|

Pamuk'la romana yeniden inandım

Dünyaca ünlü edebiyat ve kültür teorileri uzmanı Terry Eagleton Orhan Pamuk'u çok beğendiğini, romana olan inancını onunla yeniden kazandığını söylüyor

Emeti Saruhan
00:00 - 14/04/2007 Cumartesi
Güncelleme: 00:51 - 14/04/2007 Cumartesi
Yeni Şafak
Pamuk'la romana yeniden inandım
Pamuk'la romana yeniden inandım

Çağımızın en önemli edebiyat ve kültür teorileri uzmanlarından olan Prof. Dr. Terry Eagleton, sosyoloji ve hermenotik alanlarında uzmanlaşmış olan Prof. Dr. Hüsamettin Arslan ile bugün 14.00'te Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir araya geliyor. “Arzın Merkezinde Buluşmalar” toplantıları çerçevesinde “İdeoloji ve Eleştiri” başlıklı bir konferans verecek olan ikili “sosyolojik ve felsefi bakış açılarıyla ideoloji ve eleştiri”, “teolojik düzende ideolojiler” ve “eleştirinin işlevleri” konularda konuşacaklar. Terry Eagleton ile bu büyük toplantı öncesinde küçük bir söyleşi yaptık.

Kapitalizmin çevre ülkelere getirdiği yıkımların etkisini azaltmak için sermaye çevrelerinin yayıncılık işine girdiği yönünde bir görüşünüz var. Bu çerçevede günümüz basın ve yayıncılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben birkaç güçlü figürün elinde tuttuğu büyük medya kanalları ve gazetelerinin birbirinden farklı olduğunu düşünmüyorum. Ufak ve bağımsız medya gruplarının dünyada çok daha yaratıcı ve çok daha etkin roller oynayabileceğine inanıyorum. Ancak büyük medya gruplarının olması ve bunların demokrasi adı altında çalışmaları tamamen bir skandal. Kapitalizmin elinde tuttuğu medya kuruluşları kendi haberini kendi oluşturuyor çünkü.

Peki aynı bağlamda günümüz sanatçı ve yazarların eğilimleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Benim ülkem İrlanda'da devlet sanatçılar ve yazarlardan gelir vergisi almıyor. Bunun devlete çok fazla yükü olmuyor ama yazarların ve sanatçıların ülke dışına çıkmamasını ve sanatçı ve yazarların kapitalist düzene karşı daha rahat hareket etmelerini sağlıyor.

Eleştirinin üniversiteye hapsolduğu yönündeki görüşünüz bugün için de geçerli mi?

Son zamanlarda dünyada gelişen çok kültürlülükle birlikte kültür teorisi ve kültür teorisyeni dediğimiz bir olgu ortaya çıktı. Kültür teorisyeni, daha fazla halkla içiçe, entelektüelliği tam karşılayan ve yaşayan kişi. Dolayısıyla bu kişi varlığıyla üniversitenin dışına çıkmış durumda.

Çok kültürlülüğün daha çok yerleştiğini söylediniz.Peki Dünyada ortak kültür mümkün mü?

Kültür şu dönemde daha çok bizim farklılıklarımızı gösteren bir kavram. Kültürel paydalar bizi birbirimizden farklı kılar. Kültürden önce daha materyal konularda birleşmemiz lazım. Mesela hepimizin insan olduğu gibi ahlaki ortak paydalarda. Ama ortak paydaları bulmaya çalışırken aydınlanma döneminde yaptığımız yanlış gibi ayrılıkları gözardı etmek, görmezden gelmek gibi bir hataya düşmeden, farklılıklarımızla birlikte herkesin buluşabileceği somut gerçeklerde biraraya gelmemiz gerekiyor.

Irak'ta yaşanan işgal, kitlesel medyada savaş olarak adlandırılıyor. Bu kadar basit ayrımları neden yapamıyoruz?

Elbette bu ayrımın yapılması lazım ama İrlanda'da 30 yıldır bir savaş var ve Büyük Britanya Devleti savaş sözcüğünü bile kullanmadı. Bir çok Amerikalı işgal kelimesini kullanıyor ama bunun yasal olmayan bir işgal olduğu konusunda hemfikir değiller. Beni cesaretlendiren nokta Amerika'nın şu an savaş karşı olması, cesaretimi kıran nokta ise “savaşı kaybettikleri için savaşa karşı olmaları”. Amerika'nın bugün Irak'a yaptığı tam bir emperyalist sömürü. Ancak hiçbir Amerikalı bunu kabul etmeyecektir. Çünkü kendilerini emperyalizm karşıtı olarak görüyorlar.


Terry Eagleton Orhan Pamuk'un dört kitabını okuduğunu ve çok etkilendiğini söylüyor: Benim en sevdiğim çağdaş yazarlardan biri Orhan Pamuk. Çağdaş yazarların yaptığı varoşların ahlakını ya da ahlaksızlığını göstermekten ibaret. Buna karşın Pamuk, tarihi ve kültürel dokuyu başarılı bir birimde anlatıyor. Entelektüel birikimi ile çok zengin bir dil kulalnıyor. O benim, romanlara olan inancımı yeniden kazandırdı.




17 yıl önce