|

Dünyanın en ilginç camileri

Pakistan'dan Fas'a İspanya'dan Türkiye'ye kadar ümmet coğrafyasını bir araya getiren camiler ve hikayeleri...

10:35 - 16/05/2020 Cumartesi
Güncelleme: 10:36 - 16/05/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Ramazan'ın gelmesiyle dolup taşan camiler, ilginç tasarımları ile şaşırtıyor.
Ramazan'ın gelmesiyle dolup taşan camiler, ilginç tasarımları ile şaşırtıyor.

Birlik olmanın en güzel yolu oralarda geçiyor. Müslümanlar, günde beş vakit bir araya gelip; birbirlerinin dertlerinden, sevinçlerinden haberdar oluyor. Bu dayanışma, bu kardeşlik, bu sevginin pekiştiği camilerde tüm Müslümanlar, tek bir yöne dönüyor ve hep birlikte secdeye varıyor. İşte Pakistan'dan Fas'a İspanya'dan Türkiye'ye kadar ümmet coğrafyasını bir araya getiren camiler ve hikayeleri...

Bursa Ulu Camii

Bursa Ulu Camii, Osmanlı Sultanı I. Bayezid tarafından Niğbolu Seferi'nden dönüşünde verdiği emir ile inşa ettirilmiştir. Caminin yapım tarihini veren bir kitabe yoktur; ancak minber kapısında geçen 802 (1399) tarihi caminin inşa tarihi olarak kabul edilir. Caminin açılışında ilk hutbeyi dönemin önemli mutasavvıflarından biri olan Somuncu Baba'nın okuduğu rivayet olunur. Mimarın Ali Neccar veya Hacı İvaz olduğu düşünülmektedir. Caminin kündekari tekniği ile yapılmış minberi Selçuklu oyma sanatından Osmanlı ahşap oymacılığı sanatına geçişin en önemli örneklerinden biri kabul edilen değerli bir sanat eseridir.


Cami yapıldığı dönemlerde toplum tarafından çok itibarlı addedilmiş ve diğer medreselerin hocaları burada ders vermeyi bir şeref bilmiştir. Sonraki yüzyıllarda caminin iç mekânını süsleyen ve alışılmışın dışında büyük ebatlı yazılar toplumsal ilgi ve itibarın nedenlerinden biri olmuştur.


2215 metrekare alan kaplayan Ulu Cami, her biri dörder kubbeli 5 bölümden oluşur. Ortadaki kubbenin altında havuzlu, 18 köşeli bir şadırvan bulunur. Şadırvan ve duvarlarında yer alan dev boyutlardaki yazılar , Ulu Cami'nin kendine özgü özellikleridir. Günümüzde Ulu Cami'de 21 hattat tarafından yapılmış 45 levha, 87 duvar yazısı bulunmaktadır.


Ulu Cami'nin Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet tarafından yapılan taç kapısı, sert ceviz ağacından hiç çivi kullanılmadan yapılmış minberindeki ağaç işçiliği birer şaheserdir. Minber, kainatı temsil eder. Üzerine güneş sistemi kabartma bir formla işlenmiştir. Gezegenler, güneşe uzaklıkları ve büyüklüklerinin oranları doğru olarak yerleştirilmiştir.


Kristal Camii

Malezya'da Kuala Terengganu'da bulunan Kristal Cami, modern İslam mimarisi ve çevre düzenlemesinin en güzel örneklerinden biridir. Yapımında cam, metal ve ayrıca kristal malzemeler kullanıldığından dolayı, ismini Kristal Cami olarak almıştır.


Kuala Terengganu'da Wan Man adası üzerinde bulunan İslamic Heritage Park içerisinde yapılmış olan Kristal Camii, Çin mimarisinin özelliklerini taşıması ve yapımında kullanılan malzemelerin de Çin'den gelmiş olması, Malezyalılar tarafından tepkiyle karşılanmıştır.

1500 kişilik kapasiteye sahip caminin yapımına 2006 yılında başlanmış ve 13. Terengganu Sultanı Mizan Zeynel Abidin tarafından 8 Şubat 2008 tarihinde ibadete açılmıştır.


17.Yüzyılın önemli eserinden biri olan Sultanahmet Camii, Mimar Sinan'ın yapı anlayışı içinde inşa edilmiş bir şaheserdir. Sinan'dan sonra Türk mimarlığının meşalesini ele alan Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'nın ellerinde yükselmiştir. 1609-1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır.

Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır.


Sultanahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul'daki en büyük ekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.Köşe kubbelerin üstündeki küçük kulelerin eklenmesi dışında, geniş ön avlunun cephesi Süleymaniye Camii'nin cephesiyle aynı tarzda yapılmıştır. Avlu neredeyse caminin kendisi kadar geniştir ve kesintisiz bir kemeraltıyla çevrilmiştir. Her iki tarafında abdesthaneler vardır. Ortadaki büyük altıgen fıskiye avlunun boyutları göz önüne alındığında küçük kalır. Avluya doğru açılan dar anıtsal geçit kemeraltından mimari olarak farklı durur. Yarı kubbesi kendinden daha küçük çıkıntılı bir kubbe ile taçlandırılmış ve ince sarkıt bir yapıya sahiptir.


Sultanahmet camii Türkiye'de 6 minaresi olan 4 camiden biridir. Diğer 3 tanesi ise İstanbul Arnavutköy'de Taşoluk Yeni Camii, Adana'daki Sabancı Camii ve Mersin'deki Muğdat Camii'dir. Minarelerin sayısı ortaya çıkınca sultan küstahlıkla suçlanmıştır çünkü o zamanlarda, Mekke'deki Kâbe'de de 6 minare bulunmaktadır. Sultan bu problemi Mekkede olan (Mescidi Haram) camiye yedinci minareyi yaptırarak çözer.

Ve mimari özellikleri ile göz kamaştıran diğer camiler

Şakirin Camii-Üsküdar-İstanbul, Türkiye

Malakka Boğazları Camii-Malakka, Malezya


Putra Camii-Putrajaya, Malezya


Mavi Cami / Hz. Ali Türbesi-Mezar-ı Şerif, Afganistan


Abuja Ulusal Camii Abuja, Nijerya


Kurtuba Camii

İspanya'nın Cordoba (Kurtuba) şehrinde, şehrin ortasından geçen Guadalquivir (Vad'il Kebir) ırmağının kenarında bulunan Kurtuba Camii dünyanın en büyük ve en eski camilerinden biridir.

“Mescit" kelimesinden türemiş Mezquita adıyla bilinir. Temelini 786'da I.Abdurrahman'ın attığı cami sonradan kiliseye çevrilmiş. Endülüs Emevilerinin başkenti Kurtuba'da 600 cami bulunmakta. Bu camilerin en anıtsal ve ihtişamlısı Kurtuba Camii'dir.


Bugün Cordoba Katedrali olan caminin, kare minaresinin kenarları 8,48 m'dir. Kubbe sisteminde üst üste binen kemerlerde kırmızı beyaz mermer kullanılmış ve cami içinde 1293 sütun vardır. Oymalı mermer mihrabı bütün camiler içinde en güzel mihraplardandır. Duvarlarda kufi yazılar lacivert zemine altınla yazılmıştır. Minber, pek çok fildişi parçayla, değerli taşlardan altın çivilerle yapılmıştır. I. Abdurrahman tarafından yaptırılan ve 785 yılında inşaasına başlanan caminin yapımı bir yılda tamamlanmıştır. Endülüs İslam Devletini kuran Birinci Abdurrahman, Kurtuba'da çok büyük bir cami yaptırmak istedi. Caminin yapılmasına 785 senesinde başlandı. Birinci Abdurrahman'ın ömrü, camin bittiğini görmeye yetmedi. 787 senesinde öldü. Ondan sonra hükümdar olan oğlu Hişam ve torunu Elhakem caminin tamamlanmasına gayret ettiler. Cami on senede tamamlandı. Fakat, bundan sonra, her sene bir parça ilave edilerek en son şeklini 990 yılında yani ancak 205 sene sonra aldı. İkinci Elhakem 976'da camiye altından bir minber yaptırdı.


İlk yapıldığındaki büyüklüğü 75 metre eninde ve 100 metre boyundaydı. Daha sonraki hükümdarlar camiyi çeşitli eklemelerle büyüttüler. 833 yılında, Abdurrahman II, doğu ve batı taraflarına birer sahın ekleyerek sahınların sayısını 11'e çıkardı. 961 yılında II. Hakem, camiye 11 sahın ve 11 kemer daha ekleyerek uzunluğu 47,5 metreye çıkardı. Bu ilaveler ilk şekli bozmadan, aynı üslupta yapılmıştır.

Dünyadaki en fazla sütuna sahip olan mabet, sütunlardan oluşan 19 paralel yol, bu doğrultuya dik 36 adet yolu dik açıyla keser. 850 adet olan sütunların çoğu granitten, bazıları da çeşitli taşlardan yapılmıştır. Sütunlar, tuğlalardan ve beyaz taşlardan meydana gelen kemerleri destekler.

Kurtuba Camii, 1236'da katedrale çevrilmiştir. 1523'te çeşitli ilaveler yapılmıştır, fakat bu arada orta kısımlardan 63 adet göz kamaştırıcı sütun kaldırılmıştır. Bu harika eserdeki mimari özellik, kendisinden sonraki pek çok esere örnek olmuştur.


Fatih Camii

Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul'un Fatih ilçesinde Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış olan cami ve külliyedir. Külliye 16 adet medrese, darüşşifa (hastane), tabhane (konukevi) imarethane (aşevi), kütüphane ve hamam bulunmaktadır. Şehrin yedi tepesinden birinde inşa edilmiştir. Cami 1766 depreminde yıkıldıktan sonra onarılarak 1771'de bugünkü halini almıştır. Caminin ilk inşasından bugün sadece şadırvan avlusunun üç duvarı, şadırvan, tac kapı, mihrap, birinci şerefeye kadar minareler ve çevre duvarının bir kısmı kalmıştır. Şadırvan avlusunda, kıble duvarına paralel olan revak diğer üç yönden daha yüksektir. Kubbelerin dış kasnakları sekiz köşelidir ve kemerlere oturur. Kemerler genellikle kırmızı taş ve beyaz mermerlerle işlenmiş, yalnız mihverdekilere yeşil taş kullanılmıştır. Alt ve üst pencerelerin etrafı geniş silmelerle çevrelenmiştir. Söveler mermerdendir ve gayet geniş, kuvvetli silmelerle belirtilmiştir.


Fatih Camii Kubbesi

Demir parmaklıklar, kalın demirden ve topuzludur. Revak sütunlarının sekizi yeşil Eğriboz, ikisi pembe, ikisi esmer granitten, son cemaat yerindekilerin bazıları ise mısır granitindendir. Başlıklar tamamen mermerden ve hepsi istalaktitlidir. Kaideler de mermerdir. Avlunun biri kıblede, ikisi yanda üç kapısı vardır. Şadırvan sekiz köşelidir. Mihrabın yaşmağı istalaktitlidir. Hücre köşeleri yeşil direkli, kum saatleri ile süslü ve üstü zarif bir taçla biter. Yaşmağın üzerinde tek satırlık bir ayet vardır. On iki dilimli olan minare, cami ile büyük bir ahenkle birleşmiştir. Çinili levhalar son cemaat duvarının sağ ve solundaki pencere aylarındadır.


Fatih Camii'nin ilk yapımında, cami alanını genişletmek için duvarlar ve iki ayak üzerine bir kubbe oturtulmuş ve bunun da önüne bir yarım kubbe ilave edilmiştir. Böylelikle 26 m çapındaki kubbe bir yüzyıl boyunca en büyük kubbe niteliğini korumuştur. Caminin ikinci defa yapılışında payandalı camiler planı uygulanarak küçük kubbeli sivri bir bina meydan getirilmiştir. Şimdiki durumda, merkezi kubbe dört fil yağına oturmakta ve bunu dört yarım kubbe çevrelemektedir. Yarım kubbelerin etrafında ikinci derecede yarım ve tam kubbeler, mahfildeki ve dıştaki abdest musluklarının önündeki galerileri örtmektedir. Mihrabın sol tarafından, türbe yanından geniş bir rampa ile girilen Hünkar mahfili ve odalar bulunmaktadır.


Minarelerin taş külahları 19.yy sonunda yapılmıştır. Mimar Mehmed Tahir Ağa camiyi tamir ettiği sırada eski camiden kalan klasik parçalarla yeniden yaptığı barok parçaları iyi bir şekilde birleştirdi. Caminin alçı pencereleri son devirlerde harap olduğundan adi çerçevelerle değiştirildi. Avlu kapısının yanındaki yangın havuzu Sultan II. Mahmud tarafından 1825 yılında yaptırıldı. Caminin geniş bir dış avlusu vardı.


Emevi Camii

Emevi Camii, Şam Ulu Camii olarak da bilinen, Şam'ın eski şehir kısmında yer alır ve dünyanın en büyük ve en eski camilerden birdir.

634 yılında, Şam'ın Araplar tarafından alınmasından sonra, Roma İmparatoru I. Konstantin zamanından beri Vaftizci Yahya'ya adanmış Hıristiyan bazilikanın yerine cami yapılmıştır. Cami, bugün hala korunan Vaftizci Yahya kafası gibi kutsal emanetleri muhafaza eder. Ayrıca camii içerisinde Şiilik için önemli nirengi noktaları vardır. Bunlar arasında I. Yezid tarafından gösterilmek üzere saklanılan Muhammed Peygamber'in torunu Hüseyin'in kafası yer almaktadır. Caminin kuzey duvarına eklenmiş küçük bir bahçede Selahaddin Eyyubi'nin türbesi bulunmaktadır.

Süleymaniye Camii

Süleymaniye Camii, I. Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir. Mimar Sinan'ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, medreseler, kütüphane, hastane, sıbyan mektebi, hamam, imaret, hazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi'nin bir parçası olarak inşa edilmiştir. Süleymaniye Camii Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir.


Yapımından günümüze dek İstanbul'da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır. Bu ana kubbe, Ayasofya'da da görüldüğü gibi, iki yarım kubbe ile desteklenmektedir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunmaktadır. Cami avlusunun dört köşesinde birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, cami avlusunun kuzey köşesinde soncemaat yeri giriş cephesi duvarının köşesinde bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir. Cami, içindeki kandil islerini temizleyecek hava akımına uygun inşa edilmiştir.Yani cami içinde, yağ lambalarından çıkan islerin tek bir noktada toplanmasını sağlayan bir hava akımı oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Camiden çıkan isler ana giriş kapısının üzerindeki odada toplanmış ve bu isler mürekkep yapımında kullanılmıştır.



Fil ayağı destekli ana ve destek kubbeleri 28 revakın çevrelediği cami avlusunun ortasında dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunmaktadır. Caminin kıble tarafında içinde Kanuni Sultan Süleyman'ın ve eşi Hürrem Sultan'ın bulunduğu bir hazire mevcuttur. Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinin kubbesi yıldızlarla donanmış gökyüzü imajını vermesi için, içeriden, metalik plakalar arasına yerleştirilmiş pırlantalarla (elmaslarla) süslenmiştir. Süleymaniye camiinin 4 minaresi vardır. Bunun nedeni Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah; bu dört minaredeki on şerefinin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun bir işaretidir.


Osmanlı külliyeleri içinde Fatih külliyesinden sonra ikinci büyük külliye Süleymaniye külliyesidir. Külliye İstanbul yarımadasının Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi'ni gören ortadaki en yüksek tepesinde inşa edilmiştir. Cami, medreseler, darüşşifa, darülhadis, çeşme, darülkurra, darüzziyafe, imaret, hamam, tabhane, kütüphane ve dükkânlardan meydana gelen külliyede Mimar Sinan'ın türbesi dış avlu duvarlarının karşısında mütevazı küçük bir yapıdır. Tiryakiler Çarşısı'nı iki medrese çevreler, arkasındaki yolda iki küçük ev vardır.


Şeyh Zayed Camii

Şeyh Zayed Camii, Abu Dabi'de Birleşik Arap Emirlikleri'nin kurucusu, 2004'te hayatını kaybeden eski Devlet Başkanı Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahayan'ın anısına, 2007 yılında ibadete açılan camidir.

Dünyanın sayılı büyük camileri arasında olan cami 2.412 metrekare alana sahip 40 bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor.

Cami, 1988 yılında uluslararası bir tasarım yarışması sonucunda Suriyeli mimar Yousef Abdelky tarafından tasarlandı. 1996 yılında başlatılan proje, 2004 yılında Şeyh Zayed'in ölümünden sonra onun adını aldı. Şeyhin naaşı da cami alanındaki anıt mezara defnedilmiş. Yapı 2007 yılında tamamlanıp halka açılmış olsa da dış çevre düzenlemeleri 2010 yılında tamamlanabildi.

Başta Türk ve Arap camii mimarisi olmak üzere, Kuzey Afrika, İran, Hindistan gibi ülkelerdeki İslam mimari çizgileri ve motiflerinin camide uygulanmış. 82 kubbe ile örtülü mekan, 1048 kolon tarafından taşınan caminin dört köşesinde birer minare bulunur.


Zahir Camii

Modern ve klasik çok sayıda mimari eserin yanı sıra, birbirinden güzel camilerin yer aldığı Malezya'da bulunan ünlü camilerden biri de, Zahir Camii'dir. İlk bakışta olağanüstü mimarisiyle dikkat çeken bir eser olan ve Malezya'da bulunan Zahir Camii'nin yapımına 1912 yılında başlanmış ve Caminin yapımı 1915 yılında tamamlanarak Malezyalıların hizmetine sunulmuştur. Aynı zamanda Kedah devlet camii olan Zahir Camii, Malezya'nın önemli yerleşim yerlerinden biri olan Kedah'ın tam merkezinde yer almaktadır. Bununla beraber, Zahir Camii, Malezya'nın en büyük ve en eski camilerinden biridir. Zahir Camii'ne hâkim olan ana renk beyazdır. Kubbeler, minareler ve oldukça geniş avlusu tamamen beyaz renktedir ve bu sadeliği de onu diğer camilerin arasından kolaylıkla öne çıkarmaktadır. Malezya'nın en güzel camilerinden biri olan Zahir Camii'nin mimarisi son Sultan Muhammed Zeynel Abidin'in kendine özel tasarımlarından esinlenilmiştir. Zahir Camii'nde her yıl geleneksel olarak düzenlenen Kur'an'ı Kerim'i güzel okuma yarışması ilgiyle takip edilmektedir. Bunun yanı sıra, Malezya'da bulunan Zahir Camii, dünya üzerindeki en güzel 10 camiden biri olarak seçilmiştir. Zahir Camii, 5 adet büyük kubbesi ve küçük kubbelerinin yanı sıra heybetli görünüşüyle adeta masallardaki sarayları andırmaktadır. Zahir Camii'nin dış cephesinin güzelliğinin yanı sıra, asıl göz alıcı kısmının iç kısmı olduğunu söylemek gerekir.


Öyle ki, caminin ihtişamlı avizelerinin yanı sıra, duvarlara da yerleştirilen aydınlatmaları sayesinde iç görünümü muhteşemdir. Hiç bir camide bulunmayan en güzel özelliklerinden biri de Zahir Camii'nin avlusuna döşenen mermerler üzerindeki çiçek ve yapraklardan oluşan süslemelerin olduğu söylenebilir. Zahir Camii'nin oldukça büyük ve gösterişli bir kapısı bulunmaktadır. Malezya'nın Kedah şehrine giderseniz, şehrin kalbi olarak niteleyebileceğimiz Zahir Camii'ni de mutlaka ziyaret ederek unutamayacağınız izlenimler edinebilirsiniz.


Ulu Camii (Çivisiz Camii)

Anadolu'da ahşap direkli camilerin en eskilerinden Afyonkarahisar'daki Ulu Cami, yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgi gösterdiği mekanlar arasında yer alıyor. Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından, ahşap ustası Neccar Emir Hacı Bey'e 1272 yaptırılan Ulu Cami, Selçuklu ahşap ve taş işçiliğini yansıtan en önemli örnekler arasında gösteriliyor. Ağaç kurtlarının yemediği abanoz ağacından yapılan 9 asırlık kapının, hiçbir korucuyu madde olmadan günümüze kadar
gelmiştir.

Mihrabında ise kenar hatlar mermer üzerine oymadır. Besmele ve Ayetel Kürsi bulunan mihrabın son kısmında mahlas denilen, mihrabı yapan ustaların isimleri yer almaktadır. Mihrabın üst kısmındaki küçük bölümde ise İhlas Suresi bulunmakta. Dikkatlice incelendiğinde surenin ilk iki ayetinin düz, son iki ayetinin ise ters asimetrik olarak yazıldığı anlaşılmaktadır. Camide göze çarpan bir diğer unsurun ise içerisindeki mezar olduğunu belirten Kabuk, "Camide zamanın müftülerinden Çil Hafiz Ali Rıza Efendi'nin mezarı bulunuyor. Öğrencileri tarafından buraya defnedildiği biliniyor.


II. Hasan Camii

II. Hasan Camii, Fas'ın Kazablanka şehrindedir. Fransız mimar Michel Pinseau tarafından tasarlanan ve Bouygues tarafından inşa edilen cami, Atlantik kıyısında denizin doldurulması ile elde edilen bir alan üzerine inşa edilmiştir. Aynı anda 25.000 kişinin cami içinde 80.000 kişinin avluda namaz kılmasına olanak verecek derecede geniş olan caminin minaresi, 210 metrelik uzunluğu ile dünyanın en uzun minaresidir.

Şah Faysal Camii

Şah Faysal Camii, Pakistan`ın başkenti olan İslamabad`ın en kuzeyinde yer alıyor. Pakistan`ın ulusal camisi olarak bilinen Şah Faysal Camii ismi ise Suudi Kralı Faysal Bin Abdülaziz`den geliyor. Camide Asya'da bulunan diğer camilerin aksine kubbe ya da kemer yoktur. Büyük bir Arap çadırını andıran Cami'nin üst kısmı önünde yer aldığı Margalla tepelerinin görünümüne benziyor. Kalem şeklindeki minareleri ise Türkiye'de yer alan cami minareleri ile benzerlik taşımakta.


Caminin yapım hikayesi oldukça ilginç. 1966 yılında Suudi Arabistan Kralı Faysal bin Abdülaziz, Pakistan'a hediye olarak yaptırmaya karar verdiği cami ve külliyesi için 1969 yılında dünya genelinde bir proje yarışması düzenledi. 43 ülkenin katıldığı yarışmadan gelen 17 proje arasından birinci, Türkiye'den Kocatepe Camii mimarlarından Vedat Dalokay`ın projesi oldu. 1976 yılında Pakistan Hükümeti, Suudi Arabistan Devleti`nden alınan 130 milyon Suudi Riyali ile inşasına başlandı ve 1986 yılında tamamlandı. Binanın hemen girişinde konumlanan havuzun haricinde, harimin ortasında da bir havuz bulunuyor. Caminin büyük bir üçgen şeklinde olan harimine revaklı bir avludan giriliyor. Kırma plak çatılı caminin piramidini meydana getiren plaklar arasında bırakılan boşluk sayesinde yapıya hem doğal ışık giriyor, hem de havalandırması sağlanıyor. Cami, yüksek teknolojik olanaklardan faydalanılarak değil, yerel yapım teknikleri kullanılarak inşa edilmiş. Rekorlar kitabına girmiş dünyanın en büyük camisi; ana harimi 10 bin, revaklı kısmı 24 bin, avlusu ise 40 bin kişilik kapasiteyle toplamda 74 bin kişinin aynı anda ibadet edebilmesine olanak sağlıyor.

Sultan Ömer Ali Seyfeddin Camii

Brunei Sultanlığı'nın başkenti Bandar Seri Begawan'da inşa edilen cami 1958 yılında tamamlandı. 28. Brunei Sultanı tarafından yaptırılan cami, Brunei'deki İslam inancının sembollerinden biri haline geldi. Cami aynı zamanda Asya Pasifik bölgesindeki göze çarpan modern İslam mimarisinin örneklerinden biri olma özelliğini taşıyor. Sultanlığın başlıca turist çeken yapısı olan ve Brunei nehri üzerinde oluşturulmuş yapay lagün kenarına inşa edilen cami İtalyan mimari özelliklerini taşımaktadır.

#İlginç camiler
#Kurtaba camii
4 yıl önce