|

Yazarak abimin vasiyetini yerine getirdim

Perihan Bakır abisi Cemal Süreya’yı anlattığı “Size Nefesimi Bırakıyorum” kitabını yazma sebebini şöyle açıklıyor: “Bugüne kadar bilinen yanlışlıkların giderilmesi için yazdım. Bu benim için bir görev bir bakıma abimin vasiyetiydi.”

Ayşe Olgun
04:00 - 23/06/2019 Pazar
Güncelleme: 17:44 - 22/06/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Perihan-Güzin Bakır
Perihan-Güzin Bakır

Perihan Bakır kardeşi Cemal Süreya’yı anlattığı Size Nefesimi Bırakıyorum kitabı geçtiğimiz haftalar okurla buluştu. Kitap Cemal Süreya’nın çocukluğundan vefatına kadar uzanan süreyi anlatıyor ve oldukça önemli iddiaları da gündeme getiriyor. İlk kez Cemal Süreya’nın bir mezarının bile olmadığını öğrendiğimiz kitapta ayrıca Süreya’nın ölümüyle ilgili de şüpheler dile getirilmiş. Bilindiği gibi Cemal Süreya’nın o dönem ayrı olduğu eski eşi Zuhal Takkanat ve oğlu Memo Emrah bir bahaneyle geçici olarak Süreya’nın yanına taşınıyorlar. Bu dönemde silahlarla meşgul olan oğlu ile sık sık tartışmalar yaşayan Süreya tanıkların anlattıklarına göre oğlundan kavga sırasında yumruk yiyor. Son gece oğluyla çıkan kavga sebebiyle evde yalnız kalmak istemeyen Süreya, son eşi Birsen Sağnak’ı eve çağırıyor ancak yaşanan gelişmelerden sonra Sağnak evden kaçıyor. Ertesi gün oğlu Memo Emrah ve Zuhal Tekkanat tarafından hastaneye kaldırılan Cemal Süreya burada vefat ediyor. Kitapta bu iddialar yeniden gündeme geldiği için kardeşi Perihan Bakır’la bu konuları görüşmek istedim. Ancak Bakır kitapta yer alan bilgilerden daha fazlasını paylaşmayı istemedi. Bakır’dan cevabını aldığımız sorularla kısa bir söyleşi yaptık. Buyrun.

Kitabın kapağında da yer alan bir aile fotoğrafı var. O fotoğrafın çekildiği günün hikayesini merak ettim. Nasıl bir gündü?

Abimin İnegöl’e bizi görmeye geldiği bir gündü. Refika annemle babam “Hiç aile fotoğrafımız yok bir aile fotoğrafı çektirelim” dediler. Akay fotoğraf stüdyosuna gidip bu fotoğrafı çektirdik. Mutlu günlerimizden biriydi..

Bir söyleşisinde şöyle diyor Cemal Süreya “Hayatımdaki temel duygu nedir bilir misiniz? Yanlışlığın giderilmesi... Filmlerde hep o anda ağlarım.” Sizin kitabınızı da okurken bir abi portresinin ötesinde sanki bugüne kadar yazılıp çizilenlere de ‘en yakınından’ verilen bir cevapmış gibi yorumlayabilir miyiz, ne dersiniz?

Evet, çok doğru. Bugüne kadar bilinen yanlışlıkların giderilmesi için yazdım. Bu benim için bir görev bir bakıma abimin vasiyetiydi.


‘NİKAHI BASINCA
DÖNÜŞ YAPIYORLAR’
Kitapta zorlu bir çocukluk geçirdiğinizi okuyoruz. Bu aile dramında sizin hayatınızı en kötü etkileyen ilk üvey anneniz Esma. Cemal Süreya’nın daha sonra kadınlarla kurduğu ilişkilerdeki mutsuzluğu biraz o yıllardaki ‘olumsuz anne’ ‘Sevgisiz anne’ imajından mı kaynaklanıyor diye düşündüm. Bu konuyu hiç abinizle konuştunuz mu?

Üvey anne etkisiyle olamaz, çünkü abim genelde uzaktaydı, zaten yatılı okudu. Evimize babamın olduğu günlerde geliyordu. Esma da babamın yanındayken hepimize çok iyi davranıyordu. Aslında abim insanları sevmeyi seviyordu, evliliklerinde de aradığı huzuru içtenliği bulamadığını söylemişti. Bir gün bana “evleninceye kadar çok iyiler nikahı basınca dönüş yapıyorlar” demişti.

Geçmişe dönüp baktığınızda abinizle ilgili hatırladığınız en güzel hatıra nedir acaba? Onu en mutlu eden şey neydi sizce?

Ayrım yapamam hepsi güzel ve değerli anılar benim için. Kızı ve oğlu dünyaya geldiğinde çok mutlu olduğunu hatırlıyorum. Bir de kızı Ayçe evlenecek diye çok mutlu olmuştu.

Üniversite yıllarında sınıf arkadaşı şair Sezai Karakoç’la sıkı dost olduklarını biliyoruz. Mesela okulda dans bilmeyen iki arkadaş yine sevdikleri kızlara mektup yazdıklarını okuyoruz kitapta. Bu dostlukla ilgili sizlerle paylaştığı ya da sizin hatırladığınız şeyler var mı acaba?

Bunu o zamanlar Ayten’le bana da anlatmıştı ama onun dışında bu konuyla ilgili bir konuşmamız olmadı.

MEZAR İŞİ NASIL
ÇÖZÜLECEK
Üvercinka şiirini yazdığı hanımla girdiği bir bahisten dolayı soy isminden (Süreyya)dan y harfini düşüyor. Nüfus memuru adı Cemal olduğu halde Cemalettin yazmış. Soyadınız Seber ve o da yanlış yazılmış aslında. Sabır’mış. Cemal Süreya ise yanlış yazılan adı ve soyadını değil Cemal Süreya adını kullanıyor. Cemal Süreya adını nasıl seçmiş?

Cemal ismini annemle babam verdiği için severek kullanıyordu. Süreya soyadını da kitapta da anlattığım gibi çadır bekçiliği yaptığı sırada düşünmüş. (Cemal Süreya üvey annesi Esma ile aynı evde yaz tatilini geçirmek istemediği için bir takım elbise karşılığı karayolunda çalışacak yol işçilerinin çadırlarına bekçilik yapar. O yaz Cemal Süreya henüz hiç yazı yazmamış da olsa bir gün ünlü yazar ya da şair olacağını hayal ederek iki isimli yazarlar gibi kendine de bir isim düşünür ve o gün kurduğu hayalle kendine ikinci isim olarak Süreyya adını seçer. İlk şiirlerini Cemal Süreyya olarak yayımlar sonra tek y harfini atar. )

Aynı hayal kırıklığını baba evlat ilişkisinde de yaşıyor. Oğluyla yumruklaşıyor. Kızı cenazesine gelmiyor. Bu sorunların altında asıl sorun olarak neyi görüyorsunuz?

Bu yorumu okuyucuya bırakıyorum

Kitapta beni en çok etkileyen 2014 yılında yengenizin vefatının ardından Cemal Süreya’nın mezarının açılıp oraya gömülmesi. Aile çok istediği halde kızı Ayçe’nin kayıtsız kalması yüzünden bir türlü mezarını taşıyıp Cemal Süreya için yeni mezar yaptıramadığınızı öğrendik. Bu sorunu nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?

Evet ortada bir sorun var, nasıl çözüleceği konusunu biz de merak ediyoruz.

Cemal Süreya’nın seneye vefatının 30. Yılı. Ancak adına kurulan vakıfla ilgili de eleştiriler yapıyorsunuz. Vakıftan aile olarak ayrılmışsınız. Süreya’ya yakışır bir anma programı için ailesi olarak beklentileriniz neler?

Ayrılmamızın nedenlerini kitapta ayrıntılı yazmıştım. Abim için onu kaybettiğimizden beri derneğin dışında her yıl ülkenin bir çok yerinde, düzenlenen anma toplantıları yapılmakta şiirleri okunmakta. Yıllar geçmesine rağmen unutulmadan ona olan sevginin artması bizi mutlu ediyor. 30. Yılında da sevenleri ile birlikte edebiyatın duayenleri tarafından anılmasını diliyorum.

#cemal süreya
5 yıl önce