|

Noyan 'Suç'la dönüyor

M. Engin Noyan 20 yıl ara verdiği tiyatroya "Suç"la dönüyor. Başrolünü Ulvi Alacakaptan'ın oynayacağı oyunu yazan ve yöneten Noyan Suç'ta, kişiler üzerine kurulan abuk baskıları "ti"ye alıyor.

.
00:00 - 23/03/2001 Cuma
Güncelleme: 11:05 - 11/01/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Noyan 'Suç'la dönüyor
Noyan 'Suç'la dönüyor

Aslen tiyatro eğitimi alan Münip Engin Noyan, 20 yıl aradan sonra, 'Som.Oyuncular' adı altında biraraya gelen tiyatro grubuyla birlikte, tiyatro dünyasına yeniden geri döndü. Bugünlerde, harıl harıl 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde galasını yapacakları 'Suç' adlı tek perdelik tiyatro oyunun provalarını yapan 'Som.Oyuncular' tiyatro grubu, farklı bir tiyatral çizgiyle yola çıktı. M. Engin Noyan'ın yazdığı ve yönettiği 'Suç', kimlikler ve tercihler üzerinde kurulmaya çalışılan baskıyı ve (başörtüsü sorununu) değişik bir yorumla ele alıyor. Ulvi Alacakaptan, Akın Güneş ve Funda Cansever'in rol aldığı oyunu belli bir önyargıyla izlemeye gidecek olanların, oyunun içeriğiyle ve çarpıcı sonuyla şaşıracaklarını şimdiden söyleyelim. Üretken ve yoğun çalışan birisi olan Engin Noyan'la 'Suç'u ve 'Som.Oyuncular'ı konuştuk.

Oyun yazarlığına 20 yıl ara verdikten sonra tekrar başlamaya neden karar verdiniz?

Bu alanda bir eksiklik, boşluk olduğunu hissediyordum. Biraz da tiyatrodan uzak kalmanın getirdiği bir sıkıntı vardı içimde. Aslında oyun yazmak için yola çıkmamıştım. Başörtüsü meselesinde yaşanan abes durum beni çok rahatsız ediyordu. Bu abes durum karşısında kafa boşaltmak için kendi kendime küçük bir yazı yazmıştım. Ve bu yazı bir diyalog metine dönüştü. Bunun ardından da metnin biraz farklı, alternatif bir oyun haline gelebileceğini düşündüm ve oyunu kaleme almaya karar verdim. Ve hemen benim çok kadim dostum olan Ulvi'yi, 'böyle bir çalışma yapabilir miyiz?' diye aradım. Allah razı olsun, bana 'hemen, mutlaka yapmalıyız abi!' dedi. Bu cevap beni çok etkiledi ve hemen arkasında iki oyun çalışması daha yaptım. Böylece içimde uyuya kalmış oyun yazarlığı tekrar canlandı.

Toplumun sancılanmasına neden olan başka sosyal içerikli oyunlar da yazacak mısınız?

Zannediyorum ki şu anda toplumun geniş kesimlerini rahatsız eden konu bu; başörtüsü sorunu. Çünkü olayın abes bir durum olması toplumu rahatsız ediyor. Başörtüsünün bu kadar aptalca bir şekilde mesele haline getirilmesi yüzünden toplum çok rahatsız. Birçok insan teknik, ekonomik sorunlarını bir yana atıp, 'Bu meseleyi bir an önce halledin, biz sıkıntı çekmeye razıyız, ama önce bu sorun halledilsin' diye feryad ediyor. Uzun vadede biraz farklı birşeyler hazırlıyorum. 'Uhud Savaşı'nı ele alan bir oyun üzerinde çalışıyorum. Uhud Savaşı'nın yaşadığımız dönemde, hem dünyada hem de Türkiye'de çok iyi bilinmesi algılanması gerektiği kanaatindeyim. Tarafların, kimlerin kim olduğunu, bunun bir yenilgi mi zafer mi olduğunu, yenilginin nerde zafer, zaferin nerde yenilgiye dönüştüğünü anlamak için.

Bir ön tahminde bulunursanız, izleyenler Suç'u nasıl bulucaklar sizce?

Benim tahminlerime göre, oyunu izleyen seyirciler zannediyorum ki; bir hayli şaşıracaklar. Şaşıracaklar, çünkü bugüne kadar Müslümanlar'ın sahneledikleri tiyatro anlayışından farklı bir anlayışa sahip bu oyun. Hem sahnelenişi, hem oyunculuğu, hem de yazılış tekniği itibariyle çok farklı bir oyun. Oyunun sonundaki çarpıcı durumla konuya yaklaşımı da çok farklı. Bunu seyircinin hemen algılayacağını ve beklenmedik sonun seyirciyi etkileyeceğini düşünüyorum. Bu bir tiyatro oyunu, müsamere değil.

Tiyatro grubunuzun adı neden 'Som. Oyuncular' ?

'Som' kelimesi bir halislik, bir düzgünlük halini çağrıştırıyor. Bizim ekibimizdeki oyuncuların tiyatroya yaklaşımları ve ekibin tiyatroyu sergilemekteki amacı da böyle 'som' bir niyetten kaynaklandığı için tiyatro grubunun adını 'Som. Oyuncular' koyduk. Zaten ekibin amblemi de bir dairedir. Kağıt üzerinde küreyi gösterebildiğimiz kadarıyla kürenin iki boyutlu halidir. Bütün cesametine rağmen en büyük küre bile en küçük yeri işgal eder. Değdiği yerde en az alanı kaplar. Ne kadar büyük olursa olsun mütevazılık abidesidir küre. Küre, aynı zamanda geometrik şekiller içerisinde en mükemmel olanıdır ve insan gözüne hoş, bütünsel görünen en yumuşak şekildir. Dolayısıyla biz 'Som.Oyuncular' olarak bu yaklaşımı benimsediğimizi en azından ümit ediyoruz. Bu ümit doğrultusunda kendimize böyle bir isim koymayı uygun gördük.

Som.Oyuncular'ın kadrosunda kimler var?

'Som.Oyuncular'ın aktif kadrosunu, Ulvi Alacakaptan Beyefendi'nin de uygun gördüğü, tasvip ettiği, daha önce beraber çalıştığı iki değerli genç oyuncu oluşturuyor. Bu oyuncuların biri Akın Güneş, diğeri ise Funda Cansever. Funda Hanım Ulvi Bey'in talabelerdendir. Ciddi ve haklı kaygılardan dolayı özellikle Müslüman kesimde hanım oyuncuların eksikliği var. Bu haklı ve ciddi kaygıları izole etmek bizim üzerimize düşüyor. Ulvi Bey'in tecrübesi ve bilgisi ışığında, tiyatro sanatına gönül veren Müslüman beylerin ve hanımların, kaygı duymadan devam edebileceği, oyuncu yetiştirebilecek bir tiyatro atölyesi kurmayı düşünüyoruz.

Ulvi Alacakaptan: Değiştik ve buluştuk

"Bence bu oyundan daha önemli olan, Engin'le seneler sonra değişerek buluşmamız. Engin, zaten aslen tiyatrocudur. Ben de tiyatroda, uzun süredir böyle bir insanın, böyle bir hareketin eksikliğini duyuyordum. Düzeyli ve biraz derinlikli, aktüaliteye fazla prim vermeyen ama kopmayan, tiyatro yapmak isteyen ikinci bir adamı arıyordum. Onun için bu oyun benim için çok önemli."

Havva Setenay İlhan

23 yıl önce