|

Türkiye'yi anlamak için Orhan Gencebay dinleyelim

Zeki Müren, Orhan Gencebay ve Sezen Aksu'yu "kültürel mahrem" kavramının içinde değerlendiren ve 1950 sonrası Türkiye'sini bu üç isim üzerinden sosyolojik, politik okumaya tabi tutan Martin Stokes "Aşk Cumhuriyeti" isimli kitabııyla entelektüel dünyamıza yeni kanalları işaret ediyor.

Selçuk Küpçük
00:00 - 19/09/2012 Çarşamba
Güncelleme: 21:56 - 18/09/2012 Salı
Yeni Şafak
Türkiye'yi anlamak için Orhan Gencebay dinleyelim
Türkiye'yi anlamak için Orhan Gencebay dinleyelim

Martin Stokes Türkiye'deki popüler kültür ve müzik arasındaki ilişkiyi merkez alan bir doktora tezinin sahibi olarak, ülkemizde entelektüellerin çok daha sonraları üzerinde düşünmeye başladığı "arabesk" meselesine 1989'lardan itibaren eğilen önemli bir etnomüzikolog. Ki bu doktora tezi 1992'de "The Arabesk Debate" ismi ile basılmıştı. Türk okurunun bu önemli çalışmayı ancak 1998'de İletişim Yayınları'ndan Hale Eryılmaz'ın çevirisi ile okuyabildiğini hatırlatmak isterim. "Türkiye'de Arabesk Olayı" biçiminde çevrilen bu kitap her bakımdan öncü metinler arasında sayılabilir. Meral Özbek'in "Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski (İletişim Yayınları.1991)" ve Nazife Güngör'ün "Arabesk (Bilgi Yayınları.1990)" adlı yayınları ile beraber ele alındığında bu üç metni o yıllarda, verili aydın paradigmasının çok ötesinde hem Türkiye sosyolojisini besleyen periferiyi, hem bu periferinin müzikal dilini ötekileştirmeden anlamaya çalışması açısından önemsemek gerekli.

Arabeske sosyolojik bakış

Bilindiği üzere uzun yıllar oryantalist zihni işleyişin çeperlerini kıramayan Türk entelijansiyası 1950'lerden itibaren kırdan büyük kentlere akan toplumsal katmanın getirdiği kültürel bellek ve pratiğin bu süreç içerisinde ortaya koyduğu eklemlenememe ya da kendi özgün eklemlenme biçimini yıkıcı bir şekilde eleştirip mesafeli durmuştu. Özellikle büyük tartışmalara kapı aralayan "arabesk müzik" meselesi burada ana çatışma alanıdır aslında. Sağ ve sol düşünce geleneklerinden gelen hemen bütün entelektüel akıl arabesk müziği "geri" ve "yoz" bularak üzerinde, onu anlamaya çalışan zihinsel bir kazı da yapmamıştı. Oysa karşımızda, politik ve sosyolojik merkezin, toplumun diğer katmanlarına "tepeden inmeci" bir biçimde dayatmaya çalıştığı modernleştirme projesine ilişkin naif bir direniş buluruz. Bu direnişin en simgesel alanını ise müzik oluşturur. Çünkü "devrim" olarak sunulan yeni paradigmanın müdahale ettiği ve geçmiş tarihsel birikim ile ilişkisini kopardığını ilk alanlardan birisi müzik'tir. Her şeyi ile geçmiş'i -yani Osmanlı ve İslamı- hatırlatan en estetik dokunun başında "musıki" gelmektedir.

Stokes Türkiye'de yayınlanan ilk kitabında işte bu müzikal kopmayı ve periferinin cevabı olarak değerlendirebileceğimiz arabesk müziği teknik ve sosyolojik olarak ele alır. Şimdi ise yazarın bir devam metni biçiminde de değerlendirebileceğimiz yeni çalışması "Aşk Cumhuriyeti-Türk Popüler Müziğinde Kültürel Mahrem- (Koç Üniversitesi Yayınları. 1.Baskı. Mayıs 2012. İstanbul)" yayınlandı. Çevirisi Hira Doğrul tarafından yapılan kitap modern Türkiye müziğini şekillendiren üç önemli isim üzerinden yürüyerek müzikal ve sosyolojik çözümlemeler içeriyor. Zeki Müren, Orhan Gencebay ve Sezen Aksu'nun müziklerinin temel omurgalarının oluştuğu yıllarda ortaya koydukları eserleri, bu eserlerin teknik analizlerini, süreç içerisinde sanatçıların ne tür gelişim, dönüşüm yaşadıklarını inceleyen Stokes'in, ülkenin o tarihlerde içerisinde bulunduğu politik, sosyolojik evrilmeyi anlamak için de bu üç isim etrafında şekillenen dokuyu kitabının ana fonuna oturttuğu söylenebilir.

Sezen Aksu 'diva yurttaş'

Kitabın alt başlığında geçen "kültürel mahrem" kavramını da sanırım okur yeni yeni duymaya başladı. Ki Stokes İngilizce'de bile akademik dünya açısından kavramın henüz yaygın olmadığını belirtiyor. Örneklendirmek gerekirse kavram "kitlelerin hislerine tercüman olarak toplumsal bir ikona dönüşen, şarkılarıyla ve yaptıklarıyla kişilerin kendilerini ifade edişini belirleyen, hatta kültürel akışa damgasını vuran bir şarkıcının ve şarkılarının, bu süreç içinde hayranlarının ya da genel olarak kamunun tepkilerine göre de değişip dönüşmesi(s.23)"ni karşılıyor. Stokes'in kitabı altı bölüme ayrılmış. Ama çalışmaya asıl şeklini veren Zekin Müren, Gencebay ve Sezen Aksu'yu ayrı ayrı incelediği 2.,3.,4. Bölümler. 1950'lerden itibaren önemli çıkış yapan Müren'i özellikle "ideal yurttaş", 70'lerin sosyolojisini taşıyan Gencebay'ı "müşfik yurttaş", 1980 ve sonrasının toplumsal ruhunu yansıtan Sezen Aksu'yu ise "diva yurttaş" biçiminde tanımlayıp iddiasının politik gerekçelerini temellendirmeye çalışan kitap bu açıdan da tartışmaya değer çözümlemeler koyuyor önümüze. Bahsi geçen üç önemli sanatçıyı "kültürel mahrem" kavramının içinde değerlendiren ve 1950 sonrası Türkiye'sini bu üç isim üzerinden sosyolojik, politik okumaya tabi tutan Stokes "Aşk Cumhuriyeti" isimli kitabı ile de entelektüel dünyamıza yeni kanalları işaret ediyor aslında. Her ne kadar Gencebay üzerine birkaç çalışma var ise de, Zeki Müren ve Sezen Aksu'nun şarkıları, müzikal yolculukları, modern Türk müziğine eklemlenme biçimlerinden hareket ederek, ülkemizin yakın dönem müzik-sosyoloji ilişkisini çözümlemeye yönelik metinlerin hiç yok denecek kadar azlığı tartışma götürmez. Martin Stokes, Türkiye'yi bir anlamda bu üç isim üzerinden okumaya çalışıyor. Ortaya oldukça ilginç, özgün bulguların çıktığı kesin. Umarım yerli etnomüzikolog ve sosyologlar da böylesi çalışmalara yönelimlerini artırarak, toplumu verili kanalların dışından hissetmenin yollarını çoğaltırlar.

Aşk Cumhuriyeti-Türk Popüler Müziğinde Kültürel Mahrem.

Martin Stokes

Koç Üniversitesi Yayınları.

Mayıs 2012

294 sayfa.


12 yıl önce