|

Yeryüzünün öksüz çocukları: Küçük yaşta savaş, açlık, yoksulluk ve şiddet yüzünden evlerinden göç ettiler

Bugün dünyada göçe zorlanan 70 milyon mültecinin yüzde 52’sini 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Bu çocuklar arasında yanlarında refakatçisi olmayan öksüz ve yetimler de var. Göçe zorlanan kimsesiz çocuklar bir anlamda yollarda büyümüş. Kimi Somali’den kimi Suriye’den kimi ise Afganistan’dan yola çıkmış.Gittikleri ülkelerde din değiştiren, ana dilini unutanlar var. İşte bu kimsesiz çocukların hikayesi belgesel oluyor. Afgan göçmeni Feyruz İsviçre’de kampta büyüyor.Babasını Afganistan’daki çatışmalarda kaybetmiş. İran üzerinden Turkiye’ye gelmiş. Botla Akdeniz’i geçerken suya düşmüş ve son anda boğulmaktan kurtulmuş. Çocukluğu yollarda geçen Feyruz yaşını bile hatırlamıyor.

Ayşe Olgun
04:00 - 31/05/2020 Pazar
Güncelleme: 20:40 - 30/05/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Bugün dünya genelinde göçe zorlanmış yaklaşık 70 milyon mülteci var ve bunların yüzde 52’sini 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Bu çocukların büyük bir kısmı ise aileleri ya da herhangi bir refakatçileri olmadan Avrupa ülkelerindeler. Çoğu kamplarda kalıyor. Bir kısmı ise koruyucu aileler tarafından sahiplenilmiş. Geçtiğimiz yıllarda Europol Avrupa’da 10 bin refakatsiz çocuğun kayıp olduğunu açıklamış bu ciddi veri etrafında da kayıp çocuklarla ilgili ciddi bir tartışma başlamıştı.

Göç yolunda en savunmasız grubu temsil eden mülteci çocuklar sömürü, suiistimal ve şiddet kurbanı olma tehlikesiyle karşı karşıya.. Europol Kurmay Başkanı Brian Donald’ın verdiği bilgilere göre, bazı refakatsiz mülteci çocukların cinsel şiddet kurbanı olduğu da bilinmekte. Yine çocukları sömüren suç çetelerinden sıklıkla bahsedilmekte.


3 YILDA 20 ÇOCUĞA ULAŞTIK

Savaş yoksulluk şiddet gibi gerekçelerle evlerinden yurtlarından edinen çocuklarla birebir bağlantıya geçen Ortadoğu’dan Avrupa’ya kamplarda bu çocukları ziyaret eden ve bu çocukların hikayesini belgesel olarak çeken yönetmen Tülay Gökçimen’in izlenimleri hazırlanan raporlardan çok daha dokunaklı. “Neredeyse üç yıldır bu konuyu araştırıyorum” diyen Gökçimen önce Avrupa’da yaşayan mülteci çocuklarla temas kuran insanlara daha sonra ise bu çocuklara ulaşmış. Mülteci çocuklarla ilgilenen Emine Taş Ceylan’la birlikte yurtdışındaki kampları ziyaret ederek bu çocuklarla birebir görüşerek bir belgesel hazırlıyor. Belgesel Eylül ayında seyirciyle buluşacak. Biz de belgeselin çekim hikayesini ve görüştüğü kimsesiz çocukların yaşadıkları zorlukları Gökçimen’den dinledik.

Üç yıl içinde 20’den fazla çocuğa ulaşan ve bu çocukların yarısıyla hala yakın temasta olan Gökçimen, çocukların kamplarda bulunduğu ülkelerde nasıl yaşadıklarını, hayallerini, özlemlerini kayıt altına almış. Her çocuğun hikayesi ayrı bir dram diyebiliriz.

ARADA KALMIŞLAR

“Şu an çoğu gittikleri ülkelerin kamplarında kalıyorlar yaşı daha küçük olanlar ise koruyucu ailelerin yanındalar” diyen Gökçimen, bu konu üzerine araştırma yapmak için çok geç kalındığını da sözlerine ekliyor ve bize şunları anlatıyor: “3 yıldır Avrupa’ya refakatsiz giden bu çocukların çoğu ana dillerini unutmuş. Şimdi pek çoğu genç birey olmuş. Ne yaşarsa yaşasın mutlu olmayan, geçmişini unutamayan arada kalmış bu çocuklarla görüşmek için Almanya, Hollanda ve İsviçre’deki kamplara gittim. Hem bu çocuklarla hem resmi kurumlarla hem de bu çocukları evlerinde ağırlayan ailelerle görüştüm. Aslında Avrupa’ya giden refakatsiz çocuk sayısı tam belli değil. Yanında ailesi olmayan birçok mülteci çocuk Avrupa’da kayboluyor. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nin 2018’de yayınladığı rapora göre sadece Belçika’da 2017’de 618 mülteci çocuğun akıbeti bilinmiyor. Avrupa Polis Örgütü Europol’ün verilerine göre 2014’ten bugüne 10 binden fazla göçmen çocuk Avrupa Birliği ülkelerinde kayboldu.”

KAYIPLARDAN HABER YOK


  • Peki bu kaybolan çocuklar nerede? Bu sorunun cevabını Gökçimen şöyle cevaplıyor: “Child Focus’a göre çocuk sığınmacılar istismarcılar tarafından ele geçirilmiş olabilir. Kayıp çocukların resmi verilerde ifade edilen sayıdan çok daha fazla olduğunu dile getiren Child Focus yetkilileri, resmi verilerin buzdağının görünen yüzü olduğunu söylüyor. Diğer ülkelerde de durum farklı değil. “Alman Çocuklara Yardım Örgütü (Deutsche Kinderhilfswerk), 2017 yılında 6 binden fazla mülteci çocuğun Almanya’da kayıp durumda olduğunu açıklamıştı. Yardım örgütünün yöneticisi Holger Hofmann, yaşları 13 veya altında olan kayıp mülteci çocukların sayısının alarm verici düzeyde olduğunu belirtti. Hofmann, Alman Federal Emniyet Teşkilatı’nın verilerine göre, 2017 yılında 13 ve 13 yaşın altında 945 çocuğun, 14-17 yaşları arasında ise 5 bin 502 gencin kayıp olarak kayıtlara geçtiği yönünde.
DİN DEĞİŞTİREN ÇOCUKLAR VAR

“Göçte çocukların başına her şey gelebilir. Bazı ülkeler çok tehlikeli. Örneğin Macaristan sınırında organ mafyası ve çeteler sahipsiz çocuklara el koyabilir. Fuhus çeteleri kaçırabilir” diyen Gökçimen şunları anlatıyor: “Anlaşmaya göre ülkesinde savaş olan çocukların geri gönderilemesi mümkün değil. Ülkeler ise çocuğu kampa koyuyor isteyen aileler oluyorsa onlara evlatlık veriliyorlar. Ailesi hayatta olan pek çok çocuk yabancı ailelere uyum sağlayamıyor.Ruhsal problem yaşayanlar farklı ailelerin yanına taşınarak uyum göstermeye çalışıyanlar var. Din değiştiren hiçbir dine inanmayan çocuklar bulunuyor.. “

REFAKATSİZ MÜLTECİNİN ÇOĞUNLUĞU ERKEKLER

Hazırlanan bir rapora göre 2017 yılında Avrupa genelinde 538 bin kayıtlı sığınmacıya koruma statüsü sağlanmış, 24 bin mülteci ise Avrupa Birliği’ne (AB) üye diğer ülkelere gönderilmiş. Bunlardan 31.400’ü refakatsiz çocuk olarak kayıtlara geçmiştir. Kayıtlı refakatsiz çocukların büyük kısmını erkekler (%89) oluşturuyor. Yaş ortalaması 16 ila 17 arasında değişen çocukların oranı yüzde 77 (24.200) iken, yaş ortalaması 14 ila 15 arasında olan çocukların oranı yüzde 16 (5.000), yaşı 14’ün altında olan çocukların oranı ise yüzde 6 (2.000) olarak tespit edilmiştir.

2017 yılı verilerine göre İtalya, en fazla reşit olmayan sığınmacı barındıran ülke olmuştur. Avrupa genelinde kayıtlı refakatsiz çocukların yüzde 32’si (10.000’in üzerinde) bu ülkeye iltica etmiş. İtalya’yı yüzde 29 ile (9.100) Almanya, yüzde 8 (2.500) ile Yunanistan, yüzde 7 ile (2.200) Birleşik Krallık, yüzde 4 ile (1.400) Avusturya, yüzde 4 ile (1.300) İsveç ve yine yüzde 4 ile (1.200) Hollanda takip ediyor. Yedi AB ülkesine ait bu oranlar, Avrupa genelinde kayıtlı çocuk sığınmacıların yüzde 90’ını oluşturuyor.

2017 yılı verilerine göre AB genelinde kayıtlı refakatsiz sığınmacıların yüzde 17’sini (5.300) Afgan çocuklar oluşturmakta. İkinci büyük etnik grup ise yüzde 10 ile (3.100) Eritre vatandaşları.

AVRUPA KİMSESİZ ÇOCUKLARA İYİLİK YAPMIYOR


  • Geçtiğimiz aylar Almanya bu sahipsiz çocukların bir kısmını kamplardan aldı. Peki bu çocuklar kamplardan çıkınca hayatı kurtuluyor mu sahiden? Tülay Gökçimen “Refakatsiz çocukların bir kımsının ailesi var alınacaksa bu çocukların aileleri de alınmalı. Köklerinden, ailelerinden koparılan bu çocukların ne kendilerine ne de yaşadıkları topluma bir faydası olmayacak. Henüz Avrupa’da kaybolan 10 bin çocuğun hesabını veremeyen Avrupa’nın yeni söylemlerle karşımıza çıkmasını çok tehlikeli buluyorum” diyor ve ekliyor: “Sorunun çözümü o çocukları aileleriyle kabul etmek ve onlara gerçekten yaşanabilir bir yaşam hakkı tanımak. Kimsesiz mülteci çocukları ülkesine kabul eden tüm ülkeler bu çocukların nerelerde bakıldıklarını, süreci, güzargahı kamuoyu ile paylaşmalı, BM’nin tüm dünyaya ilan ettiği çocuk hakları maddeleri mülteci çocuklar da dahil tüm çocuklar için harfiyen uygulanmalıdır.”

FEYRUZ YAŞINI BİLE BİLMİYOR

  • Afganistan’tan yola çıkan Feyruz İsviçre’de yaşıyor. Babasını Afganistan’daki çatışmalarda kaybetmiş. İran üzerinden Turkiye’ye gelmis. Bodrum’dan bota binmiş ve “Yüzde elli ya yaşarım ya ölürüm” diye bottakilerle birlikte denize açılmış. Yolun yarısında dalgalanma olmuş ve denize düşmüş ve beklediği o kötü son tam başına geldi derken can havliyle bütün gücüyle bota tutunmaya çalışmış. Bottakilerin yardımıyla kurtulmuş son anda boğulmaktan. Önce Yunanistan’deki kamplara gelmiş. Aylarca kaldığı bu kampta çok dayak yediğini kurtlu ve küflü yemek dağıtıldığını anlatıyor. Telefonu, parası var mı diye sık sık kamptaki çadırında taciz edilen Feyruz en çok Yunan kamplarındaki günlerini unutmak istiyor. Kamptan kaçıp günlerce yürümüş bulduğu otobüslere binerek sonunda İsviçre’ye gelen Feyruz “11-12 yaşlarındayım” diyor ama ne tam yaşını ne de doğum gününü biliyor. Tülay Gökçimen ve ekibi Feyruz’a bir doğum günü tespit edip ona unutamayacağı bir doğum günü partisi düzenlemişler. Feyruz’un memlekette babası öldükten sonra annesi başka biriyle evlenmiş ancak annesinin evlendiği kişi Feyruz’u sürekli dövünce o da kendi gibi yollara düşen çocukların arasına karışarak Avrupa’ya geldiğini anlatıyor.

#Mülteci
#Çocuk
#Avrupa
4 yıl önce