|

Yeniden Böyle Daha Güzelsin

KADEM tarafından düzenlenen Böyle Daha Güzelsin sergisi yeniden Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında kapılarını açtı. Sergi aynı zamanda online olarak da ziyaret edilebiliyor.

Haber Merkezi
04:00 - 30/08/2020 Pazar
Güncelleme: 23:55 - 29/08/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Kadın Ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 28 Şubat temalı “Böyle Daha Güzelsin” sergisi yeniden Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında kapılarını açtı. Pandemi dönemi nedeniyle ertelenen sergiyi aynı zamanda online olarak da ziyaret edebilirsiniz. 28 Şubat’ta başörtülülere karşı baskıları konu alan “Böyle Daha Güzelsin” sergisi 16 sanatçının eserlerinden oluşuyor, serginin küratörlüğünü ise Yasemin Karaca yapıyor. İçerisinde ikna odalarını anımsatan çalışmadan, başörtüsü yasağını konu alan 3 boyutlu görsellere kadar pek çok eser o günün yaşanılanlarını ziyaretçilerine aktarmayı hedefliyor.

16 FARKLI BAKIŞLA YASAK

Eser üreten sanatçıların kimileri o dönemi yaşarken kimileri ise tanıkların ve medyada yer alan haberlerden yola çıkarak eserlerini hazırlamış. Sergiye Bünyamin Atan “Kara Kutu”, Melek Zeynep Bulut “Rene Pavillion/Scar”, Hilal Büşra Cebeci “Dreamcatcher is Feeling Blue”, “Gel Bi de Burdan Bak”, Elif Eda “Aramızdaki Şey”, Aslıhan Ergün ve Fatih Ergün “Kapı Duvar”, “Görünmezlik Kutusu”, Mehtap Özer Isovic “Marilyn”, Büşra Kayıkçı “Madde 42”, Muzaffer Malkoç “Paralel Eylemler”, “Dar Açı”, Çağla Kaplan ve Nur Özdamar “Gölge Oyunu”, Merve Güçlü ve Afra Bedriye Öztürk “Dress Code”, “Diploma”, Güzin Furat Tever “Ölü Piksel”, Esra Özyaşar Tosun “Cerrahi Tezyin”, Sümeyye Öztürk Ulu “İpek/Böceği ile Yusufçuk” adlı eserleriyle katıldı.

Eserler video art, tezhip, heykel, üç boyutlu portre, minimalist beste, dekolaj, duvar üzerine karışık teknik ve ahşap metal karışık tekniklerden oluşuyor.

Piyanoya eşlik eden otorite


Büşra Kayıkçı’nın Madde 42 isimli eseri dikkat çekiyor. İşitsel ve görsel olarak iki bölümden oluşan eserin ismi Türk Anayasası’ndan geliyor; 42. madde. Çalışmada, sağ el, dönemin sürekli zihinsel otoritesini ve statükoyu bir metafor olarak temsil ederken, sol el bir şey yapmak için çözümler bulmak için mücadele eden kadınları temsil ediyor.


Ben aslında orada değilim


Güzin Furat Tever’in “Ölü Piksel” adlı çalışmasında fotoğraf karelerinde yüzü oyulmuş, silinmiş bir öğrenci fotoğrafı dikkat çekiyor. Tever kendi deneyiminden de yola çıkarak bunu bir çalışmaya dönüştürmüş: “Başörtünü çıkarıp belki şapka ya da peruk takınca ilk zamanlar tuhafına gidiyor bu halin. Ama bir süre sonra yeni kimliğine de alışıyorsun, Arkadaşlarınla çay içip derse girip sohbet etmeye, yani öğrenciliğin doğal akışına bırakıyorsun kendini. İşte o yıllarda çekilmiş fotoğraflara baktığım zaman orada aslında hiçbir zaman kendi kimliğimle olamadığımı fark ettim. Kocaman bir boşluk vardı o fotoğraflarda. Evet, bir hayat akıp gitmişti ama ben orada değildim. Zorlandığım bir kimlik üzerinden başka bir kişi inşa edilmişti sanki o fotoğraflarda.”

Geçmiş peşimizi bırakmıyor


  • Mehtap Özer İsovic “Marilyn” adlı çalışmasıyla sergide yer alıyor. 12 yıldır Saraybosna’da yaşayan İsovic, bugünkü mutlu ve gülen yüzünü gösteren bir resmini duvar posteri olarak kullanırken bu resmi yırtarak içine eski günlerden kareler yerleştirmiş.
#KADEM
#Büşra Kayıkçı
#Güzin Furat Tever
#Mehtap Özer İsovic
4 yıl önce