|

Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzyıl öncesi

Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Cumhuriyet’in 100. yılı anısına kaleme aldığı “Cumhuriyet’in Doğuşu-Kurtuluş ve Kuruluş Yılları” kitabı, “Türkiye Cumhuriyeti yüzyıl önce nasıldı?” sorusunu cevaplandırıyor. Ortaylı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanan Kurtuluş Savaşı’ndan önce Türk milletinin en önemli mücadelesi olan Çanakkale Savaşı’nın bize neler kazandırdığını da bir kez daha kitabında hatırlatıyor.

Dilber Dural
04:00 - 3/12/2023 Pazar
Güncelleme: 01:35 - 3/12/2023 Pazar
Yeni Şafak
TBMM
TBMM

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kronik Yayınları arasından çıkan Zübeyde Hanım’ın hayatıyla başlayan “Cumhuriyet’in Doğuşu-Kurtuluş ve Kuruluş Yılları” kitabında; Abdülhamit’ten Trablusgarp’a ve birinci Cihan Harbi’n den Harf İnkılabı’na kadar pek çok konuya değiniyor. Atatürk’ün yaşamından kesitleri, Milli Mücadele’deki savaşları, saltanatın kaldırılması gibi konuların yanında da Lozan, 12 Ada gibi tartışmalı konuları irdeliyor.

Ortaylı kitabın girişini “Cumhuriyet Kavramı Üzerine” başlığıyla yapıyor. Ortaylı bu başlık altında Türkiye Cumhuriyeti modelinin Orta Çağ’ın oligarşik cumhuriyetlerinden ziyade, çağımız cumhuriyeti diye adlandırılan Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı vatandaş cumhuriyetlerinden olduğunu söylüyor. 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başındaki Meşrutiyet rejiminin bazı zihinlerde yarattığı tartışmalarla şekillenmiş bir model olduğunu anlatıyor. Ortaylı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanan Kurtuluş Savaşı’ndan önce Türk milletinin en önemli mücadelesi olan Çanakkale Savaşı’nın bize neler kazandırdığını da bir kez daha kitabında hatırlatıyor. Ortaylı, Almanların “Harbin adı Gelibolu Savaşı’dır, Gelibolu’da 15 bin civarında asker ve subayımız vardı. Türkler fazla işe yaramazlardı” ifadelerini yazdıklarını ve yazdırdıklarını belirterek, Almanlar’ın Çanakkale müdafaasının başarısını kendilerine aitmiş gibi anlatmaya meylettiklerini söylüyor. Oysaki komuta ekibinde bazı Almanlar’ın olduğunu ama sayılarının oldukça az ve etkili olmadığını söylüyor. Bu savunma başarısının hemen hemen tümüyle Türk zabitinin ve Mehmetçik’in başarısı olduğunu vurguluyor. Ortaylı “Çanakkale tam da Mehmed Akif’in söylediği gibiydi: ‘Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.’ Akif, oraya gitmişti, biliyordu. Savaşı gören, gözleyen samimi bir mümin, donanımlı bir Müslüman idi” diyor.


Çanakkale cephesi Doğu ve Batı'da özgün yeri olan tarihî-kültürel bir mirastır

“Bütün şark dünyasına baktığımızda, savunma gereklilikleri bakımından Çanakkale ya da Gelibolu benzeri bir yer bulamayız” diyen Ortaylı, “Gelibolu bambaşka bir hattır. Bu anlam da çok önemlidir, ölümüne bir vatan savunması gerektirir ve Türkiye’ye ayrı bir karakter verir. Millet olmanın harcı orada karılmış. Aslında orada modern Türk devletinin ve idealinin temelini atıyoruz. Bunu bilmek hem entelektüel bilgi hem de malumat gereğidir; her gencin bilmesi gereken tarihî olaylar bütünüdür” sözleriyle açıklıyor. Her yıl bu müstesna zafer için kutlamalar yapılmasının iki yönüyle önemli olduğunun altını çizen Ortaylı, “Birincisi, Gelibolu Yarımadası ve bütün Çanakkale Boğazı’nın çevresinin korunması ve gözden geçirilmesi açısından. Bölge, Boğaz Başkanlığı’nın ve komutanlıklarının titiz çalışmasıyla korunuyor. İkincisi, Çanakkale (Gelibolu) Savunması gibi bir savunmaya her milletin tarihinde, hatta iki cihan savaşında harp eden milletlerin tarihinde dahi rastlanmaz. Mesela iki dünya savaşını da çıkaran Almanya’da böyle bir müdafaa cephesi yoktur; saldırgan bir memleket olan Almanya’da savunma hattı yoktur. Fransa’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Verdun, Marne gibi kahramanlık cepheleri varsa da İkinci Dünya Savaşı’nda bunlar görülmemiştir. Türkiye’nin Çanakkale cephesi ve anıtları bütün Doğu dünyasında ve Batı’da özgün yeri olan bir tarihî-kültürel mirastır” sözleriyle anlatıyor.


Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllarda eğitim ve sağlıkta en öndeydik

Milli Mücadele'nin, ardından Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşıyoruz. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra ilk dönemlerinde eğitim ve sağlıkta önemli atılımlar yapıldığını belirten Ortaylı, Cumhuriyet ilan edildiğinde ahalinin yüzde 90'ının üzerinde bir ümmilik (okuma yazmazlık) söz konusu olduğunu söylüyor. İki şeyin Cumhuriyet rejimini çok meşgul ettiğini ve bunlarda küçümsenmeyecek başarılar elde edildiğini anlatıyor. Ortaylı, “Okullaşma ve sağlık hizmetlerinde askerliğin aleyhine bir bütçe miktarı ayrıldı. Ama devletin organizasyonunu kolaylaştıran bütçeden ziyade sağlık ordusu ve maarif ordusu mensuplarının ideolojik desteğiydi. Bir dönemin öğretmen, tabip ve sağlıkçı kitlesi kendilerini gönüllü asker hissettiler. Eğitim Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk 20 yılında belki bugünün ölçüleriyle çok önemsenmiyordu ama etrafla mukayese edildiğinde gerçekten çarpıcıydı. 1934'te memleketimize sığınan Alman pediatri profesörü Eckstein'in sıhhi taraması, Mustafa Necati döneminin maarif alandaki atılımları bunu gösteriyor. Dünyanın o günkü şartlarında Türk eğitimi başarıdır. Bu konuda, yetişen insanlarımızın geldikleri imkânsızlık ve fakirlik ortamına bakmak yeterlidir” şeklinde anlatıyor. Ortaylı bir ara Avrupa’da müreffeh bir ailede bulunan fakat sonunda okuma imkânı kesilen Nermin Abadan’ın “Türkiye’ye gelmeyip Macaristan’da kalsaydım okuyamazdım” dediğini sözlerine ekliyor.


Gençlerimizin iyi bir tarihçi ya da arkeolog olmasına ihtiyaç var

Geçtiğimiz hafta geleneksel ‘D&R-Hilton Edebiyat Buluşmaları’nın konuğu; tarihçi, yazar ve akademisyen Prof. Dr. İlber Ortaylı’ydı. Eğitimin önemine dikkat çeken Ortaylı, “Çocuklarımızın bazı klasik öyküler aracılığıyla dünya ile temas kuracağı ve ileride iyi bir tarihçi ya da arkeolog olmasına yardım edecek bir yapıya ihtiyacı var. Bazı şeyleri 14 yaşında öğrenmezsen 24 yaşında hiç öğrenemezsin. Teknolojide, fen bilimlerinde son derece ilerledik, büyük isimler çıktı ülkemizden. Ama Türkler’in sosyal bilimlerde dünyayı ekarte edecek isimler çıkarması son derece zor. Çünkü bunun için insanlara gerekli birikim sağlanmıyor. Sadece sosyal bilimler değil; sanatın, tiyatronun, operanın, balenin de üzerinde durulmuyor. Bu alanların üzerine daha çok eğilmeliyiz” diyor.


#tarih
#Cumhuriyet
#İlber Ortaylı
5 ay önce