stratejik istihbarat öncelikli hedefimiz olmalıdır.

#Terör
#Mücadele
#İstihbarat
6 yıl önce