|

'Suç kültüründen çok polisiye yazar küçümseniyor'

Yazar Ahmet Ümit, polisiye romana ilginin artmaya başladığını belirterek, "Şu anda okurların ilgi gösterdiği 5-6 yazar arasında eserler göstermeye başladım" dedi.

Aa
00:00 - 28/02/2014 Cuma
Güncelleme: 16:42 - 28/02/2014 Cuma
Yeni Şafak
'Suç kültüründen çok polisiye yazar küçümseniyor'
'Suç kültüründen çok polisiye yazar küçümseniyor'

Ümit, yaptığı açıklamada, polisiye romanının Türk kültüründe çok erken yıllarda başladığını söyledi.

Osmanlı Devleti döneminde, 1800'lü yıllarda Ahmet Mithat Efendi'nin "Esrarlı Cinayet" adlı romanı yazdığını belirten Ümit, buna rağmen gerek Osmanlı gerekse cumhuriyet döneminde polisiye romanın çok fazla varlık gösteremediğini ifade etti.

Suç kültüründen çok yazarların polisiye romanı küçümsediğini aktaran Ümit, şu ifadeleri dile getirdi:

"1996 yılında yazdığım 'Sis ve Gece' ile birlikte bu konuda başka bir durum ortaya çıktı. Ben polisiye romanı hiçbir zaman ikinci sınıf edebiyat olarak görmedim. Hep birinci sınıf edebiyat olarak gördüm. Yazdığım tüm romanları bir edebiyat romanı yazar gibi ele aldım. 'Polisiye roman bir cinayeti anlatıyor, edebi değeri düşüktür' diye düşünmedim. Bir de bu toprakların bana verdiği büyük zenginliği kullandım. Bu toprakların bana verdiği büyük zenginlik nedir? Aslında bu bütün vatandaşlarımıza verilen büyük bir zenginliktir. Neredeyse 2 yüz bin yıla uzanan muhteşem bir tarih var. Yani mağara devrinden bugüne uzanan bir tarihten söz ediyoruz. Bu insanlık uygarlığının oluşmasını sağlayan büyük uygarlıklar. Hitit İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu ve Osmanlı'yı romanlarımda kullanmaya çalıştım."

"Muhalifliği, politik muhaliflikle sınırlamamak gerekir"

Ümit, polisiye ve tarihi vakıa çözümlemede yöntemsel benzerliklerin olduğunu söyledi.

Tarihi samimiyetle ortaya koyunca güzel işler ortaya çıktığını anlatan Ümit, konuşmasına şöyle devam etti:

"Polisiye romana ilgi artmaya başladı. Şu anda okurların ilgi gösterdiği 5-6 yazar arasında eserler göstermeye başladım. Öte yandan, tüm yazarlar muhaliftir ancak muhalifliği politik muhaliflikle sınırlamamak gerekir. Yazar zaman zaman politik olarak da muhalif olmalıdır. Bu, ülke için yararlıdır. Yanlış giden bir şeylere dikkat çekersiniz ki, bu yanlışlar düzeltilsin. Eleştirel yaklaşırsınız ki, toplumda yanlış olan şeyler toplumda, yönetim tarzında düzeltilsin. Yazarın ve sanatçının muhalifliği sadece bununla sınırlı değildir. Aynı zamanda hayatla ilgili muhaliftir. Yani evinizdeki çiçekle ilişkinizi de eleştirebiliriz. Ona su vermiyorsan, o çiçeğe bakmıyorsan, onunla konuşmuyorsan, arkadaşınla kardeşinle öğretmeninle iş yerindeki insanlarla mahallendeki insanlarla ilişkilerinden çıkılarak da muhalif tavır alınabilir. Genç yazarlara kendi tarzlarını önermelerini tavsiye ederim. Kendi sözlerini söylemeleri lazım. Bu nedir? Üslup diyoruz biz buna. Farklı olmak lazım. Sanatta değerli olan şey; farklılıktır. Bizden öncekilerden farklı olduğumuzu göstermemiz lazım. Yazarken, bakarken, yürürken ve yorumlarken farklı olmak gerekir. O farklılık ki, bizi sanat dünyasında kalıcı kılacaktır ve insanlığın gelişmesine katkıda bulunacaktır."

10 yıl önce