Türk müziği ile ilgili ilk tınıları ud çalan annesi Naciye Temiz’den alan daha sonra Ankara Klasik Müzik Devlet Konservatuvarı’nda vurmalı çalgılar ve timpani eğitimi alan, müzik kariyeri boyunca daima üreten ve 23 yıl İsveç ile Türkiye arasında kültür köprüleri kuran Türkiye'nin en önemli ritim ustası Okay Temiz İstanbul Havalimanı açılışında Oriental Wind grubuyla sahne aldı. Konser sonrası Temiz'in Galata Kuledibi'ndeki Ritim Atölyesi'nde soluğu aldık, biraz müzikten, biraz yeni havalimanından konuştuk. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile çok eskiye dayanan muhabbetleri olduğunu söyleyen Temiz, "Türkiye'de böyle teknolojik bir yerin açılışında çalacak müzik orkestrası bizden başka yok. Popçuların sözlerinde hep 'Bıraktın gittin, Allah'ından bul' gibi sözler var. Hiçbir moral yok. Orada gümbür gümbür bir müzik giderdi. Havaalanı açılışı bambaşka bir şey. Oradaki müziği çok dikkatli seçeceksin. Nitekim de öyle oldu" diyor.
AVRUPA'DAN İYİ OLACAK
Açılış konserinin kendisine çok kısa bir süre önce teklif edildiğini dile getiren Temiz, "Bana üç gün önceden haber verdiler. Hemen kabul ettim ama hazırlanmak için pek vakit yoktu. Daha evvel, mesela altı ay veya bir yıl önceden haberim olsaydı daha muazzam bir şeyler hazırlardım. Türk Hava Yolları Afrika'nın birçok noktasına direkt uçuyor. Bu büyük bir başarı. Örneğin, oradan müzisyenler getirebilirdik. Üç güne sığdırdık ama yine de başardık. Allah'a şükür, arkadaşlar da çok iyi müzisyenler olduğu için güzel geçti" sözleriyle konser değerlendirmesi yapıyor. Konserden istifade yeni havalimanını da kısmen gezebilen Temiz, şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Salonların, koridorların geniş olması güzel. Diğer havalimanı artık yetmiyordu. En az üç saat önceden gitmeniz gerekiyordu. Millet omuz omuzaydı salonlarda. Dünyanın pek çok havalimanını görmüş biri olarak batıda araç transferleri daha sistemli ve başarılı. Belki İstanbul Havalimanı dışarıdan daha iyi olacak."
ASLOLAN YAKIŞTIRMAK
Okay Temiz'in havalimanı açılışındaki bu konseri izleyenler tarafından da çok alkış aldı. Bu kadar beğenilmesine kendisinin de şaşırdığını belirten Temiz, "İnsanlarla aramızda 40-50 metre kadar bir boşluk vardı. Bizi görmeleri de çok zordu. Bir nokta gibi gözüküyorduk. Buna rağmen insanlar sahneden indiğimde yolumu kesip çok beğendiklerini söyledi. Büyük ilgi gördük. Hoşuma da gitti. Çünkü benim yaptığım şey tamamen özel bir müzik. Alışılmışın dışında sesler var bizde. Kabak, testere, dev darbukalar, parmak piyano kullanıyoruz. Repertuvarımız geniş. Zeybek de var Afrika ritimleri de. Tüm aletler farklı yerlerden geliyor" diyor ve ekliyor: "Aslolan tüm aletler nereden gelirse gelsin bunları müziğinize yakıştırmak."
HER GİTTİĞİM YERDEN GİTTİKÇE İLHAM ALIYORUM
Müzik kariyeri boyunca çok seyahat ettiğini dile getiren Temiz, "Çok seyahat ettim evet, ama artık etmiyorum. Her gittiğim yerden ilham alıyordum. Gittiğim yerlere de ben bir şeyler götürüyordum. Turist gibi gitmiyordum. İsveç'e Türk müziğini götüren benim. Türk müziğini dışarıya ilk çıkaranlardan biri de benim. 1967'de çıktım. Daha önce Erdoğan Çaplı Üsküdar'a Giderken'i Amerikalılarla söylemişti ama tek bir şarkı. Ben bir ömrümü verdim. Fransa'nın altını üstüne getirdim. Turneye gittiğimizde 20 konser verirdik. Memajerimiz bizim günlerimizi gezi ile dolduruyordu. Annemle İsveç'te üç konser verdik. Orada çok büyük bir ilgi gördük" diyor.
Okula traktörle giderdim
Tüm bunların yanında Türk kültürü ve folkloründen kopmadığını ifade eden Temiz, Çatalca'da çiftlikte geçirdiği günlerini şöyle anlatıyor: "Ben şehirliyim, babam subaydı ama beri yandan Çatalca'da bin dönümlük çiftliğimiz vardı. Çocukluğum orada geçti. 450 koyunumuz vardı. O zamanlar ‘Silivri yoğurdu’ meşhurdu ve bizim çiftlikten her gün 350 litre süt giderdi, güğümlerle Silivri'ye. Binlerce dönümlük araziyi traktörle tek başıma sürerdim. Tarlada çalışan ameleleri taşırdım. Traktör altımda bisiklet gibiydi. Ortaokulda okula traktörle giderdim. Pazarda sebze meyve satardım. Hatta çobanlık da yaptım. Bu arada seneler sonra o traktörü buldum. Restore ettim. Şahane bir şey oldu. Benim yaşamımın bir parçası da Türk folklorü. Müziğimde bunları birleştirmem hep topraktan gelir. Onun için benim müziğimde riya yoktur. Anadolu'dan gelen arabeskçilerin tabiatla ilişkisi bana vız gelir."
Müzisyenin yüreği geniş olmalı
Türkiye'de müziğin eğlence olarak algılandığını eleştiren Okay Temiz, "Doğa bize her şeyi sunuyor. Bunun farkına varmak lazım. Ben ceviz kabuklarından alet yapıyorum. Doğa bizim müziğimizde kulanılmıyor. Müzisyenlerin yüreğinin geniş olması lazım. ‘Bu müzik piyasada satmaz, insanlar dinlemez’ diyerek bizim müziğimiz hep yolda kalmış. Hiçbir yönde ilerleme yok. Oysa ben folklor müziğinden çok şey öğrendim. Benim duruşumu sağlamlaştırdı. Ben bunu artık daha çok hissediyorum. Müziğimin, ritimlerin daha kuvvetli, güçlü ve emin olmasını istiyorum" diyor.
Ritim Atölyesi müzeye dönüşsün
Eskiden haftada 200 öğrencisi olduğunu, bugün ise 20’ye kadar düştüğünü kaydeden Temiz, Kuledibi’ndeki Ritim Atölyesi’nin müze olmasını arzuluyor. Bu arzusunu daha önce Erdoğan’a da ilettiğini belirten Temiz, “Burada benim icatlarım var. Dünyada kimsede olmayan aletler var. Ne mutlu ki ‘Tamam yapalım Baba’ diyen bir başkanımız var. Ülkede herkes şu anda güneydeki savaşa konsantre olmuş durumda. Eskiden terör vardı. Ancak harp zamanı da olsa bir yerde kültürün ilerlemesi gerekiyor. Kültür her zaman lazım. Bir ülkede kültüre değer verilmiyorsa o ülkenin istediği kadar parası olsun. Bizler de kültür insanlarıyız, sadece destek istiyoruz” diyor.
