Geçtiğimiz günlerde Osmanlı''nın Afrika''ya olan yaklaşımının nasıl olduğunu anlatan ''Afrika ve Osmanlı'' belgeselinin Galası yapıldı. Galanın çok önemli bir de konuğu vardı.. Dhow Countries Music Academy''nin öğrencileri belgesel kapsamında Türkiye''ye geldi ve bir konser verdi. Taarab, çok eskilere dayanan bir müzik. Kızıldeniz ve Hint Okyanusu''nda muson rüzgarlarının taşıdığı Arap yelkenlileri Dhowlar sadece ticareti geliştirmiyordu. Kültürlerin taşınmasına, birbirine karışmasına da vesile oluyordu. Taarab müziği de Dhowların birbirine karıştırdığı çeşnilerden biri. İçinde Hindistan''dan, Arap Yarımadası''ndan, İran''dan, Ortadoğu''dan, Anadolu''dan, Mısır''dan, Batı''dan, Doğu Afrika''dan ezgiler, enstrümanlar var. Aşk dolu sözlerini ve duygusunu ise Doğu Afrika''da Tanzanya''ya bağlı özerk bir bölge olan Zanzibar''dan alıyor Taarab müziği. Arap kökenli bir müzik olsa da dinlediğinizde dünyayı kucaklayan aşk ve sevgiyi hemen hissediyorsunuz.
Babası gibi kendisi de müzisyen olan Mohammed Matona Dhow Countries Music Academy''sinden birkaç arkada- şıyla birlikte Svahili dilinde söyledikleri şarkılarını Türk dinleyicisiyle buluşturuyor. Svahili doğu Afrika''ya mahsus bir dil ama içindeki kelimelerin yüzde 40''ı Arapça''dan geliyor. Matona, ''Aslında pek çok ortak noktamız olmasına rağmen Türkiye''ye ilk defa geliyoruz. Dünyanın birçok ülkesine gittik, konserler veriyoruz. Elbette burada da konser vermeyi arzu ederiz'' diyor.
İcra edilen Taarab müziği çokça bilinmeyen bir müzik türü. Dhow Countries Music Academy de tam da bu amaçla kuruluyor. Akademi, Taarab müziğinin unutulmaya yüz tutmasını kabullenmeyen Mohammed Matona''nın da içinde bulunduğu bir grup müzisyen tarafından 11 yıl önce açılıyor.
