|

Zorla güzellik sektörü

Bir öğrencinin intiharıyla güzel olma baskısı yine gündemde.Estetik operasyon için sadece ABD’de 2025 yılına kadar 43.9 milyar dolar harcanması bekleniyor. 2017 verilerine göre dünyada kozmetik ürün tüketimi 390 milyar Euro. Türkiye’de 2017 Aralık sonu itibari ile 414,8 milyon dolarlık kozmetik ithal edildi. Estetik operasyonda dünyada 11. sıradadayız. Peki avuçla parayı güzelliğe harcamaya bizi kim ikna etti?

Serap Cebeci
04:00 - 19/01/2020 Pazar
Güncelleme: 23:35 - 18/01/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Geçtiğimiz hafta bir üniversite öğrencisinin fiziki görüntüsünden dolayı gördüğü siber zorbalık sonucu intihar ettiği haberiyle sarsıldık.Oysa bu haber ne ilk ne de son olacak. Çünkü son yıllarda o öğrenci gibi ‘güzel ve bakımlı’ olmayı baskı olarak gören geniş bir kitle var. Üstelik bu sadece okul hayatıyla sınırlı değil. İş dünyasında da aynı baskıyla daima bakımlı ve güzel olmak zorunda bırakılan kadınlar var. Topuklu ayakkabı, ağır makyajlar, kusursuz güzellikleriyle mesela hemcimslerinden daha hızlı kariyer merdivenlerinde yükseleceğini fark eden kitlenin girdiği yarışa her geçen gün yenileri ekleniyor. Gündelik hayatta da durum farklı değil. Bu yüzden de estetik operasyonların sayısı yıldan yıla katlanarak artıyor. Bir yandan doğal yaşam, sağlıklı beslenme gibi uzun ve mutlu yaşam mottosu popülerleşirken diğer yandan insanların dış görünüşlerine verdikleri önemin artması tam bir tezatlık. Hangisi önemli peki; kusursuz ve dikte edilen standartlarda bir dış görünüm mü? Sağlıklı, özgün ve doğal bir yaşam mı? Eğer cevap özgün ve doğal olansa geçtiğimiz yıllara göre kadınların ve genç kızların üzerinde kurulan bu “güzellik ve mükemmel görünme” baskısının ve güzel olma iştiyakının sebebi ne olabilir?

BAŞARININ SIRRI GÜZELLİK Mİ

Modern çağ ve beraberinde değişen değerler algısıyla birlikte toplumun estetik anlayışı da değişti. Daha güzel ya da yakışıklı olmak, başkaları tarafından beğenilmek ve kabul görmek mutluluk ve varoluş kaynağı olarak benimseniyor adeta. Gündelik hayatta başarılı olmanın anahtarı olarak sunulan genç kalmak, güzel görünmek, zayıf ve ideal ölçülerde olmak, modanın dikte ettiği trendlere göre giyinmek ve hatta konuşmak… Teknolojinin getirisi hızlı yaşamın olduğu günümüzde, görsel ve sosyal medya insanların özbenliğinden uzaklaşıp dış görüntüsüyle daha alakadar olmaları için destekleyici güç durumunda. Artık sosyal medya gencinden yaşlısına herkesin odak noktası halinde. Özellikle yaptığımız her eylemi sosyal medyada paylaşmak üzere fotoğrafladığımız bugün, insanlar yüzlerine ve vücutlarına eskisinden çok daha fazla önem vermeye başladı. Medyanın ve özellikle moda ve kadın dergilerinin en revaçta konuları güzellik, diyet, makyaj, estetik operasyon trendleri ve mükemmel görünme üzerine. Estetik yaşı 16’lara kadar düşerken çocuk yaşta estetik ameliyat olanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Tek yeteneğinin porselen makyajlar yapmak olduğu instagram fenomenlerinin en büyük takipçileri 15-25 yaş arası genç kızlar. Moda endüstrisinin sosyal medyadan aldığı güçle kusursuz güzellik trendi hızla yayılıyor. Artan tepkiler ve aynılaşan görüntülere gösterilen tepki ise kendi içinde yine kendi modasını oluşturuyor. Mesela geçmişe kadar ‘sıfır beden’ in olmazsa olmaz sayıldığı podyumlarda şişman mankenler boy gösterdi. Akabinde genç mankenlerin aksi düşünülemezken yaşlı kadınlar yürüdü podyumda. Hatta sedef hastası bir manken vücudundaki renk farklılıklarına aldırış edilmeksizin bir anda moda endüstrisinin gözde mankenlerinden biri haline geldi.

MODA SEKTÖRÜ SAMİMİ DEĞİL

Oysa biliyoruz ki tüketimden ve güzellikten beslenen moda sanayisi için bu adımlar aslında samimiyetle atılmış değil. Çünkü hızlı modanın getirisi olarak trendler de artık tükenmişlik sendromuna yakalandı. Özellikle batı da aynı ölçüler ve aynı estetik hatlı kadınların taşıdığı kıyafetler, aksesuarlar gittikçe sıradanlaşmaya ve dolayısıyla herkesi aynılaştırırken heyecanını da yitirme noktasına geldi. Moda demek yenilik ve heyecan demek. O halde yeni hamlelerin tam sırası ve dikkat çekmek için en uygun strateji ile yapılanın aksi ile gündeme gelmek olacaktı ki bunu da başardıklarını söylemek mümkün. Fakat tüm bu adımların yıllar boyunca geliştirdikleri fit görünüm, kusursuz hatlar algısını yıkmaya yetecek kadar güçlü olduğunu söylemek zor. Başarılmak istenen şimdilik dikkat çekmekti ki hedefe ulaşıldı. Ancak insanların dimağına işleyen güzellik algısını yıkmaya yeter mi onu zamanla göreceğiz. Zira dünyanın en büyük endüstrilerinden biri haline gelen estetik endüstrisinin yıllık geliri milyar dolarla ifade ediliyor.

Milyarlarca dolar harcanıyor

Araştırma şirketi Grand View Research tarafından açıklanan son raporda estetik operasyon ve uygulamalar için sadece ABD’de 2025 yılına kadar 43.9 milyar dolar harcanması bekleniyor. Buna birde makyaj ürünleri endüstrisini de eklerseniz kadınlar üzerinde güzel görünme baskısının arkasında büyük bir ekonomi de yatıyor. 2017 verilerine göre dünyada kozmetik ürün tüketimi 390 milyar Euro. Türkiye’de 2017 Aralık sonu itibari ile 414,8 milyon dolarlık kozmetik ithal edildi. Dünya genelinde yapılan estetik operasyonlarının yüzde 28,4’ünün yanlızca Amerika’da ve Brezilya’da gerçekleştirilirken, Türkiye dünya da 11. sırada yer alıyor. Ülkemiz de estetik turizmi diye bir kavramdan bahsedilir olması kimseyi rahatsız etmediği gibi estetik cerrahi en gözde mesleklerden bir haline geldi.

Özgürlüğün iadesi


  • Görselliğin medya tarafından adeta kutsallaştırıldığı günümüzde gençlerimizi gerçek ahlaki değerlerle barıştırmak ve güzellik dayatmaları ile elinden alınan özgürlüğü onlara tekrar iade etmemiz gerekiyor. Bunun için aileden başlayarak, estetik kaygıların toplumda yüceltilmeden, güzelliğin güven, başarı ve mutluluk simgesi haline getirilmemesi, popüler kültürün ve medyanın etkisini azaltacak bireysel ve toplumsal önlemeler alınması gerekiyor.

#Güzellik
#Esteteik
#Manken
4 yıl önce