|

Ulusal güvenlikte sosyal medyanın önemi

Birçok devlet ulusal güvenlik istihbaratı üretiminde teknik ve siber imkanları da kullanır. Sadece devletler değil çok uluslu şirketler de sosyal medyada etkin durumdalar. Bu şirketler ürün ve hizmetlerini tüm dünyaya hızla ve kolayca sunabilmek için sosyal medyayı kullanmakta ve kitlelere zahmetsiz ulaşabilmektedir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 7/05/2018 Pazartesi
Güncelleme: 12:22 - 7/05/2018 Pazartesi
Yeni Şafak
Facebook’un hisselerindeki düşüşlerle birlikte, birçok kullanıcı hesaplarını kapatmaya başladı ama iş işten geçmiş oldu.
Facebook’un hisselerindeki düşüşlerle birlikte, birçok kullanıcı hesaplarını kapatmaya başladı ama iş işten geçmiş oldu.
ERSİN ÇAHMUTOĞLU- SİBER GÜVENLİK UZMANI

Geçtiğimiz Mart ayında ortaya çıkan, ABD seçimlerinin manipüle edilmesi amacıyla Cambridge Analytica şirketi tarafından Facebook’un 80 milyondan fazla kullanıcı verilerinin istismar edilmesi skandalının yankıları halen sürüyor. Başta ABD olmak üzere tüm dünyada yoğun tartışmalara yol açan bu olay sonrasında Facebook’un hisselerindeki düşüşlerle birlikte, birçok kullanıcı hesaplarını kapatmaya başladı ama iş işten geçmiş oldu.

Söz konusu kullanıcılar için bunun bir fayda sağlamayacağı gerçeği bir yana, skandal ortaya çıkınca Facebook ciddi bir itibar kaybına ve mali zarara uğradı. Fakat bu skandalın ifşa olmasının yankıları henüz sürerken, Türkiye de dahil bazı ülkelerde GetContact gibi uygulamalar aracılığıyla mahrem verilerin serbestçe paylaşılmasında bir beis görülmemesi, söz konusu skandalın bazı insanlar üzerinde pek bir anlam ifade etmediğini gösteriyor. Burada ortaya çıkan gerçek, çok sık konuşulmayan ama özellikle kritik kurumlarda göz önünde bulundurulması gereken “farkındalık eğitimi” konusunun ne kadar önem arz ettiğidir.

SİYASİ KARAR ALICILARA ETKİ

Facebook skandalının ortaya çıkmasından sonra birçok kimse sosyal medyanın getirdiği faydaların yanında zararları da konuşmaya başladı. Esasında Snowden dosyaları ve Wikileaks belgelerinin dünyayı alt üst ettiği günlerden itibaren internetin güvenliği ve sosyal medya araçlarının dünya üzerindeki etkileri tartışılmaya başlanmıştı. Gelişmiş ve gelişmekte olan devletlerin iç ve dış politikalarına dair aldığı kararlar, teknolojinin geldiği nokta itibariyle farklı bir boyut kazandı. Böylece, gelişmeye devam eden sosyal medya araçları artık politika yapıcılar ve uygulayıcılar için çok önemli bir veri kaynağı oluyor.

Yeni dijital medya olarak da adlandırılan sosyal medyanın dikkate değer etkisini yaşayan ülkeler, bu teknolojik gücü göz ardı edememektedirler. Zira devletler, iç ya da dış politikaya dair sosyal medyadan yansıyan reaksiyonları çoğu zaman değerlendirmek durumundadır. Bu konuda örnek olarak Arap Baharı süreci, Wall Street eylemleri ve Gezi Parkı hadisesi gösterilebilir. Sosyal medya araçları üzerinden iletişim ve kitle propagandaları, bu tarz eylemlere ortam hazırlamakta ve devletlerin de bunlara yönelik pozisyon almalarına neden olabilmektedir. Ayrıca bu durumda elde edilen istihbarat ile muhtemel eylemler öngörülerek istenmeyen olayların meydana gelmesi belli bir oranda önlenebiliyor.

Devletlerin ulusal güvenlik paradigmalarında değişim ve dönüşüme yol açabilen sosyal medya araçları, istihbarat üretim süreçlerinde de önemli bir veri kaynağı olmaktadır. Kullanıcıların Twitter üzerinden ideolojisi ve olaylara yönelik tepkisine, Facebook üzerinden yakın aile bağları, çevresi ve ilgi alanlarına, Instagram üzerinden de nerede, ne yaptığına kadar çeşitli veriler zahmetsiz elde edilebilmektedir. Örneğin terör örgütleri sosyal medyayı hem propaganda amaçlı hem de eylem alanı olarak çok yoğun kullanırlar. Örgüt üyeleri her ne kadar gizli hesaplar kullansalar da çeşitli teknik işlemlerle veriler ifşa olmakta ve kimlikler açığa çıkmaktadır. Bu konuda elbette en önemlisi, ilgili devletlerin bu tür sosyal medya araçları üzerindeki denetimi, teknik kabiliyeti ve etkisinin ne denli güçlü olduğudur. Sosyal medya araçlarından elde edilen bu ham verilerin bütünü de bizlere Büyük Veri’yi tanımlar.

BÜYÜK VERİ REALİTESİ

Harbin beşinci boyutu olarak nitelendirilen siber güvenlik, yaşadığımız yüzyılda savunma ve saldırı temelli stratejilere dair ulusal güvenlik politikalarının en önemli alanıdır. Birçok devlet, yayınladıkları ulusal güvenlik stratejilerinde siber güvenliğe önemli ölçüde yatırım yapmaktadır. Hatta bazı devletler, periyodik olarak salt siber güvenlik stratejileri yayınlamaktadır ki Türkiye de bu devletlerden biri olarak en son 2016-2019 yıllarını kapsayan kayda değer bir ulusal siber güvenlik stratejisi eylem planı hazırlamıştı.

Türkiye’nin ve gelişmiş devletlerin yayınladıkları bu gibi siber güvenlik stratejileri, ulusal güvenlik stratejilerine entegre edilerek birlikte bir bütün olarak değerlendirmeye alınıyor. Bu durumun sağladığı faydanın, günümüz teknolojik gelişmelerin neden olduğu küresel dönüşümü yakalamak ve muhtemel ulusal güvenlik tehditlerine hazırlıksız yakalanmamak olduğu söylenebilir. Şüphesiz burada en önemli kavram da Büyük Veri (Big Data) gerçeğidir.

Türkiye’nin 2023 ve 2071 hedefleri gibi uzun vadeli stratejileri içerisinde spesifik olarak Büyük Veri konusunun da yer aldığı tahmin ediliyor. Dünyada da bu alanda çok büyük ölçüde ar-ge çalışmaları yapılmaktadır. Birçok uzman ve politika yapıcı tarafından “21. yüzyılın petrolü” olarak nitelendirilen Büyük Veri ki Google bu işin baronu olarak nitelendirilebilir, kendisine sahip olan devletler ya da şirketler için çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Sosyal medya kullanıcılarından elde edilen verilere sahip olan devletler uluslararası arenada etkilidirler. ABD’nin etkisi de bir anlamda sahip olduğu bu değerdendir. Büyük Veri kavramı, esasında farklı bir yazıda, daha geniş bir çerçevede ele alınacak bir konudur.

YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ

Birçok devlet ulusal güvenlik istihbaratı üretiminde teknik ve siber imkanları da kullanır. Sadece devletler değil çok uluslu şirketler de sosyal medyada etkin durumdalar. Bu şirketler ürün ve hizmetlerini tüm dünyaya hızla ve kolayca sunabilmek için sosyal medyayı kullanmakta ve kitlelere zahmetsiz ulaşabilmektedir. Örneğin, bir sosyal medya uygulamasında bir ürün ya da marka hakkında konuştuğunuzda, başka bir sosyal medya uygulaması size bunun reklamını farklı şekillerde gösterebilmektedir.

Devletler ise bu konuda daha yoğun ve gizli faaliyetler yürüterek her türlü veriyi elde edip yorumlamak suretiyle istihbarat üretebiliyorlar. Terör örgütlerinden bireysel suçlulara kadar (siber suçlular da dahil) birçok kullanıcı burada takip edilebilir. Bunun için bazen özel geliştirilen programlardan da faydalanılır. Ayrıca, son dönemin en çok konuşulan teknolojisi yapay zeka uygulamaları da bu alanda kullanılmaya başladı. Özellikle siber güvenlik ile giderek bütünleşen yapay zeka araçları, belirli algoritmalarla hedef kullanıcılardan elde edilen verileri sınıflandırarak önce değerlendirme sürecine sonra da yorumlamaya tabi tutabiliyor.

Yeni dönemde çığır açıcı yeniliklere yol açması beklenen yapay zekanın, akıllı sistemlere büyük ölçüde katkıda bulunacağı da öngörülüyor. Bu konuda, geçtiğimiz Şubat ayında davetli olarak katıldığımız STM’nin düzenlediği “Dijitalleşen Dünyanın Yeni Askerleri…” başlıklı panelde Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, gelecek savaşlarda ön cephede makineler ve insansız sistemlerin yer alabileceği tahmininde bulunarak işin ciddiyetine dikkat çekmişti. Yapay zekanın da tıpkı Büyük Veri konusu gibi kısaca değinmek yerine başka bir yazıda ele alınması gereken devasa bir alan olduğunu söyleyebiliriz.

#Siber saldırı
#İnternet
6 yıl önce