|

Vesveseden korunmak için Rabbinize sığının

Dini terminolojide vesvesenin kaynağı şeytandır. Vesvese Müslümanların sosyal hayatını zora sokar, ibadet ve inanç dünyalarına zarar verir. Kur’an ve hadislerde de yer aldığı gibi çözüm Rabbe sığınmaktır.

Zeynep Betül Erhun
00:00 - 15/07/2022 Cuma
Güncelleme: 19:41 - 14/07/2022 Perşembe
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Müslümanların sosyal hayatını zora sokan, ibadet ve inanç dünyalarına zarar veren vesvese, Kur’an ve hadislerde de yer alan ve çözümü Rabbe sığınmak olarak verilen bir duygu durumu. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Muhammed Kızılgeçit ve Dr. Öğr. Üyesi N. Yasemin Angın, ‘vesvese’ kavramını, vesvesenin zararlarını ve nasıl kurtulanacağını anlattı.

- Hocam öncelikle “vesvese” kavramını açıklayabilir misiniz? Vesvese nedir? Kurtulunması gereken kötü bir hastalık mıdır?

Vesvese kavramının daha iyi anlaşılması için öncelikle “havâtır” kavramından bahsetmekte fayda var. Havatırı insanın zihin dünyasına, üç farklı kaynaktan (melek, şeytan ve nefis) düşen mesajlar olarak tanımlayabiliriz. Vesvese zihinde istemsiz olarak belirmekte, kişiyi kötü veya zararlı bir düşünce ya da davranışa yönlendirmektedir.

GERÇEK GİBİ GÖRÜNÜYOR

Dini terminolojide vesvesenin kaynağı şeytandır. Şeytan insanların zayıf yönlerini kullanarak onların olumsuz duygular hissetmesine ve dini konularda şüpheye düşmesine neden olmaktadır. Şeytanın verdiği vesveseyi üç gruba ayırmak mümkündür.

1. Aslı ve temeli olmayan şeylerin gerçek gibi gösterilmesi,

2. Arzu ve hazların tahrik edilmesi,

3. Şimdiki zaman veya geçmiş ve gelecekle ilgili şeylerin hatırlatılması ve düşündürülmesidir.

Şeytanın bu vesveseleri verme nedeni inançlı kişilerin Allah’ı inkâr etmelerini, kulluk görevlerini yerine getirmemelerini ve kendisi gibi Allah’a isyankâr olmalarını istemesidir.

-Kur’an ve hadislerde vesvese ne şekilde yer alır? Ne tür vesveseler vardır?

Kur’an- Kerim’de vesvese kelimesi dört yerde geçmekle birlikte bu anlamı ifade eden pek çok ayet vardır: Ayetlerde şeytanın insanı ayartmasından, kafa karıştırmasından, edepsizliği ve kötülüğü emretmesinden, bilinmeyen şeyler hakkında konuşmaya yönlendirmesinden, doğru yoldan saptırmasından, kendi yandaşlarıyla korkutmasından, inananların arasına girmesinden, kışkırtmasından, arzulara bir şeyler katmaya çalışmasından, günahları ve yapılan şeyleri güzel/şirin göstermesinden, türlü fısıldamalarından, kuruntular vermesinden, saptırmasından, vaatlerde bulunarak boş yere ümit vermesinden söz edilmekte ve böylece insanı çaresizlik içinde yapayalnız bıraktığından bahsedilmektedir.

İYİCE DÜŞÜNÜP ALLAH’A SIĞININ

Ancak tüm bu uğraşların aslında sadece çağrıda bulunmaktan ibaret olduğu, inananların vesvese karşısında iyice düşünerek ve Allah’a sığınarak gözlerini açabildiği, şeytanın da Rabbine güvenip dayananlar üzerinde her hangi bir hâkimiyetinin olamayacağı belirtilmektedir.

Hz. Peygamber’in ifadelerine bakıldığında da vesveseden, alınacak bazı önlemlerle korunabileceği anlaşılmaktadır. Bir hadis-i şerifte geçen “Şeytan insanoğlunun kalbinin üzerinde tünemiş vaziyette bekler. Allah’ı zikredince siner, çekilir, gaflette ise vesvese verir” ifadesi her insanın zaman zaman vesveseden muzdarip olabileceğini vurgulamaktadır.

EMİN VE GÜVENDE OLMAK İÇİN

Zira ashabından bir grubun Hz. Peygamber’e “Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz” şeklinde yakınmaları üzerine o, “Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sormuştur. Oradakiler “Evet!” deyince “İşte bu korku imandan gelir” demiştir. Bu rivayet her vesvesenin zarar verici ve baş edilemeyecek bir sıkıntı olmadığını göstermektedir. Aynı şekilde hadis-i şerifte bir kimsenin Allah’ın adını anarak ve O’na tevekkül ederek evden çıkmasının şeytanın ondan uzaklaşmasına, endişelerden emin ve güvende olmasına sebep olacağı bildirilmektedir.

SOSYAL HAYATTAN İZOLE OLABİLİRLER

-Vesvese, inanç ve sosyal hayatımızda ne tür zararlara neden olur?

Vesveseden mustarip kişiler kutsalla ilgili ayıp/günah sayılan istemsiz düşünceleri nedeniyle inançlı oldukları halde yeterince iyi bir kul olamadıklarını düşünebilmekte ve müstahak olduklarına inandıkları ilahi ceza sebebiyle yüksek kaygı hissedebilmektedirler. Bu durum onların ibadetleri yerine getirmede, cami vb. yerlere gitmede ve namaz için cemaate katılmada zorluk yaşamalarına yol açmaktadır. Bu sosyal tecrit şeklinde olduğunda ise kendi iç dünyaları yaşayabilecekleri tek yer haline gelebilmektedir. Toplumdan izole olmayı tercih ederek yalnızlaşabilmektedir.

Din görevlilerinin yönlendirmeleri mühim

-Vesveseden korunmak ve kurtulmak için ne yapmamız gerekir?

Vesveseden korunmak için dini kaynaklara göre tavsiye edilen bazı yollar bulunmaktadır. Bunlar Allah’ı anmak ve O’na sığınmak, vesvesenin mahiyetini bilmek ve onu fazla büyütmemek ayrıca olumlu yargı geliştirmek/olumsuz yargı geliştirmekten kaçınmak gibi yararlı tavsiyelerdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de inananların vesvese karşısında iyice düşünerek ve Allah’a sığınarak gözlerini açabildiği, şeytanın da Rabbine güvenip dayananlar üzerinde her hangi bir hâkimiyetinin olamayacağı belirtilmektedir. Ancak bu konunun klinik psikolojiyle olan bağlantısını da göz önünde bulundurmak önemlidir. Vesveseden mustarip kişilerin ilk başvurduğu kişilerin din görevlileri olduğunu biliyoruz. Bu noktada din görevlilerinin klinik psikoloji-vesvese bağlantısını iyi anlamalarının kimi zaman patolojik bir soruna dönüşebilen bu sorunun aşılmasına katkı sağlayacağını söylemek gerekir. Din görevlisinin yaptığı doğru yönlendirmeler bu kişiler için çok değerli olacaktır. Tablo klinik bir hal aldığında ise tedavi çoğunlukla farmakoterapi ile psikoterapinin birlikte uygulanması şeklinde olmaktadır. Son yıllarda alanyazında yapılan çalışmalarda bu yaklaşımların yanısıra dini literatürün de önemli bir kaynak sağladığı düşünülmekte ve tedavi sürecinde bir din görevlisinin rehberliği giderek daha çok önemsenmektedir.


#vesvese
#Kur’an
#hadis
#Atatürk Üniversitesi
#İlahiyat Fakültesi
#Muhammed Kızılgeçit
#N. Yasemin Angın
2 yıl önce