-Sabır, sabır, sabır... Allah'ın emirlerini yerine getirmekte sabır, yasaklardan korunmada sabır. Ve karşılaşılan her zorluğa da sabır. Bir soru da ben sorayım. Size selam verdim, aldınız. Sonra da işi bitirinceye kadar benimle hiç ilgilenmediniz. Şimdi de bu kadar ilgi gösteriyorsunuz. Bunun hikmeti nedir?
-İşim bitmeden sizinle ilgilenseydim geç kalınmasından dolayı iş sahibinin hakkına riayet etmediğim şüphesine kapılacaktım.
-Müthiş! Müthiş! Siz mübarek birisiniz! Size bir soru daha sorayım; yaptığınız duanın hiç kabul edilmediği oldu mu?
Külhancı sıkılarak;
-Bu suali cevaplandırmamam lazım. Fakat söz verdim bir kere. Hamdolsun her duam kabul edildi. Ama bir duam var henüz kabul olunmadı.
-Kabul edilmeyen duan neydi acaba?
-İbrahim Ethem'i görmek onunla sohbet etmek.
İbrahim Ethem bunu duyunca titremeye başladı. Külhancı telaşlandı.
-Ne oldu? Ne oldu sana? Gel başını dizime koy! -Sen öyle birisin ki senin duan için Allah İbrahim Ethem'i tahtından indirip ve süründürüp senin kucağında ruhunu alır! Aah!..
İbrahim Ethem orada son nefesini verir. Külhancı şaşkın.
-İbrahim Ethem! İbrahim Ethem! Gitti!.. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun!..
