|

Yönetmeni şaşırtacak iş yapıyoruz

Prof. Dr. Sami Şekeroğlu ve ekibi 7 yıldır Türk sinemasının klasiklerini restore ediyor. Bir filmi yüzbinlerce fotoğrafa bölerek tek tek temizleyen ekip son olarak Metin Erksan’ın ‘Sevmek Zamanı’nı restore etmişti. Sırada ise 'Kuyu' ve 'Hanım' fimleri var. Projenin mimarı Şekeroğlu, “Filmi çekip yönetmene götürdüğümüzde, ‘Ben bu filmi bu kadar temiz mi çekmiştim’ yanıtını alıyoruz. O kadar titiz çalışıyoruz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 17/04/2016 Pazar
Güncelleme: 19:03 - 16/04/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Son yıllarda sık sık karşılaşmışsızdır restore edilen filmlerle. Özellikle İstanbul Film Festivali'nin özel olarak hazırladığı Türk Klasikleri bölümünde her yıl restore edilmiş farklı filmleri izliyoruz. İşte bu filmler Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema Televizyon Merkezi'nde, Prof. Dr. Sami Şekeroğlu öncülüğünde 7 yıldır titizlikle restore ediliyor. 10 kişilik çekirdek kadroya öğrenciler dönüşümlü olarak destek veriyor. Öğretim görevlileri ve öğrencilerden oluşan ekip bir filmi binlerce parçaya bölerek temizliyor ve görüntüyü gözün gördüğü hale getiriyor. Ekip şu sıralar Metin Erksan'ın 'Kuyu' ve Halit Refiğ'in 'Hanım' filmlerinin üzerinde hazırlık sürecinde. Geçen yıl restore edilen Memduh Ün'ün 1958 yapımı 'Üç Arkadaş' filmi de bu yıl 35.İstanbul Film Festivali'nde yeniden seyirciyle buluştu. Prof. Dr. Şekeroğlu buluştuk, film restorasyonu nedir ne değildir konuştuk...



Film restorasyonu maceranız nasıl başladı?


50 yıl önce karar vermiştim bu saklama ve koruma işine. Türk sinemasının güzel örneklerini gelecek kuşaklara aktarmayı amaç edinmiştim. Sonra dijital işi çıktı. Dijital restorasyon başka bir şey. İlk restorasyon sinemanın 100. yılında Hollywood'ta sergilendi. Ben de davetliydim. Fakat o zamanlar iyi derecede değildi. 2009'da Almanya'da 2 makine yapıldı. Biz de o makinelerden Kültür Bakanlığı'nın ve Planlama Teşkilatı'nın desteğiyle ve kendi bütçemizle satın aldık. Emeği de koyarak düzeneği kurduk ve başladık.



ORGAN NAKLİ YAPAR GİBİ


Film restorasyonu nedir? Nasıl bir süreci beraberinde getirir?


Hiçbir film temiz değildir. Negatifi bir defa kameradan çıktığında ve yıkandığında da temiz değildir. Mutlaka seyrederken çizikleri, tozları görürüz. Bunlar önceden silinir, ultrasyonik aletlerle temizlenirdi. Dijital çıkınca daha ileri derecede temizlik yapılmaya başlandı. Biz de bu işi öğrencilerimize öğretiyoruz, dersleri bittikten sonra gelip çalışıyorlar. Öğretim üyeleri de ben de çalışıyoruz. Zevkli ama çok zor bir iş. Bir filmi 180 bin resme ayırıyor ve her birinin üstünde ayrı ayrı çalışıyoruz. Tozunu, çiziğini ayırıyoruz. İş sonrasında da bitmiyor. Bu kez de hareket halindeki titreme ve atlamalarıma geçiyorsunuz. Görüntünün bir yerinde yüzün yarısı gitmişse organ nakli yapar gibi başka yerden görüntü alıp resmi tamamlıyoruz. 'Üç Arkadaş' filmini yaptık ve halka göstermeden Memduh Ün'e götürdük. "Ben bu filmi bu kadar temiz çekmemiştim ki, nasıl oldu da böyle temiz oldu" dedi. O bile şaşırdı. Ama tüm bunlar filmin yaşamasını sağlamıyor. Bu görüntü yarın sabah, 5 gün sonra yok olabilir. Maksimum 5 sene yşıyor. Bunun için de yenilemek lazım.







En başından filmi tamamlayana dek hangi aşamalardan geçiliyor?


Çalışanlar uzunluğuna göre filmi parça parça fotoğraflara bölüyor. Büyük bir mekan ve teknolojiyle çalışıyoruz. Önce fiziksel temizlemeden geçiyor. Sonra fotoğraf tarar gibi alıyorsunuz. Yüksek çözünürlükle taranıyor. Çok zaman alıyor. 2 saniyede 1 resim taranıyor düşünün. 20 günlük bir süreç. Merkeze geliyor ve dağıtılıyor. 50 bin resimlik bir parça almışsa içeride filmin korunmasına için tedbir alınıyor. Aşırılması da mümkün değil çünkü üstünde koruma var. Ve filmin herhangi bir yerinden bir parça veriyor. 10 bin filmlik arşive sahibiz. Bunların hepsini yapmak için 250 yıl gerekir.



KAMERAMANIN GÖZÜ BOZUK, FİLMİ FLU ÇEKMİŞ!


Eski filmlerin cızırtılı sesleriyle, görüntüdeki kaymalarıyla birlikte yansıttığı hava daha nostaljik bir tat veriyor film tutkunlarına. Restorasyonla birlikte filmler ruhunu kaybediyor mu?


Hayır. Kesinlikle dokunmuyoruz. Oyuncunun göz bebeğinin üzerinde bir delik, yüzünde bir çizik oluyor. Biz de onlardan arındırıp filmi temizliyoruz. Film üzerinde asla bir değişiklik yapmıyoruz. Gerçeğe ne kadar yakın olduğu önemli. Görüntü kalitesini çekim sırasında insan gözünün gördüğü hale getirmeye çalışıyoruz. Örneğin Muhsin Bey'de kameramanın gözü biraz bozukmuş ve filmi flu çekmiş. Elbette ki rejisör Şener Şen'in gözleri flu olsun dememiş. Biz de restorasyonda bu flu görüntüyü netleştiriyoruz. Mümkün olduğu kadar da filmi çekenlere ulaşıp onlara da soruyoruz bunları yapalım mı diye.







Zor ama keyifli bir süreç. Nelerle karşılaştınız bu süreçte? İlginç anılarınız var mı?


Muhsin Bey'i restore etmiştik. Galasını yapacaktık. O kadar çok tanıtımı yapılıdı ki herkes bizi bekliyordu. Biz de tüm gücümüzle her şeyi yaptık. Galaya 2 gün kala geldiğimde herkesin suratı asıktı. Sistem çökmüş. Dijitalin bir de böyle derdi var. 7 ay çalıştık, çok emek sarf ettik. Yurt dışından bilgisayar teknolojisinden anlayan insanlar davet ettik. Her şey kurtardılar. Hepimiz çökmüştük. Ama filmde böyle bir dert yok. İyi korursanız, nemini ve ısısını ayarlarsanız 110 sene 1850'lerden kalan görüntüler var.



Öncelik başyapıta






Sami Şekeroğlu ve ekibi film restorasyonuna Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Osmanlı'nın son yıllarına ve Cumhuriyet dönemine ait 600.000 yazar tabanlı tarihi belge filmiyle başladı. Bugüne dek Halit Refiğ'in Gurbet Kuşları, Lütfi Akad'ın Vesikalı Yarim, Yavuz Turgul'un Muhsin Bey ve Metin Erksan'ın Sevmek Zamanı başyapıtları restore edildi. 'Bitmeyen Yol', 'Kuyucaklı Yusuf', 'Haremde Dört Kadın' filmlerinin restorasyonu ise sürüyor.



Arşivcilik gelişmedi


Şekeroğlu, Türkiye'de film arşivciliğinini olmadığını söylüyor. "Film arşivciliği bizimle başlıyor" diyen Şekercioğlu'nun mesajı ise şöyle: "Yasal yollarla ve iyi koruyoruz. Uluslararası Film Arşivleri Federasyonu'nun asil ve yetkili üyesiyiz. Karşılıksız olarak yapıyoruz. İnsanlar buraya hiçbir karşılık beklemeden gelip filmlerini veriyor. Hiçbir karşılık beklemiyor. 60'a yakın bir yıl boyunca güvendikleri bir isme verdiklerine göre onun kurduğu kuruma da bundan sonra güveneceklerdir."






#Sami Şekeroğlu
#7 yıldır Türk sineması
#film restorasyonu
#film arşivciliği
8 yıl önce