|

56 yaşındaki 'genç' kung-fu ustası

'Taş Devri-1', 'Taş Devri-2', 'Akıllı Köpek Beethoven' ve 'Problem Çocuk-2' gibi kaliteli gençlik komedilerinden tanıdığımız Brian Levant'ın yönettiği 'Kapımdaki Casus', özel hayatında neredeyse 'zamanı durdurduğuna' inanacağımız 1954 doğumlu aksiyon filmleri yıldızı Jackie Chan'e, bütünüyle çocuk ve gençleri hedefleyen eğlenceli bir öyküde bir kez daha bolca hoplayıp zıplama fırsatı veriyor.

Ali Murat Güven
00:00 - 26/04/2010 Pazartesi
Güncelleme: 18:27 - 26/04/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
56 yaşındaki 'genç' kung-fu ustası
56 yaşındaki 'genç' kung-fu ustası

KAPIMDAKİ CASUS / The Spy Next Door

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, ABD yapımı

Türü ve Süresi:
Serüven-Komedi / 94 dakika

Yönetmen:
Brian Levant

Senaristler:
Jonathan Bernstein, James Greer, Gregory Poirier

Görüntü Yönetmeni:
Dean Cundey

Özgün Müzik Bestecisi:
David Newman

Kurgucu:
Lawrence Jordan

Yapım tasarımcısı:
Stephen J. Lineweaver

Set Dekoratörü:
Carla Curry

Kostüm Tasarımcısı:
Lisa Jensen

Saç ve Makyaj Tasarımcısı:
Jane Galli

Sanat Yönetmeni:
Bryce Perrin

Oyuncular:
Jackie Chan (Bob Ho), Amber Valletta (Gillian), Madeline Carroll (Farren), Will Shadley (Ian), Alina Foley (Nora), Magnús Scheving (Poldark), Billy Ray Cyrus (Colton James), George Lopez (Glaze), Katherine Boecher (Creel), Maverick McWilliams (Chad), Quinn Mason (Carl)

İthalatçı Şirket:
Pinema Film

Dağıtıcı Şirket:
Pinema Film

İçerik Uyarıları:
Genel olarak her yaş grubundan izleyiciye uygundur. Ancak, bir kaç sahnesinde uzak doğu dövüş sanatlarına özgü şiddet içermektedir.

Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:

Yıldız Puanı:
* * 1/2

Bob Ho, Poldark adlı azılı bir suçluyu yakalamak için Merkezî Haberalma Teşkilatı (CIA) ile işbirliği yapan Çinli bir ajandır. ABD topraklarındayken ajanlığını “ithalatçı işadamı” maskesiyle örten Bob, bir yandan da üç çocuklu dul bir anne olan kapı komşusu Gillian ile flört etmektedir.


Kahramanımız, nicedir peşine düştüğü Poldark'ı yakaladıktan hemen sonra emekli olur ve artık tek isteği şey, sevdiği kadınla mutlu bir evlilik kurabilmektir. Ancak Gillian'ın çocukları ona bir türlü ısınamazlar. Müstakbel eşinin bir görev gezisi nedeniyle şehir dışına çıkmasını fırsat bilen Bob, çocuklara bakıcılık yapmayı teklif eder. Bu arada Poldark da bir şekilde hapisten kaçmayı başarmıştır. Bob'un CIA'den ahbabı olan Colton, çekik gözlü meslektaşının sorunu çözebileceğini umarak, Poldark'ın şifrelediği bir dosyayı Bob'a yollar. Gillian'ın kuşkucu çocukları da Bob hakkında bilgi toplamak için evine girdiklerinde bu şifreli dosyayı bulur ve açmayı denerler. Bu hareket ise Poldark'a sinyal gitmesine ve öfke içindeki kaçağın Bob'un peşine düşmesine yol açar. Zavallı Bob, bir yandan Poldark ve gözü kara adamlarıyla mücadele ederken, diğer yandan da bu haşarı çocuklarla ilgilenmek zorunda kalacaktır.


KENDİ STİLİNİ YARATAN BİR DÖVÜŞ EFSANESİ

Bizlere kendisini geniş ölçekte tanıtan 1978 tarihli “Ayyaş Dövüşçü”den günümüze kadar, çoğu birbirine yakın bir tempo ve ana temalar çerçevesinde akıp giden 60'ın üzerinde sinema filmi çekmiş ihtiyar kurt Jackie Chan… Gerçi, ülkesindeki kariyeri bundan çok daha eskilere, ta 1962'de çocuk yıldız olarak yer aldığı “Küçük ve Büyük Wong”a kadar uzanıyor. Ancak dediğim gibi, dur durak bilmeyen bu zıpır adamın şöhretinin sınırlarının anavatanı Çin'i aşıp Avrupa'ya, oradan da ABD'ye uzanması 1970'lerin ikinci yarısındaki -görece daha yüksek bir teknik ve estetik düzeye sahip- ikinci nesil filmleriyle gerçekleşecekti.


Doğup büyüdüğü Hong Kong'un cıvıl cıvıl sinema endüstrisi, Frenklerin “martial arts” dedikleri türün tartışmasız ikonu konumundaki büyük dövüş sanatları ustası Bruce Lee'nin 1973 yılındaki ölümünden sonra, Chan'i bir ara Lee'nin tahtının bir düzine dolayındaki varisi arasında dahi gösterdi. Hattâ, bu halef ve selefin birlikte rol aldıkları pek meşhur bir film de var; o da Lee'nin ölümünden önceki son çalışması olup, yapımına Hollywood parmağı değdiği için sanatçının diğer filmlerine göre çok daha yüksek bir görsel kaliteye sahip olan “Ejderin Üç Fedaisi”… Ancak, adamımız ve örnek aldığı müteveffa ustası bu filmde statü açısından hiç de denk durumda değillerdi. Bruce öyküde esas oğlanı canlandırırken, o günlerde henüz 19 yaşında bir çömez olan Jackie ise kötü adam Han'ın adasındaki zindanlarda çile dolduran isimsiz bir mahkûm rolünde ancak saniyelerle ölçülecek kadar boy gösterebilmişti beyazperdede…


YAVAŞ YAVAŞ EMEKLİ OLMAYI DENİYOR

Evet; vaktiyle kimi yapımcılar Jackie Chan'i, genç yaşta ölerek bir efsaneye dönüşen Bruce Lee'nin tahtına yakıştırdılar. Fakat, o kendisine uygun görülen –biraz da “arkadan iteleme” şeklindeki- bu varisliğe hiç bir zaman yüz vermeyip, ondan çok daha zor, ancak aynı oranda da kalıcı olan alternatif bir yoldan ilerlemeyi tercih etti. O yol da Uzakdoğu dövüş sporlarının “non-stop sert adamlığı” vaaz eden asık suratlı oyunculuk anlayışıyla komedi janrının trüklerinin birleştirildiği yepyeni bir ekolün doğmasına vesile olacaktı. Sonrasında, Chan'in hem rakiplerine birbirinden esaslı tekme ve yumruklar savuran, hem de bunu yaparken kendine özgü komik ve panik tavırlarıyla izleyiciyi gülmekten kırıp geçiren simge bir dövüş ustasına dönüşmesini son 30 yıl boyunca hep birlikte takip ettik.


Amerikalı yönetmen Brian Levant'ın “Kapımdaki Casus”u bir kez daha gösteriyor ki günümüzde artık 56 yaşına ulaşmış bulunan Chan'in, büyük ölçüde fiziksel efor harcamaya dayalı ve bol kaçıp kovalamacalı öykülerin gözde bir canlandırıcısı olarak, bu alanda emekliliğini ilan etmeye henüz pek de niyeti yok. Evet, belki ilerlemiş yaşına bağlı olarak, gençlik dönemi filmlerine göre son yıllarda biraz daha az hoplayıp zıplıyor, o ünlü döner tekmelerini sağa sola biraz daha az savuruyor; ancak titiz bir dövüş kareografisi gerektiren bu tür sahneler 2000'lerden sonraki filmlerindeki de yine yeterince mevcut…


Aksiyon yıldızlığından makasla keser gibi ansızın emekli olmak yerine, filmlerindeki aksiyonun dozunu adım adım azaltarak perdeden sadık izleyicilerini üzmeden, yavaş yavaş çekilmekle, parlak kariyerini koruma adına gerçekte en akıllıca olanı yapıyor Chan… Muhtemelen, bunun gibi bir kaç deli-dolu filmin ardından da sinema serüvenini artık yaşına başına daha uygun “Uzakdoğulu ağır ağabey” rollerinde sürdürecek. Nitekim, Hollywood'dan gelen son haberlere göre, 1980'lerin popüler gençlik üçlemesi “Karate Kid”in yeni nesil uyarlamasında “bilge dövüş öğreticisi Bay han” rolünü kapmış bile…


“Kapımdaki Casus”un kaptan köşkündeki Brian Levant'ı ise 1990'lardaki sevimli filmleri “Taş Devri 1-2”, “Problem Çocuk 2” ve “Akıllı Köpek Beethoven”dan tanıyoruz. Özellikle 1992 tarihli “Beethoven”, içerdiği keskin mizahla benim açımdan aile komedileri türünde gerçek bir zirveydi. “Yüksek sinema” anlamında hiç bir iddiası bulunmayıp, mensubu olduğu “ticarî eğlence sineması” geleneğinin kurallarını harfiyen yerine getiren, elde ettiği gişe gelirleriyle de her zaman yapımcılarının yüzünü güldüren bu başarılı zenaatkâr, sinema filmlerinden arta kalan zamanlarda ise “Scooby Doo” gibi popüler çizgi karakterlerin televizyon filmlerini çekmekle meşgûl oluyor.


“Kapımdaki Casus”, kansız şiddet içeren bir kaç dövüş sahnesi haricinde hiç bir mahzurlu bölümle karşılaşmaksızın, son derece ince ölçülüp biçilmiş bir aile mizahı çerçevesinde, çoluk çocuğunuzla birlikte keyifli bir 94 dakika geçirmenizi sağlayacak seyri hoş bir film… Ancak daha ötesi de yok.

14 yıl önce