Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, 15 Temmuz darbe girişiminin nedenleri ve sonuçlarını Gerçek Hayat'a değerlendirdi. Türkiye’de darbelerin her zaman olabileceğini anlatan Kaplan, "Türkiye'nin sahibi yok. Milletin devleti olmadı hiçbir zaman. Devlet de hayali, sekülerleşmiş bir millet icat etmeye çalıştı. Türkiye her zaman operasyon çekilecek bir ülkedir. 300 yıldır da bu operasyonları yiyor" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz akşamı İstanbul ve Ankara'da başlayan hareketliliği anlatan Kaplan, "Köprülerdeki hareketlilik anormal bir durum olduğunu gösteriyordu. Dışarı mı çıkmak gerekir yoksa sosyal medyadan tepki mi göstermeliyiz diye konuştuk. 'Bazı arkadaşlar dışarı çıkıp ekip olarak sorun yaşanan bölgelere gitsin, biz de sosyal medyadan organize edelim' diye karar verdik ve öyle de yaptık" dedi.
Kaplan, '15 Temmuz ruhunu nasıl yakalarız peki?' sorusuna da böyle yanıt verdi:
"Bitti o iş bitti. Korktuğum şeylerden biri o. Yıldönümü son derece ruhsuz bir şekilde kutlanacak. Sonra abartı zirveye çıkacak. Arapçada, rüzgâr, ‘rîh’ demek. ‘Rîh’ de ‘ruh’ kelimesiyle aynı kökten. Asıl mesele 15 Temmuz rüzgârından beslenerek, aşı alarak, bu toplumun kendine gelmesi, kendini bulması, dolayısıyla kendisini geçmesini sağlayabilecek, önce çakıl taşlarını temizleyecek sonra yapı taşlarını döşeyecek, önce dalga kıracak sonra dalga kuracak bir yolculuğa çıkabilmesi lazım. Bundan sonraki süreçte insanların bir şekilde bir ruh atılımına dönüştürülecek yol haritasının çıkarılması lazım 15 Temmuz üzerinden.
Onun için de gerçekleştirdiğimiz mücadele biçimini, yani bu toplumun yeniden Müslümanlaşması yolculuğunu ciddi bir muhasebeye tutmamız lazım. Her şeyini yitiren tek toplum olmamıza rağmen bu toprak parçasını çiğnetmedik. 100 sene sonra yeniden umut haline geldik. Çünkü tarihi 1000 yıldır biz yapıyoruz. Bu toplum sömürgeleştirmeye maruz kalıp genetik kodları bozulmamış bir toplumdur."
