|

Tunus siyasetinde kritik dönem

Haber Merkezi
04:00 - 17/01/2020 Cuma
Güncelleme: 02:57 - 17/01/2020 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
LATİFE AHMED

2019 yılı sonunda, tarihinin ikinci Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile üçüncü genel seçimlerine sahne olan Tunus, devrimin dokuzuncu yıldönümünü hükümetsiz bir şekilde karşıladı. Genel seçimlerden yüzde 18.92 oy oranı ile birinci parti olarak çıkan Nahda partisi tarafından Başbakanlık makamı için önerilen Habib Jemli’nin kurduğu hükümet Tunus parlamentosundan güvenoyu alamadı. Tunus anayasasına göre, bir sonraki adımda, Cumhurbaşkanının siyasi partiler ve gruplar ile gerçekleştireceği görüşmeler sonrasında hükümet kurmaya en uygun gördüğü kişiyi kabinesini oluşturmak üzere yetkilendirmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı tarafından yetkilendirilecek adayın kuracağı yeni hükümetin de Tunus parlamentosundan güvenoyu alamaması halinde, Cumhurbaşkanı tarafından parlamentonun feshedilmesi ve erken seçimlerin gündeme geleceği bir belirsizlik süreci başlamış olacak.

NAHDA İKNA EDİLMELİ

Geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşen genel seçimler neticesinde Tunus parlamentosunda ortaya çıkan tablo, güçlü ve istikrarlı bir hükümet kurulmasına imkan vermeyen, yönetilebilmesi oldukça güç bir yapıyı ifade ediyor. Yüzde 3’lük seçim barajının sonucu olarak, toplam sandalye sayısı 217 olan Tunus parlamentosunda, sandalye sayısı 52 ila 1 arasında değişen 31 farklı siyasi yapı yer alıyor. Yüzde 18 oy oranı ile seçimden birinci parti olarak çıkan ve 52 sandalyeyle Tunus parlamentosundaki en büyük grubu oluşturan Nahda partisi tarafından hükümet başkanı olarak önerilen, parti kadrolarından olmayan bağımsız isim Habib Jemli, parlamentodaki diğer grupların temsilcileriyle bir buçuk ayı aşkın süren müzakereler sonucunda bu partilerin hiçbirini kuracağı koalisyon hükümetinde yer almaya razı etmeyi başaramadı. Parlamentodaki partilerden hiçbirinin kurulacak hükümette yer almayı kabul etmemesi üzerine Jemli tarafından tamamı partisiz teknokratlardan oluşan bir kabine oluşturuldu ancak 11 Ocak Cuma günü Tunus parlamentosunda tüm gün süren görüşmelerden sonra gerçekleştirilen güvenoylamasında bu kabine 71 kabul, 134 red ve 3 çekimser oy ile güvenoyu almayı başaramadı. Bundan sonraki süreçte, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından hükümeti kurmak üzere yetkilendirilecek yeni hükümet başkanı adayının bir hükümet kurmayı başarıp başaramayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak her halükarda Nahda partisini ikna etmeyi başaramayacak bir hükümetin güvenoyu için gerekli olan 109 oy sayısına ulaşabilmesi oldukça zor görünüyor.

CUMHURBAŞKANI SAİD’İN KRİTİK ROLÜ

Böyle bir belirsizlik sürecine doğru ilerlerken, Cumhurbaşkanlığı makamında, arkasında güçlü bir halk desteği bulunan ve üzerinde geçmiş politik günah ve başarısızlıkların gölgesi bulunmayan bir isimin varlığı Tunus için bir şans olarak değerlendirilebilir. Geçtiğimiz Ekim ayındaki Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde aldığı % 72.71 oy oranı yaklaşık 2,97 milyon oya tekabül eden Kays Said’in arkasındaki halk desteği, aldıkları toplam oy sayısı 2,9 milyon olan Tunus parlamentosundaki tüm politik aktörlerin sahip olduğu toplam halk desteğinden daha fazla. Said’in seçim kampanyası, devrimden hemen sonraki süreçte, demokrasi görünümü altında elitler ve siyasi partiler eliyle başlatılan –kendi ifadesiyle- “karşı devrim” sürecinin tersine çevrilmesi ve anayasal kurumların devrimin esas amacına uygun olarak yeniden halkın hizmetine sunulması fikrine dayanıyordu. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Said’in seçim vaatleri, Tunus’taki temel anayasal kurumların yeniden yapılandırılması ve adem-i merkeziyetçi bir yeni idari yapının kurulmasına yönelik kapsamlı bir anayasa değişikliği üzerinde yoğunlaşmıştı. Herhangi bir siyasi geçmişi olmayan, partisiz ve hatta seçim kampanyasını siyasi partisizlik üzerine kurmuş olan Said’in Tunus halkından gördüğü büyük teveccüh, aynı zamanda Tunusluların devrimden sonraki 9 yıllık süreçteki hükümetlerde yer alan siyasi partilere olan güvensizliğinin en büyük göstergesi oldu.

Parlamentodaki yönetilmesi zor, parçalı ve zayıf yapı ve bunun doğal sonucu olarak mevcut siyasi partilerin ülkeyi idare edecek bir koalisyon hükümeti kurmakta zorlanması, Tunus’un halihazırda pamuk ipliğine bağlı olan istikrar ortamını tehdit ediyor olmakla birlikte, bu durum, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Said’in seçim vaatlerinin temelini oluşturan köklü anayasa ve seçim kanunu değişikliğini ülke gündemine güçlü bir şekilde sokabilmesi için bir imkan olarak da değerlendirilebilir.

#Tunus
#Seçim
#Anayasa
4 yıl önce