Rumeli Yenişehir'inde doğup ilk tahsilini burada tamamlayan Carullah Efendi, 15 yaşında yine aynı bölgede Taşmektep adıyla anılan medreseye devam ederek ilmî kariyerine giden yolun ilk taşlarını döşemişti.
İbn Arabî hayranı bir âlim
Kahramanımızın İbn Arabî'ye hususî bir alakası olduğu söylenebilir, zira Şeyhül-Ekber'in bir eserinin iç sayfasında “72 ilme tam ve kâmil olarak şamil olan efendim Muhyiddin İbn-i Arabî" notunu okuyoruz. Ayrıca bu büyük sûfinin felekler ile nuranî âlemler arasındaki bağlantıyı açıklayan “Mevâki'un-Nücûm" adlı eserinin ikinci bir nüshasının Carullah Efendi'nin kütüb-i nefisesi arasında bulunması onun bibliyoman tarafına da işaret etmektedir.
Emeviye Camii'ndeki uyarı
Aynı zamanda Nakşibendiye tarikatine mensuptur ve sadece kitapların dünyasına dair notlar düşmez derkenarlara. Kendi iç âleminde yaşadığı bazı mühim hadise ve hesaplaşmaları da anlatır. Mesela Şam'da esma zikriyle meşgul olduğu bir anda kendisine bir hal gelmiş ve “Ey Gaffar ve Gafur olan Allahım, benim zamanımda bulunan bütün insanları affet" diye dua etmiştir. Ardından Emevi Camii'nde virdine devam ederken Şeyhülharem, ayağıyla arkası dönük olan Carullah Efendi'ye şiddetli bir şekilde vurunca “Aslında anladım ki" diyor, “şeyh bana kadı naibi için hazırlanmış olan seccadeye farkında olmadan oturduğum için vurmuştu. Kendi kendime bu olayın bana bir uyarı olduğunu söyledim; bir uyarıydı, zira ben gece Allah'tan zamanımda yaşayan bütün herkesi affetmesi için dua etmiştim, böylece Allah'ın böyle bir duaya razı olmadığını anlamış oldum." Carullah Efendi'nin yalnızca notlarından hareketle oto/biyografisini inşa eden ilginç bir deneme yapılmıştır (Sami Arslan, “Eserden Müessire Seyr u Sefer: Carullah Efendi'nin Derkenar Notlarının Biyografisine Katkısı, FSM İlmî Araştırmalar, s. 5, 2015).
Kâtib Osman adlı bir halk şairinin “Deli gönül efendisin gözedür / Ol şâh-ı âlî-şân ne zamân gelür" mısralarıyla başlayan şiirini yazması saray/halk edebiyatı çatışmasının günümüz edebiyat tarihlerinde abartıldığı kadar keskin olmadığının bir başka göstergesi. Carullah Efendi kitaplarının üzerine vurmak üzere iki adet tarihli mühür yaptırmıştır. Bu iki mühür Arapça olmasına rağmen tarih yer almayan üçüncü bir mühre hece ölçüsüyle hakkedilen şu şiiri gelin, birlikte okuyalım ve hep beraber “Âmin" diyelim: