Bundan dokuz yıl önce kanser hastalığı hayatının tam ortasına düştüğünde gencecik bir kadındı Dida Kaymaz… Hayatının baharında, İtalya'da yaşarken tanışıyor bu hastalıkla. Geç teşhis edildiği için yapılacak fazla bir şey yok; 6 ay ömrünüz kaldı diyorlar. Dile kolay 6 ay yani sadece 180 gün! Birçoğumuz bu cümleyi duyduğumuz anda hayatımızın son günlerini daha mutlu geçirebilmek için “yapılacaklar listesi” hazırlamaya başlarız. Ama o pes etmiyor! Sandığınızın aksine mücadele de etmiyor. Kanserle savaşmayı değil, kanseri anlamayı seçiyor! Onunla barışmanın yollarını arıyor. İşte 180, Dida Kaymaz'ın dokuz yıl boyunca devam eden kanseri anlama yolculuğunun kitabı… Savaşın değil, barışın kitabı…
Dokuz yıl boyunca 39 kiloya kadar düşen, iki ay çift gören, beş ay hafızasını yitiren bir kadın olarak, vücudunun her yerine sıçramış bir kanseri anlamak ve onunla barışmak elbette kolay iş değil. Ancak Dida Kaymaz, İtalya'da tedavi olduğu doktoru Prof. Dr. Umberto Veronesi'nin de yardımıyla, ilk andan itibaren hastalığa yol açan duyguları iyileştirmeye çalışıyor. Bu duyguları keşfetmek için de Peru'dan Sri Lanka'ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde çeşitli tedavi yöntemlerini deneyimleyerek, kanserin aslında o kadar da korkutucu bir şey olmadığını insanlara kanıtlıyor. Böyle bakıldığında Dida Kaymaz'ın çok şanslı olduğunu ve birçok insanın bırakın yurt dışına çıkmayı, ülkedeki tedavi yöntemlerinden bile yararlanamadığı bir ortamda yazdıklarının önemi olmadığını düşünebilirsiniz. Fakat Dida Kaymaz kanserle ilgili neredeyse tüm bilinenlerin yanlış olduğunu, insanın gerçekten iyileşmek isteyip istemediğini sorgulaması gerektiğini düşünüyor. Ruhunuzdaki kanseri iyileştirme yolculuğunuz, doğru bir beslenme programı ve psikolojik yardımla desteklendiğinde tedavinin başarılı sonuç verebileceğini söylüyor. Bu konuda çok iyi bir öğrenci olunması gerektiğini, kendisinin de bu içsel yolculuğunu hala devam ettirdiğini, kanseri iyileştirebilmek için algınızı, hatta tüm hayatınızı değiştirmeniz gerektiğini yazıyor.
180 adını verdiği kitabında, genç yaşında yakalandığı bu hastalığa dair yaşadıklarını anlatan Kaymaz, gördüğü tedaviler üzerine de ayrıntılı bilgiler veriyor. Doktorlarından görüşlere yer veren, beslenme konusunda zihin açıcı bilgiler sunan yazar, sadece kanser hastalarına değil, sağlıklı insanlar için de uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırrının doğru beslenmeden geçtiğini, bu sebeple “canlı” beslenmek gerektiğini yazıyor.
Ölümle burun buruna geldiği ve yaşamının çok önemli bir kısmını birlikte geçirdiği bu hastalıktan sonra hayatını kendisi gibi insanları bilinçlendirmeye adayan Dida Kaymaz, bugün kurduğu dernek vasıtasıyla kanser üzerine çeşitli çalışmalar ve eğitimler düzenliyor. Kanserin korkulacak bir şey olmadığını insanlara anlatarak, kendi hayatını örnek gösteriyor ve şöyle diyor: Siz yeter ki, gerçekten iyileşmek isteyin…
180 Gün
Dida Kaymaz
Doğan Kitap
Haziran 2015
232 sayfa
