|

Uçak: Yeni bir çağın sembolü

Le Corbusier’e göre insanın makineleşmeye olan arzusu ve kavgası şehirle olan ilişkisine de yansımış, artık hem şehrin hem insanın birbirlerini değiştirip dönüştürebilecekleri bir sisteme bürünmüştür. Ketebe Yayınları’ndan çıkan Aircraft adlı çalışmada yazar uçağın ilk keşfedildiği o yıllardaki şehir plancılarının ve mimarların yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı bir arada anlatıyor.

04:00 - 15/04/2022 Cuma
Güncelleme: 07:40 - 15/04/2022 Cuma
Yeni Şafak
Le Corbusier
Le Corbusier
AYŞEGÜL TOZAL
  • “Uçak bize kuşbakışını verdi. Göz berrak görünce, zihin de berrak hüküm verir.”
  • Le Corbusier - Aircraft

Modern mimarlık denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Le Corbusier, çoğunlukla mimar olarak bilinse de aynı zamanda bir kent tasarımcısı, heykeltıraş ve ressamdır. 1887-1965 yılları arasında yaşamış İsviçreli mimar Le Corbusier, makine çağının zirvesi olarak adlandırılan 19.yüzyılın değişimin ve dönüşümüne tanık olmuş, kapitalizmin ve sanayi çağının dünyayı nasıl etkilediğini gözlemlemiş ve insanın şehirle olan ilişkisinin aslında insanın kendisiyle olan mücadelesine dönüştüğünü belirtmiştir. Le Corbusier’e göre insanın makineleşmeye olan arzusu ve kavgası şehirle olan ilişkisine de yansımış, artık hem şehrin hem insanın birbirlerini değiştirip dönüştürebilecekleri bir sisteme bürünmüştür. Öyle ki Le Corbusier’e göre insanlar makine konutlar ise oturma makineleridir.

Şehircilik, mimari ve kente dair hem düşünsel, hem mimari eserleri bulunan Le Corbusier’in en dikkat çeken eserlerinden biri de dönemim resimli güzel sanatlar dergisi The Studio tarafından 1935 yılında yapılan yayımlanan Aircraft isimli eseridir. Ketebe Yayınları’ndan 1935’teki ilk baskısı dikkate alınarak gerekli çizimler, kuş bakışı açılar ve uçak fotoğraflarıyla birlikte Sezai Saraç’ın çevirisiyle yayınlanan kitap, uçağın ilk keşfedildiği o yıllardaki şehir plancılarının ve mimarların yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı bir arada anlatıyor. Modern mimarlığın oluşumuna hiç şüphesiz çok büyük katkıları olmuş Le Corbusier’in her veriyi sınıflandırdığını ve şehri de sınıflara ayırarak kategorileştirdiğini, mimariyi bir fonksiyon olarak düşünüp onun önemine dikkatleri çektiğini biliyoruz. Bu yüzden mimariyi ışıkla gölge arasındaki bir oyuna benzetmiş ve şehirlerin kaderinin belediye binalarına belirlendiğini söyleyerek kapitalizmin şehirleri de satın aldığına dikkatleri çekmiştir.

ŞAHİNE DÖNÜŞEN BİR KUŞ

“Uçak yeni çağın sembolüdür” ilanıyla başlayan kitap, uçağın gökyüzünü ele geçirerek kuşbakışı görüntü vermesiyle birlikte insanlığın aslında nasıl bir çıkmazda olduğunu anlatıyor ve gelecekte nasıl bir tehlikenin içine gireceğimizin bir hikâyesini sunuyor. Le Corbusier’e göre ilk üretilen uçaklar yeni bir çağ ve algı başlatarak kuşbakışı açısıyla cephedeki orduları denetlemek ve savaşın gidişatını etkilemek için göreve hazırdı. Bu yüzden ilk üretilen, uçaklar savaşlarda kullanılmak amacıyla üretilmiş ve bir kuş gibi havada süzülürken birdenbire savaş teknolojisinin lobisinde hizmete girerek adeta şahine dönüşmüştü. Dolasıyla Le Corbusier’e göre eğer savaş olmasaydı, havacılık sektörü bu kadar hızlı bir şekilde ilerleyemez, tamirci atölyelerinde ve yonca tarlalarında oyalanmaya devam ederdi.

Savaşın bitimiyle beraber çok sonradan bazı çılgın adamların fikirleri sayesinde uçağın yolcu taşıması, posta dağıtması, malzeme taşıması, yerel bir vasıta gibi kullanılabileceği vs. gündemde uzun süre konuşulmuş ve ardından ticari hatların bir araya getirdiği uçak rotaları meydana gelmişti. Ülkeler arasında uçak rotalarının oluşturulmasıyla birlikte ilk defa savaşın dışında uçağın kullanılması gittikçe artmış ama diğer yandan da uçağın kuş bakışı görüntü sunmasıyla beraber mimari tartışmaların ana gündemi haline gelmişti. Uçak Le Corbusier’e göre bir suçlamadır; hem şehri suçlar, hem de şehri kontrol edenleri suçlar; çünkü uçağın modern hayatta kullanılmasıyla beraber şehirlerin foyası ortaya çıkmış, ne kadar kötü bir planlama yapıldığı, düzensizlik ve hoyratlığın şehirleri alıp götürdüğünü ifşa etmişti.

ŞEHİRLERİN SEFALETİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR

Uçağın düzenli olarak her şeyi ifşa etmeye başlaması, Le Corbusier’e göre şehirlerin sefaletlerini ortaya çıkarmıştır, bu yüzden şehirler sefaletleriyle birlikte parçalanmalıdır ki yeni taze şehirler inşa edilebilsin. Bu açıdan uçak, Le Corbusier’e göre aynı zamanda bir kurtarıcı gibidir: “Uçak; ormanların, akarsuların, dağların ve denizlerin üzerinde uçarak ve fevkalade güçlü yasaları, doğal fenomeni düzenleyen basit ilkeleri göstererek makine medeniyeti çağının yeni şehirlerine ulaşacak.” (syf. 13) Çünkü uçak, Le Corbusier’e göre dünyadaki şekillere kayıtsız kalarak bir noktadan diğer bir noktaya doğrudan uçar ve böylece bütünsel bir gözlem yapma imkânına erişir. Zaten Le Corbusier mimariyi tarif ederken ayrıntıların olmadığını, er şeyin bir bütünün parçası olduğunu; dolayısıyla doğada bulunan mikrokozmosun ve makrokozmosun bir olduğunu belirtir.

Uçakla birlikte hayatı ve onun harikalarını yeniden keşfettiğimizi belirten Le Corbusier, okulların mimari eğitimi mahvettiğini, insan ölçeğini ve malzemeye saygıyı yok ettiğini söyleyerek okulların kapatılması gerektiğini belirtiyor. Le Corbusier, uçağın özellikle mimarlık dünyasına ama geniş ölçüde herkese; her disiplinden çalışan insana kattığı en büyük yeniliklerden biri de artık izleyici değil katılımcı olduğumuza dair eylemi olduğunun altını çiziyor.

Makine öncesi medeniyetlerin bittiğini söyleyen Le Corbusier, şehirlerin paraya feda edildiğini, eskisi gibi artık mutlu hayata katkı sağlayamadıklarını da yine uçağın sayesinde fark edebildiklerini belirtiyor. Bu yüzden uçak, Le Corbusier’e göre suçlayıcıdır; hastalıklı şehirleri, düzensiz yapıları ortaya çıkarır. Bize düşense yeni bir çağa doğru ilerlemek, adım atmaktır. Yeni bir sayfa açmalıdır insanlık, geçmişin hastalıklarından kurtulmalıdır.

#Aircraft
#Le Corbusier
#Ketebe Yayınevi
2 yıl önce