|

Yahya Kemal ‘dolayısıyle’

Yahya Kemal’in basılmış eserlerindeki dil problemini ele alan yazar İbrahim Demirci, Nihat Sami Banarlı’nın şairin ölümünden sonra eserlerini kitaplaştırırken dilini korumaya çalıştığını hatırlatıyor. Demirci ancak sonraki dönemlerde bu hassasiyetin gösterilmediğine dikkat çekerek bunu ‘dolayısıyle’ kelimesinden yola çıkarak örneklendiriyor.

Yeni Şafak
04:00 - 10/11/2018 Cumartesi
Güncelleme: 12:45 - 9/11/2018 Cuma
Yeni Şafak
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
İbrahim Demirci

Bilgisayara yüklenmiş olan yazım kılavuzuna göre “dolayısıyle” kelimesinin yazımı yanlıştır; altını kırmızıyla çizerek yanlışlığı işaret ediyor; o kılavuz, Türkçenin büyük ünlü uyumu denen incelik-kalınlık uyumu gereğince kelimenin “dolayısıyla” yazılmasını istiyor. Fakat ben bildiğimi okuyor, “dolayısıyle” yazıyorum. Böylece, Yahya Kemal’in Eski Şiirin Rüzgârıyle kitabına selam göndermek istiyorum. Nitekim Sadettin Ökten de, Yahya Kemal şiirlerini şerh denemesi sayılabilecek eserine Yahya Kemal’in Rüzgârıyle / Düşünceler ve Duyuşlar adını vermişti (Ötükey Y, İstanbul, 2008, 486 s.).

Yahya Kemal’in eserlerini kitaplaştırmak için büyük emek veren Nihad Sâmi Banarlı’nın korumaya çalıştığı imlâ hususiyetleri, bununla sınırlı değil elbette. Meselâ, kalın ünsüzlerden sonra gelen uzatmaların doğru seslendirilmesi için çift ünlü kullandığını görmüştük: “Gaazî, kaafile” gibi.

YENİ BASKI FARKLI KULLANIMLAR

Kendi Gök Kubbemiz’in yeni baskılarında bu uygulamaya son verilmiş. Bu kelimeler artık “Gāzî, kāfile” şeklinde yazılır olmuş. Yahya Kemal hakkında çeşitli çalışmalara imza atmış olan Kâzım Yetiş, Kendi Gök Kubbemiz’e yazdığı “Takdim”de nelerin neden değiştiğine dair bilgi vermiş (46. bs., İstanbul, 2018). Bu değişiklik, başka birkaç kelimeye de yansıtılabilir: “Koca Mustâpaşa” yerine “Koca Mustāpaşa”, “Tâhir yerine” “Tāhir” yazılabilir. Hattâ “tûfan” yerine “tūfan” tercih edilebilir. Ayrıca, Erenköyü’nde Bahar” şiirinde “Sandım ki güzelliğin cihanda / Bir saltanatın güzelliğiydi.” mısralarının başındaki iki kelimenin “Sandımki” (s. 81) şeklinde yazılmış olması, beni rahatsız etti. “Hayâlî Söyleniş” şiirinin ilk mısraı da: “Vaktiyle kızlar ağlığı etmiş Gazenfer Ağa” (s. 101). “Vaktiyle kızlar ağ’lığı etmiş Gazanfer Ağa” şeklinde yazılsa daha doğru ve güzel olmaz mı?

İKİ FARKLI BASIMI KARŞILAŞTIRMAK

İstanbul Fetih Cemiyeti, Yahyâ Kemâl Külliyatının 13. kitabı olan Mektuplar Makaleler’i 1977 yılında yayımlamış. Yıllar önce okuduğum bu kitapta takıldığım bazı yerleri işaretlemişim. Kitabın 2017 yılında yapılan 4. baskısının sonunda yer alan Nermin Suner (Pekin) imzalı yazıdan öğrendiğimize göre, kitabın ikinci baskısında birtakım düzeltmeler ve değişiklikler yapılmıştır (s. 360).

Eserin iki basımını karşılaştırılırken eski harfle basılmış yahut el yazması hâlinde kalmış metinlerin okunmasında ne gibi sorunların söz konusu olduğunu görmüş oldum. Bunlardan bazıları üzerinde durmak istiyorum.

Okunamayan kelime veya ibareler: Herhangi bir metinde bazı kelime veya ibareler çeşitli sebeplerle okunmaz hâle gelmiş olabilir yahut okumaya çalışan kişi anlamlı bir sonuca ulaşamayabilir. Bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir.

Yahya Kemal, “İspanya Hâtıraları” bölümünde İşbiliyye (Sevilla) şehrindeki Alkazar (El Hisar) karşısında “eski Arap Câmii’nin yerinde”ki katedralden de söz eder: “Câmiin mimarisinden, minare olan (........*) Kulesi bir de yanında dış kapılarından biri ve bir haremi kalmış, şimdi muhafaza ediliyor.” (s. 6-7). Parantez içinde noktalarla belirtilen yer için “Bu kelime okunamamıştır.” notu düşülmüştür. İkinci baskıda okunamayan o kelimenin yerinde “Hiralda” kelimesini görürüz (s. 10) Google araması yaparsanız, “yazımı düzeltilmiş” “Giralda Kulesi” ile karşılaşırsınız.

Kitabın “Şahıslar Hakkında” bölümündeki notlardan birinde “Mareşal Bilnevski”den söz edilmiştir (s. 58). Sonra bunun yanlış okunduğu fark edilmiş, yeni baskıda doğrsusu yazılmıştır: “Mareşal Pilsudski” (s. 62).

“Madrid İspanyolluğu yazın korida denilen boğa oyunlarından, kışın da flamingo dedikleri Arap mûsıkîsinden kalma, çok şarkkârî, bir curcunadan ibarettir (s. 15). Vurgulanmış olan ikinci kelimenin flamenko olması gerekmez mi?

Hüseyin Dâniş Bey’e seslenen Yahya Kemal, onun şu beytini nakleder: “Hakanî-i Fers bir güneşdir / Hakanî ki zannetme eşdir” (s. 119) İlk dizedeki “Fers” kelimesi, ikinci baskıda düzeltilip “Fürs” yapılmıştır (s. 122). Yine aynı metinde “Benim hakanım...” (s. 119) cümlesindeki hatalı okuma ve yazma, yeni baskıda şöylece düzeltilmiştir: “Benim Hâkanî’m Peygamberimizin mübârek yüzünü, güzel bir rüyâda görür gibi, saf bir ilhamla görmüş ve derin bir samîmiyetle tasvîr etmiş.” (s. 122).

“Hangimizin dalâlette olduğunu ûlâ-yı ebsâr görür.” (s. 122) cümlesinin öznesi, “ulü’l-ebsâr” yapılarak tashih edilmiştir (s. 126). Misâlli Büyük Türkçe Sözlük’ün imlâsı tercih edilerek “ülülebsar” da yazılabilirdi.

“Pîr-i heremdîde” her iki baskıda da “pîr-i hiremdîde” şeklinde yanlış yazılmıştır (s. 128, s. 131).

Spor anlamına gelen “riyazet/riyadat” kelimesi, “riyâhat” şeklinde yazılmıştır (s. 131, s. 135).

İlk baskıda “nokta-yı nazar”, “vazife-yi münferide” şeklinde yazılmış olan bazı tamlamalar, “nokta-i nazar”, “vazife-i münferide” şeklinde değiştirilmiştir.

İlk baskıda “mukayyis” (s. 251) şeklinde yazılan kelime, sonraki baskılarda “ma’kes” (s. 210) şeklinde yazılmıştır. Sözün akışına bakılırsa bu kelime “makîs” olmalıdır.

Fransızca kelimelerin imlâlarında, özellikle aksan işaretlerinde her iki baskıda da yanlışlar bulunmaktadır; ayrıca “parlemento, kabere” gibi yazım yanlışlarına rastlanmaktadır.

“Sâbık Darphâne Müdürü Bay Hakkı Hâlid ölmüş.” (s. 64) cümlesindeki “Bay” kelimesini son baskıda göremeyince şaşırdım (s. 68). “Bay” 1934 sonrasının mümeyyiz kelimelerinden biri değil midir?

Yahya Kemal gibi titiz bir sanatkârın eserlerini neşrederken daha müteyakkız davranmak iktiza eder.

#yahya kemal
5 yıl önce