1994 yılında Hüseyin Yılmaz ile birleştirdi hayatını Gülay Yam. 4 yıl sonra da kızı Gülsüm Sultan Yılmaz'ı getirdi dünyaya. Evlendiği yıldan beri çalışmayan eşi Hüseyin Yılmaz, eşine hayatı zindan edince boşanmaktan başka çareleri kalmadı. Henüz kucağındaki bebeğiyle beş parasız kalan Hülya Yam'ın çaresizliğine bir de verem eklendi. Hastalığına rağmen kızını büyütüp 14 yaşına getiren Yam, kızını okutmak, kimseye muhtaç olmamak için ileri düzeyde ilerlemiş verem hastalığına rağmen sabırla sokaklardan plastik ve karton toplayıp kendine ve kızına bakmaya çalışıyor.
Çöpleri karıştırırken kaptığı enfeksiyonlar ile verem hastalığının ilerlediğini söyleyen Gülay Yam, 'Mikrop kaptım. Enfeksiyona döndü sonra. Hastalığım ilerledi. İlaçlarımı yeşil kartla alıyorum. Doktora gitmem gerekiyor gidemiyorum. Şu an kaldığım evi sağ olsun komşular kendi aralarında para toplayıp tuttular. 1 aylık kiramı verdiler. Sağdan soldan yardım getirdiler komşular ev için Deniz Feneri de yardım etti. Ev kiram 250 lira, Deniz Feneri her ay 300 lira veriyor. Kaymakamlıktan 7 ayda bir 300 lira alıyorum." diyor.
Yardımlardan geriye kalan miktarın faturalarına yetmediğini ifade eden Yam, '5 aylık faturalarım birikmiş. Gelip kestiler bir ara komşular yatırdı sağolsunlar. Kızımda bu yıl liseye başlayacak. Ona da bakamıyorum. Cebine harçlık koyamıyorum. Kızımı okutmayı çok istiyorum lütfen biri elinden tutsun' diyerek üzüntüsünü ve acizliğini dile getiriyor. Geçimini plastik ve kağıt toplayarak sağlayan Gülay Yam'ın iftarda yemeğinin olması için her gün en az 5 kilogram plastik toplaması gerekiyor. İki kilogram plastikle bir ekmek alabilen Gülay Yam, sözlerini şöyle bitiriyor: "Yediğimiz helal, buna da şükür diyoruz!
