Sabahtan akşama kadar ekranlarda boy gösteren uzmanların erkek olduğunu görüp, “burada neden hiç kadın konuk yok” diye kaç kere sordunuz? Özellikle de kadın konuları tartışılırken bu rahatsızlık had safhaya çıkmıyor mu? Bir bakıyorsunuz, 5-6 erkek oturmuş, kadınlar için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu konuşuyor. Öte yandan bir haber yaparken görüş alacak, röportaj yapacak uzman kadın bulmak da gazetecilerin en çok zorlandığı konular arasında. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların varlığı ile temsiliyeti hiçbir alanda örtüşmüyor. Siyaset ve medya ise bunların başında geliyor.
“Bana Kadınlar Anlatsın: Türkiye’de Kadınların Medyada Görünürlüğünü İyileştirme” projesi işte bu eksiği gidermek için yola çıktı. Televizyon, gazete, çevrimiçi haber sitelerinin yanı sıra sivil toplum ve özel sektör toplantılarında da kadın uzmanlara dengeli bir şekilde yer verilmesini sağlamak üzere, farklı disiplinlerden kadın uzmanların profillerinden oluşan bir veri tabanı sunuyor. ‘Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz’ kampanya ekibinden gazeteci Ayşe Karabat ve Semin Gümüşel Güner’le Türkiye’de Kadınların Medyada Görünürlüğünü İyileştirme Projesi’ni konuştuk. Ayrıca aynı dertten muzdarip gazetecilerden Ahu Özyurt, Sümeyye Ertekin ve bu platformda tanıdığımız Biyo Genetik Uzmanı Prof. Dr. Hilal Özdağ’la kadınların medyada görünürlüğü tercih etmeme sebeplerine değindik. Özetle, “Bu masada bir kadın eksik” sözünü tüm konuk koordinatörlerinin yanı sıra herkes söylemedikçe, o eksik hep devam edecek gibi gözüküyor. Bunu değiştirmek elimizde.
Bu bizim uzun süredir düşündüğümüz bir projeydi. Bireysel çabalarımızla telefon rehberimizdeki kadın haber kaynağı sayısını genişletmeye çalışıyoruz. Fakat medyanın alışkanlıkları olduğunu da biliyoruz. “Bunu değiştirebilecek bir fihrist hazırlasak nasıl olur acaba?” diye daha somut hayaller kurmaya başladık. Sonra bu hayallerimizi sivil toplum alanında çok uzun süreden beri çalışan, onların da kendi hayalleri olan başka bir grup arkadaşımızla paylaştık ve harekete geçtik.
Bir gazetecinin mantığı nedir, nasıl düşünür, bir haber nasıl ortaya çıkar? Bunlar bizim hayatımızın bir parçası olduğu için herkes biliyormuş gibi geliyor ama insanlarla konuştukça bunun çok da bilinmediğini, hatta medyaya görüş veren kişiler tarafından bile fark edilmediğini anlıyoruz. Dolayısıyla gönüllü olarak atölye çalışmalarına gelecek olan kadınlarla medya nedir, ne değildir, nasıl çalışır ne yapar gibi temel bir takım bilgiler, sonra da medyada görünür olmak için pratik bilgiler vereceğiz. Mesela ‘televizyona çıkarken ne yaparsınız’, ‘ekranda nasıl konuşursunuz’, ‘podcastte neye dikkat ederseniz daha iyi olur’, ‘uzmanlığınızı en iyi yansıtacak şekilde sosyal medyayı nasıl kullanırsınız’ gibi bilgiler.
Birçok alanda kadınların görüşüne başvurabileceğimiz uzmanımız mevcut olduğu halde, ekranlarda her gün sabahtan akşama kadar hep erkek konukları görüyoruz. Kadın meseleleriyle ilgili bile erkek konuklar konuşuyor. Artık insanlar aynı konukları dinlemekten bıktı. Televizyonda çalıştığım zaman, son anda canlı yayına konuk aradığım çok oldu. Uzman konuk kadın sıkıntısı çektiğimizi biliyorum. Arıyorsunuz, bulamıyorsunuz, çok fazla ekranda olmadıkları için göremiyorsunuz. Böyle bir havuzun olması o yüzden çok kıymetli. Kadın bakış açısı her zaman çok daha farklı, kapsayıcı ve ufuk açıcı olabiliyor. Çünkü kadınların hayata bakış açısı erkeklerden çok farklı. Bir sorunu çözme, bir meseleyi ele alma konusunda çok daha kapsayıcı ve farklı görüşler duyabiliyorsunuz. Kadınlar ekrana çıktığında hem farklı şeyler duyabileceğiz, hem de daha ufuk açıcı, daha besleyici görüşler dinleyeceğiz. Bu ihtiyaca cevap verecek çok önemli bir proje. Ayrıca çok kapsayıcı oldukları için ‘her kesimden kadın ekrana çıksın, belli bir kesim olmasın’ diye düşündükleri için çok faydalı olacağına inanıyorum.
Kadın kanaat önderleri ya da kadın uzmanlar veya ekrana çıkartabileceğimiz fikir insanları, titizlikle ve hassasiyetle kendi konularının dışında konuşmaktan imtina ediyorlar. Bu insanları uzun süren programlara davet edemiyorum. Kendi özel alanlarında konuşmak istediklerinde gelebiliyorlar. Ama şu anda ana akım televizyonlarda hakim olan program formatı, aynı gün beş ayrı konudan konuşmak. Bunu aşmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Erkeklere daha kolay ulaşılabiliyor, onlar da daha kolay vakit ayırabiliyorlar. Geçen iyi bir akademisyen kadını yayına çağırdım, “Sabah çocuğu okula bırakıyorum, oradan da bir şey halletmem gerekiyor, gelebilirsem son bir saatte gelebilirim” diyor. Kadınların vakit bulamamak gibi sorunları da var. Kendi meşguliyetleri dışında bir de pandemiden dolayı evde çalışmaktan veya çocukların evde olmasından kaynaklı ek yükleri de var.
Bu gibi platformlar çok iyi olacak, bunu Amerika’da da yaptılar. Veri tabanı oluşturup, oradaki uzmanlara ulaşmak, fikir almak, yazılı basın veya internet basını için daha kolay. Ama işin dönüp dolaşıp geldiği yer ekranlarda veya herkesin izlediği mecralarda kadının görünürlüğünü artırmak, profilini yükseltmekse, orada kadının işini de kolaylaştırmak gerekiyor. Benim şahsen ilgilendiğim bir projem var bu konuyla ilgili, Woman TV televizyonu kapandı ama internet sitemiz aktif. Siteye uzman kadınlarla beşer onar dakikalık videolar yüklemek istiyorum. Konuk koordinatörleri isimlere ulaştığında, nasıl konuştuğunu anlamak için bu kadınların videosunu da görmek istiyor. Bizim onlara görsel bir cv, yayın provası gibi bir şey hazırlamamız işlerini kolaylaştırır. En alakasız hukuk dallarında bile otomatik olarak ‘bu masada bir kadın eksik’ demeye başlarsa konuk koordinatörleri, ki yavaş yavaş demeye başladılar, onların işlerini kolaylaştıracak araçları sağlamamız gerekiyor.
Bir projeyi değerlendirirken benim için referans çok önemli. Semin hanımlarla Fikir Turu haber/websitesine hazırladığım bir yazı sırasında tanışmış ve ciddi bir ekiple karşı karşıya olduğumu anlamıştım. Kadının medyada görünürlüğü ile ilgili hazırlamış oldukları projenin içeriği de zaten çok ikna edici. Kadınların medyada görünürlüğü yalnızca bir başlık değil aslında, hayatın her alanındaki görünürlüğü ile ilgili bir sıkıntı var. Bu sıkıntı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden temelini alarak kadınların erkeklerden çok daha fazla yükümlülükle donanmış olmalarından kaynaklanıyor. Bunu akademide, özellikle de kadın akademisyenlerin idari görevlere çok daha nadir atanması şeklinde görebiliyorsunuz. Bir cinsiyet çok daha odaklı çalışabilme ayrıcalığına sahip iken, diğer cinsiyet aynı anda birkaç işi idare etmek durumunda.
Bu proje ile ilgili olarak, cinsiyet kadar önemli gördüğüm bir diğer konu da yanlış bilginin yayılması tehlikesi. Bu proje temiz bir kaynağın oluşması, hangi konuda kiminle görüşmeliyiz, bu konunun uzmanı kim gibi soruların da cevabı olacaktır. Medya gerçekten uzman arıyorsa, burada sistematik bir tarama yaparak uzmanlara ulaşabilir. Diğer taraftan da biz akademisyenlerin medyayla nasıl konuşulur, nasıl beyanat verilir öğrenmemiz lazım. Bu kapsamda hem şahsen ben hem de öğrenciyken akademisyenlerin maruz kaldığı bir takım talihsizliklere şahit oldum. Siz ‘a’ diyorsunuz, ama metin içinden tek bir cümle cımbızlandığında, söylediğinizin bütün bağlamı yok olabiliyor. O yüzden medya gerçek uzmanı nasıl bulacağını, bizler de medya ile nasıl konuşulması gerektiğini öğrenmeliyiz diye düşünüyorum.