|

Türk musikisi hizmetinde bir ömür: Etem Ruhi Üngör

Orhan Araslı’nın yıllar önce kayda aldığı ve daha sonrasında deşifre ederek yayına hazır hâle getirdiği Etem Ruhi Üngör’ün anıları kitap olarak okurla buluştu. Türk musikisine gönül veren Üngör ömrünü Türk musikisinin değerlerini ortaya çıkarmak için harcamış çok önemli bir sanat adamı.

Kamil Büyüker
01:00 - 15/10/2022 Cumartesi
Güncelleme: 21:48 - 14/10/2022 Cuma
Yeni Şafak
​Türk musikisi hizmetinde bir ömür: Etem Ruhi Üngör.
​Türk musikisi hizmetinde bir ömür: Etem Ruhi Üngör.

Etem Ruhi Üngör, ömrünü Türk musikisine hizmete adamış önemli isimlerden biridir. Hayatta iken değeri pek anlaşılamamış Üngör’ün hatıraları ilk defa yayınlanarak okurla buluştu.

Türk musikisi dediğimiz vakit, genel okurun aklına hep musiki icrası ya da nazariyat gelir. Hiç şüphesiz bu başlıklar da musiki bahsinin içindedir ama musikimizin tarihi, bu alandaki literatür, çalınan aletlerin muhafazası, gelişim süreçlerinin tespiti de başlı başına bir konudur. Yakın dönem musiki tarihimizde özellikle bu iki cephesiyle daha çok ön plana çıkan Etem Ruhi Üngör’ün anıları Orhan Araslı’nın titiz çalışması ile yayımlandı. Etem Ruhi Üngör’ün Anıları/ Bir Mücadelenin Öyküsü (Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMAR) yay. 2022, 351 s.) adıyla yayımlanan eserde 1922 yılında başlayıp 2009 yılında nihayete eren 87 yıllık bir ömür sorular eşliğinde hülasa edilmiş. Orhan Araslı’nın yıllar önce kayda aldığı ve daha sonrasında deşifre ederek yayına hazır hâle getirdiği Etem Ruhi Üngör hatıralarını, aradan geçen zaman içinde OMAR (Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi) yayınlayarak büyük bir hizmete vesile olmuştur.

TÜRK ÇALGILARI PEŞİNDE

Etem Ruhi Üngör’ün musiki tarihimiz açısından iki önemli cephesi olduğunu belirtmiştik. Bunlardan ilki hiç şüphesiz Hüseyin Saadettin Arel’in 1948 yılında yayına başlattığı Musiki Mecmuası’nı 176. Sayısında devralarak 41 yıl boyunca sürdürmesidir. İkincisi ise 1967-76 yılları arasında 25.000 km’yi bulan bir yol yaparak 750 civarında çalgı toplamasıdır. Araslı’nın da ifadesiyle kendisini “Türk musikisi hizmetinin bir neferi” olarak gören Etem Ruhi Üngör yeri gelmiş bir vesikanın mevcudiyetini işittiğinde otobüse atlayıp ülkenin diğer ucundaki bir kütüphaneye koşmuş, kimi zaman radyoda bir yağlı güreş haberi alınca, pehlivan musikisini tespit için gece apar topar otobüse atlayıp yine memleketin öbür ucuna gitmiş, Harbiye Marşı’nın bestekârını bulmak için adresini bilmeden gidip koca İzmir’de semt semt koşturmuş ve en nihayetinde musikimizin uzun yılların sesi olan Musiki Mecmuası’nı 41 yıl boyunca tek başına çıkarıp, basıp dağıtarak dünyanın en uzun ömürlü ikinci müzik dergisi ünvanını kazandırmış bir isimdir. (s.15)

ÜÇ İFTİHAR KAYNAĞI

Araslı’nın belirttiğini göre hizmeti sadece bununla sınırlı değil Üngör’ün; 60 yılını vakfettiği Türk musikisiyle alakalı yurt içi ve yurt dışında 35 civarında tebliğ vermiş, 1000’den fazla makale ve henüz basılmamış 30 kadar kitap kaleme almıştır. 1300 Yıllık Türk Çalgıları Ansiklopedisi ise kimsenin basmaya cesaret edemediği yayınlanmamış eserlerinin başında geliyor. Sözlü geleneğin en bariz refleksini Orhan Araslı’ya da gösteren Üngör “Ben yazmam ama sen yazarsan anlatırım” demiş ve başlamışlar konuşmayı, en nihayetinde böyle bir eser vücuda gelmiş. Eserin başında Üngör, hayatında üç iftiharını Türklüğüm, İslâmlığım ve Çanakkale gazisinin oğluyum, şeklinde dile getiriyor. (s.27)

Niğde’den İstanbul’a gelip yerleşen bir ailenin çocuğu olan Etem Ruhi Üngör, doğduğundan beri evde musiki havasının hep olduğunu belirtiyor. Öyle ki evde bir tane ud yer almaktadır. Annesi ve babası ikisi de ud çalmaktadır. Babasının notaya hakim olduğunu annesinin ise kıvrak taksimler yaptığını naklediyor. 1945 yılında Kalamış’ta düzenlenen sandal gezisinde musiki cemiyetine girmek istediğini dile getiren Üngör, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde musiki eğitimine başlar. 1952 yılına kadar süren Üsküdar Musiki cemiyetin günlerinde musiki literatürümüze girecek ilk yazı da kaleme alınır. Kanunun mandal tertibatı hakkında bir etüt başlıklı bir yazı kaleme alan Üngör’ün, 1949’da Musiki Mecmuası’nın 23. Sayısında yazısı yayımlanır. Laika Karabey, Saadettin Arel’in beğenisini kazanan bu yazı onun hayat çizgisinde önemli bir nokta olur. Daha sonra İleri Türk Musikisi Konservatuarı’na devam eden Üngör burada da 1961 yılına kadar hizmet eder, hem sahne programları hem de radyo programlarında ud çalar.

TEKSİR MAKİNASIYLA 21 YIL ÇIKAN DERGİ

Konservatuar ve Kolejlerde müzik hocalığı da yapan Üngör, en büyük hizmetlerinden birisi olan Musikisi Mecmuası’nın 1960 yılında ve mecmuanın 147. sayısında yazı işleri müdürlüğünü yürütmeye başlar. Yayın kurulunda değişmeler, yaşanan olumsuzluklar ve parasızlık derginin çıkışını kesintiye uğratsa da Üngör, dergi yayınından asla vazgeçmez. Başına “İleri” ekleyerek tek başına yürüttüğü Musiki Mecmuasının matbaa ile yaşadığı sıkıntıdan dolayı “acaba teksir makinesi ile bunu basamaz mıyım?” sorusunu kendisine sorar. Doğruca Bankalar Caddesi’ne gider ve Rex Rotary marka bir teksir makinesi alır. Mumlu kağıtla baskı yapan makinenin tüm çalışma aksamını baskı yoluyla test eder. 1972 yılından itibaren 21 seneden fazla bir zaman sürecek yayın faaliyetinin temelini evinde kurduğu teksir makinesi ile atar. Halil Can Bey’e ilk baskıları götüren Üngör, “Bazı yerlerin okunmadığı” eleştirisini duyunca mürekkeple ilgili problemleri de çözer. Bir gün derginin basıldığı Hüsnü Tabiat Matbaası’nın sahibi Mithat Bey öldüğünden onun yerine geçen oğlu Süleyman Dördüncü Bey’e Sirkeci’de Büyük Postanenin önünde rastlar. Uzun süren ayrılıktan sonra Dördüncü sorar: Mecmua’dan ne haber? Üngör ise “Mecmua çıkıyor” diye cevap verir ve elindeki nüshayı gösterir. Dördüncü ise “bu ofset ama iyi bir ofset değil” der. Matbaacının baskıyı ofset zannettiğini belirten Üngör, bunun teksir makinesinde bastığını söyleyince kendisine “Bravo doğrusu” dediğini naklediyor. (s.65) Nisan 1972, 270. Sayıdan Haziran 1997, 457. Sayıya kadar 25 sene, dergiyi teksir makinesi ile getiren Etem Ruhi Üngör’ün bu çabası işine ve musikiye olan aşkından başka ne ile ifade edilebilir ki!

Kitabın girişinde OMAR Müdürü Gönül Paçacı Tunçay’ın da ifade ettiği gibi vefatından sonra OMAR’a intikal eden Etem Ruhi Üngör arşiv-kütüphanesi başta merkeze ve musikiye gönül veren herkese büyük bir sorumluluk yüklüyor. Etem Bey’in hatıraları bu işi ne kadar ciddiye almamız gerektiğini bizlere salık veriyor.

#Orhan Araslı
#Ethem Ruhi Üngör
#Türk Musikisi
1 yıl önce