|

Uzman kadınlara ekran çağrısı

“Bana Kadınlar Anlatsın: Türkiye’de Kadınların Medyada Görünürlüğünü İyileştirme” projesini “Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz” sloganıyla hayata geçiren gazeteci Ayşe Karabat ve Semin Gümüşel Güner alanında uzman kadınların daha sık ekranda görülmesi için çağrıda bulunuyor.

Sevda Dursun
04:00 - 2/05/2021 Pazar
Güncelleme: 21:50 - 30/04/2021 Cuma
Yeni Şafak
Ayşe Karabat
Ayşe Karabat

Sabahtan akşama kadar ekranlarda boy gösteren uzmanların erkek olduğunu görüp, “burada neden hiç kadın konuk yok” diye kaç kere sordunuz? Özellikle de kadın konuları tartışılırken bu rahatsızlık had safhaya çıkmıyor mu? Bir bakıyorsunuz, 5-6 erkek oturmuş, kadınlar için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu konuşuyor. Öte yandan bir haber yaparken görüş alacak, röportaj yapacak uzman kadın bulmak da gazetecilerin en çok zorlandığı konular arasında. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların varlığı ile temsiliyeti hiçbir alanda örtüşmüyor. Siyaset ve medya ise bunların başında geliyor.

“Bana Kadınlar Anlatsın: Türkiye’de Kadınların Medyada Görünürlüğünü İyileştirme” projesi işte bu eksiği gidermek için yola çıktı. Televizyon, gazete, çevrimiçi haber sitelerinin yanı sıra sivil toplum ve özel sektör toplantılarında da kadın uzmanlara dengeli bir şekilde yer verilmesini sağlamak üzere, farklı disiplinlerden kadın uzmanların profillerinden oluşan bir veri tabanı sunuyor. ‘Sensiz Olmaz Sessiz Olmaz’ kampanya ekibinden gazeteci Ayşe Karabat ve Semin Gümüşel Güner’le Türkiye’de Kadınların Medyada Görünürlüğünü İyileştirme Projesi’ni konuştuk. Ayrıca aynı dertten muzdarip gazetecilerden Ahu Özyurt, Sümeyye Ertekin ve bu platformda tanıdığımız Biyo Genetik Uzmanı Prof. Dr. Hilal Özdağ’la kadınların medyada görünürlüğü tercih etmeme sebeplerine değindik. Özetle, “Bu masada bir kadın eksik” sözünü tüm konuk koordinatörlerinin yanı sıra herkes söylemedikçe, o eksik hep devam edecek gibi gözüküyor. Bunu değiştirmek elimizde.

Medyada kadın uzman bulup konuşturmak mı, yoksa kadının görünürlüğünü artırmak mı? Sizi bu bir projeye teşvik eden neydi?
Ayşe Karabat:
Medyanın bir görevi de sessizlerin sesi olmak. Bu sessizler arasında herkes var ama galiba hangi kesimden olursa olsun en çok kadınların sesi duyulmuyor. Uzmanlıkları var, hayat deneyimleri var, bunları paylaşma istekleri var ama ortada yoklar. Gazeteciler bilir; bir haber yazarken veya televizyonda yayına bir uzman çıkartırken, “Bir kadından da görüş alalım” veya “konukların arasında bir de kadın olsun” diye debelenip duruyoruz.

Bu bizim uzun süredir düşündüğümüz bir projeydi. Bireysel çabalarımızla telefon rehberimizdeki kadın haber kaynağı sayısını genişletmeye çalışıyoruz. Fakat medyanın alışkanlıkları olduğunu da biliyoruz. “Bunu değiştirebilecek bir fihrist hazırlasak nasıl olur acaba?” diye daha somut hayaller kurmaya başladık. Sonra bu hayallerimizi sivil toplum alanında çok uzun süreden beri çalışan, onların da kendi hayalleri olan başka bir grup arkadaşımızla paylaştık ve harekete geçtik.

Semin Gümüşel:
Haftalık dergilerde ve televizyonda haber merkeziyle iç içe çalıştım. Televizyonda konuk meselesini bil fiil yaşayanlardanım. Aynı anda birkaç konu ve konuk bulma ve zamanla yarışma meselesi ciddi bir mesele. Yıllardır gazetecilik yapıyoruz, ben açıkçası bir gazetecinin ‘aman kadınlar bu ekranda gözükmesin’ diye düşünerek ekrana kadın çıkartmadığına şahit olmadım. Çok hızlı olmanız lazım, en iyisini bulmanız ve bulduğunuz kişinin de daha önce kendini ifade edebilmesini görmüş olmanız lazım. Bütün bunları birleştirince sonuç odaklı bir şey geliştirelim diye yola çıktık.

TELEVİZYONA ÇIKMAYA ZOR İKNA EDİYORUZ
Sadece uzman bulmak mı sorun? Ekranda görünmemek kadınların kendi tercihi de değil mi aynı zamanda?
Semin Gümüşel:
Evet, haklısınız. İşini bilen birçok kadın var ama televizyona çıkmak konusunda çok zor ikna ediyorsunuz. Günlük haberlerde kısa konuşmalara çıkabiliyorlar ama saatlerce süren tartışma programlarına çıkmak istemiyorlar. İnsanların aklına medya deyince siyasi konuşmalar geliyor ve kadınların en kolay linç edildiği yerler buralar. Kadınların siyasi tartışmalara çıkmak konusunda imtina etmelerini anlıyorum. Ama işin ilginç yanı, siyasi tartışmalar aslında o koca medyanın çok küçük bir kısmı. 24 saat yayın yapan haber kanalları var, gündüz yayınlarının içinde bin ayrı konu ele alınıyor. Birçoğu da uzmanlık gerektiren konular. Öte yandan digital medya çok canlı. Böyle olunca aslında kadınların tehlike arz etmeyen bölümlerde de kendilerini ifade edebileceği çok yer var. Kadınların medyayla temas etmemiş olmaktan gelen kaygıları, korkuları bir de bu sebeple görünür olma konusunda frene basmalarına sebep oluyor.
MEDYA YALNIZCA TARTIŞMA PROGRAMI DEĞİL
Kadınların bu çekincelerini gidermek için düşündüğünüz şeyler var mı?
Ayşe Karabat:
Aslında meselenin iki boyutu var. Birincisi, medyanın o acelecilik içinde kadın uzman aramaya fırsat bulamaması, ikinci olarak da kadınların çekinceleri. Bir yandan meslektaşlarımız için böyle bir fihrist hazırlarken, öbür yandan da bu çekinceyi kırmak için gönüllü kadınlarla atölye çalışmaları yapacağız. Medyanın yanlızca tartışma programı olmadığı, digital medya, yeni medya denilen bir alanın olduğu, radyoların, podcastlerin olduğu, çok farklı alanlarda görünebileceklerini anlatacağız.

Bir gazetecinin mantığı nedir, nasıl düşünür, bir haber nasıl ortaya çıkar? Bunlar bizim hayatımızın bir parçası olduğu için herkes biliyormuş gibi geliyor ama insanlarla konuştukça bunun çok da bilinmediğini, hatta medyaya görüş veren kişiler tarafından bile fark edilmediğini anlıyoruz. Dolayısıyla gönüllü olarak atölye çalışmalarına gelecek olan kadınlarla medya nedir, ne değildir, nasıl çalışır ne yapar gibi temel bir takım bilgiler, sonra da medyada görünür olmak için pratik bilgiler vereceğiz. Mesela ‘televizyona çıkarken ne yaparsınız’, ‘ekranda nasıl konuşursunuz’, ‘podcastte neye dikkat ederseniz daha iyi olur’, ‘uzmanlığınızı en iyi yansıtacak şekilde sosyal medyayı nasıl kullanırsınız’ gibi bilgiler.

Uzman kadınlar bu bilgileri aldıktan sonra medyada konuşmaya hazır hale gelmiş olacak mı?
Ayşe Karabat:
Tabi ki bunların pratiğini yapacağız. Değişik illerde ve değişik zamanlarda herkes için çok eğlenceli olacağını umduğum atölye çalışmalarımız var. Gerçek moderatörlerle, başlarına gelebilecek şeyleri bir çeşit deneyimledikleri bir atölye çalışması düşünüyoruz. Özetle hem gazetecileri hem de uzmanlıklarını, bilgilerini ve görgülerini yansıtmak isteyen kadınları aynı proje içinde bir araya getirebiliriz diye düşünüyoruz.
HER KESİMDEN KADIN ÖNDE OLMALI
Kadınlar bu projeyi nasıl karşıladı? İlgi duyuyorlar mı?
Semin Gümüşel:
Bugüne kadar birebir konuştuğum herkes aşırı heyecanlandı. Nüfusun yarısıyız ama siyasetinden tutun medyaya kadar her alanda o kadar eksiğiz ki, hiçbir şekilde varlığımızla temsiliyetimiz örtüşmüyor. Ama biz gücümüzün yettiği alanda bir fark yaratabilir, küçücük bir gelişme sağlayabilirsek, belki de bu domino etkisi yaratabilir. Biz bu projenin kadına şiddetten tutun, toplumda daha fazla farklı sesin dile getirilmesine, demokratikleşmeye, kadının güçlenmesine kadar birçok şeye etki edebileceğini düşünüyoruz. Projeyi anlattığımız erkekler de çok mutlu oldular. Bu konuda hassas çok fazla erkek var aslında.
Ayşe Karabat:
Kadınlar bu proje için heyecanlanıyor. Çünkü çok uzun süreden beri her kesimden kadının söylemek istediği şeyler var. Bir yandan da tedirginlikleri var. Zihinlerindeki medya tecrübeleri çok pozitif değil. Bunun böyle olmadığını anlatmak gerekiyor. Kadınları medyada görmek, ister istemez rol modellik olacaktır. Aileler için kızlarını okutmama konusu düşünülmeyecek bir noktaya gelecektir. Erkekler için temel mesele kadınlara saygı duymama sorununun ortadan kalkacağını düşünüyorum. Bu da ancak ve ancak hayat tarzlarından bağımsız olarak bütün kadınların görünür olmasıyla başarılacak bir şey. Yanlızca belli bir grup kadını ön plana çıkartırsanız yine zihniyet değişmez. Kadınları kadın oldukları için bilgileriyle ve hayat deneyimleriyle sesini duyurmak mesele. Dolayısıyla bizim projemiz çok kapsayıcı olduğu zaman kadınlar açısından başarıya ulaştık diyebileceğim.
Sistem nasıl işleyecek?
Semin Gümüşel:
Arkadaşlarımızın desteği ve edindiğimiz fonlar sayesinde çok kapsamlı bir veri tabanı olan web sitesi hazırladık. Kadınların medyayla iletişimde işine yarayacak notlardan oluşan dökümanlarımızla geliştirmeyi düşünüyoruz. Belki ilerde eğitimlerimizden bölümler yükleyebiliriz ama onun dışında hali hazırda olan makaleler bölümümüzde yazılar yayınlıyor, kadınların yazmasını teşvik ediyoruz. Buranın kadınlarla ilgili birçok mesele için referans noktası olmasını umuyoruz.
Ayşe Karabat:
Öyle bir sistem kurduk ki kadınlar kendilerine nasıl ulaşılmak istediklerini kendileri tercih ediyor. Whatsap, Linkedin veya başka sosyal medyalar olabilir. Gazeteciler uzmanlara ulaşacak ama onun iletişim bilgilerini görmeyecek. Günümüz koşullarını da gözeterek sitemize kaydolacak kadınların her türlü veri güvenliğini sağlıyoruz.
Kadın bakış açısı çok daha kapsayıcı

Birçok alanda kadınların görüşüne başvurabileceğimiz uzmanımız mevcut olduğu halde, ekranlarda her gün sabahtan akşama kadar hep erkek konukları görüyoruz. Kadın meseleleriyle ilgili bile erkek konuklar konuşuyor. Artık insanlar aynı konukları dinlemekten bıktı. Televizyonda çalıştığım zaman, son anda canlı yayına konuk aradığım çok oldu. Uzman konuk kadın sıkıntısı çektiğimizi biliyorum. Arıyorsunuz, bulamıyorsunuz, çok fazla ekranda olmadıkları için göremiyorsunuz. Böyle bir havuzun olması o yüzden çok kıymetli. Kadın bakış açısı her zaman çok daha farklı, kapsayıcı ve ufuk açıcı olabiliyor. Çünkü kadınların hayata bakış açısı erkeklerden çok farklı. Bir sorunu çözme, bir meseleyi ele alma konusunda çok daha kapsayıcı ve farklı görüşler duyabiliyorsunuz. Kadınlar ekrana çıktığında hem farklı şeyler duyabileceğiz, hem de daha ufuk açıcı, daha besleyici görüşler dinleyeceğiz. Bu ihtiyaca cevap verecek çok önemli bir proje. Ayrıca çok kapsayıcı oldukları için ‘her kesimden kadın ekrana çıksın, belli bir kesim olmasın’ diye düşündükleri için çok faydalı olacağına inanıyorum.

Erkeklere daha kolay ulaşılıyor

Kadın kanaat önderleri ya da kadın uzmanlar veya ekrana çıkartabileceğimiz fikir insanları, titizlikle ve hassasiyetle kendi konularının dışında konuşmaktan imtina ediyorlar. Bu insanları uzun süren programlara davet edemiyorum. Kendi özel alanlarında konuşmak istediklerinde gelebiliyorlar. Ama şu anda ana akım televizyonlarda hakim olan program formatı, aynı gün beş ayrı konudan konuşmak. Bunu aşmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Erkeklere daha kolay ulaşılabiliyor, onlar da daha kolay vakit ayırabiliyorlar. Geçen iyi bir akademisyen kadını yayına çağırdım, “Sabah çocuğu okula bırakıyorum, oradan da bir şey halletmem gerekiyor, gelebilirsem son bir saatte gelebilirim” diyor. Kadınların vakit bulamamak gibi sorunları da var. Kendi meşguliyetleri dışında bir de pandemiden dolayı evde çalışmaktan veya çocukların evde olmasından kaynaklı ek yükleri de var.

Bu gibi platformlar çok iyi olacak, bunu Amerika’da da yaptılar. Veri tabanı oluşturup, oradaki uzmanlara ulaşmak, fikir almak, yazılı basın veya internet basını için daha kolay. Ama işin dönüp dolaşıp geldiği yer ekranlarda veya herkesin izlediği mecralarda kadının görünürlüğünü artırmak, profilini yükseltmekse, orada kadının işini de kolaylaştırmak gerekiyor. Benim şahsen ilgilendiğim bir projem var bu konuyla ilgili, Woman TV televizyonu kapandı ama internet sitemiz aktif. Siteye uzman kadınlarla beşer onar dakikalık videolar yüklemek istiyorum. Konuk koordinatörleri isimlere ulaştığında, nasıl konuştuğunu anlamak için bu kadınların videosunu da görmek istiyor. Bizim onlara görsel bir cv, yayın provası gibi bir şey hazırlamamız işlerini kolaylaştırır. En alakasız hukuk dallarında bile otomatik olarak ‘bu masada bir kadın eksik’ demeye başlarsa konuk koordinatörleri, ki yavaş yavaş demeye başladılar, onların işlerini kolaylaştıracak araçları sağlamamız gerekiyor.

Kadınlar hayatın her alanında görünmeli

Bir projeyi değerlendirirken benim için referans çok önemli. Semin hanımlarla Fikir Turu haber/websitesine hazırladığım bir yazı sırasında tanışmış ve ciddi bir ekiple karşı karşıya olduğumu anlamıştım. Kadının medyada görünürlüğü ile ilgili hazırlamış oldukları projenin içeriği de zaten çok ikna edici. Kadınların medyada görünürlüğü yalnızca bir başlık değil aslında, hayatın her alanındaki görünürlüğü ile ilgili bir sıkıntı var. Bu sıkıntı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden temelini alarak kadınların erkeklerden çok daha fazla yükümlülükle donanmış olmalarından kaynaklanıyor. Bunu akademide, özellikle de kadın akademisyenlerin idari görevlere çok daha nadir atanması şeklinde görebiliyorsunuz. Bir cinsiyet çok daha odaklı çalışabilme ayrıcalığına sahip iken, diğer cinsiyet aynı anda birkaç işi idare etmek durumunda.

Bu proje ile ilgili olarak, cinsiyet kadar önemli gördüğüm bir diğer konu da yanlış bilginin yayılması tehlikesi. Bu proje temiz bir kaynağın oluşması, hangi konuda kiminle görüşmeliyiz, bu konunun uzmanı kim gibi soruların da cevabı olacaktır. Medya gerçekten uzman arıyorsa, burada sistematik bir tarama yaparak uzmanlara ulaşabilir. Diğer taraftan da biz akademisyenlerin medyayla nasıl konuşulur, nasıl beyanat verilir öğrenmemiz lazım. Bu kapsamda hem şahsen ben hem de öğrenciyken akademisyenlerin maruz kaldığı bir takım talihsizliklere şahit oldum. Siz ‘a’ diyorsunuz, ama metin içinden tek bir cümle cımbızlandığında, söylediğinizin bütün bağlamı yok olabiliyor. O yüzden medya gerçek uzmanı nasıl bulacağını, bizler de medya ile nasıl konuşulması gerektiğini öğrenmeliyiz diye düşünüyorum.

#Uzman
#Kadın
#Çağrı
#Gazeteci
3 yıl önce