|

Aksiyon sinemasının kralı bu defa kendini ti'ye alıyor

Özellikle 1980'ler ve 90'larda ardı ardına rol aldığı bol dövüşlü serüven filmleriyle o dönemlerin gençliğini hop oturtup hop kaldıran Belçikalı yıldız Jean Claude Van Damme, sıradışı bir öyküye sahip “Kod Adı: JCVD”de pırıltılı sinema kariyerinin günümüzde vardığı son noktayı komedi ile trajedi arasında gidip gelen bir çizgide başarıyla anlatıyor.

Ali Murat Güven
00:00 - 19/10/2008 Pazar
Güncelleme: 02:39 - 19/10/2008 Pazar
Yeni Şafak
Aksiyon sinemasının kralı bu defa kendini ti'ye al
Aksiyon sinemasının kralı bu defa kendini ti'ye al
KOD ADI: JCVD

(Codename: JCVD)

2008, Belçika-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı

Yönetmen:
Mabrouk El Mechri

Senaryo:
Mabrouk El Mechri, Frederic Benudis

Görüntü:
Pierre-Yves Bastard

Müzik:
Gast Waltzing

Kurgu:
Kako Kelber

Süre: 93 Dakika

Oyuncular:
Jean Claude Van Damme, François Damiens, Zinedine Soualem, Karim Belkhadra

İthalatçı Şirket:
Horizon International

Dağıtıcı Şirket:
35 Milim Filmcilik

İçerik uyarıları:
İçeriğindeki sınırlı şiddet ve kaba dil kullanımı nedeniyle, 15 yaşından küçük çocuklara ve bu tür sahneleri izlemekten rahatsız olanlara tavsiye edilmemektedir.

* * *

Uzakdoğu dövüş sanatlarına adanmış serüven filmlerinin dünyaca ünlü yıldızı Jean Claude Van Damme, bir yandan ilerleyen yaşına bağlı olarak Hollywood'da “çaptan düşme” tehlikesini ensesinde hissederken, öte yandan da özel hayatında bir sürü can sıkıcı sorunla boğuşmaktadır. Kahramanımızın, vergi borçları ve gitgide azalan film tekliflerinden kaynaklanan mâlî endişelerinin yanısıra, kızının velayet dâvâsıyla da başı fena hâlde derttedir. Eski karısının tuttuğu avukatlar, geçmişte oynadığı filmlerde canlandırdığı saldırgan karakterlerin onu “iyi bir baba figürü olmaktan uzaklaştırdığını” iddia ederek, kızını Van Damme'dan koparmak için var güçleriyle çalışmaktadırlar.

Ünlü yıldız, üst üste gelen maddî ve manevî sorunlarından biraz olsun sıyrılıp kafasını dinleyebilmek için, aynı durumdaki pek çoklarının yaptığı gibi “baba ocağı”na sığınmaya karar verip, 1980'lerin ortalarında koptuğu anavatanı Belçika'ya geri döner.

Sessiz sedasız geldiği başkent Brüksel'de para transferi yapmak için bir postaneye giden Van Damme, ansızın, rol aldığı filmlerin senaryolarını hiç aratmayan, tehlike ve heyecan dolu bir hikâyenin içinde bulacaktır kendisini. Bir soygunun tam ortasına düşmekle kalmamış, üstüne üstlük rehin de alınmıştır. Ancak, olay yerine gelen güvenlik güçlerinin, içeride dönen dolaplar hakkındaki değerlendirmesi ise bambaşkadır. Polisler, yaşadığı kaostan dolayı bunalan Van Damme'in artık “aklını yitirdiğini ve girdiği postaneyi soymaya kalkıştığını” düşünmektedir. Böylelikle, olayın asıl suçluları ile rehine konumundaki kahramanımız bir anda yer değiştiriverir. Yorgun aktör, başına dayanmış silahların gölgesinde korku içinde kıvranıp dururken, gözleri yaşlı ve her yönüyle “sıradan” bir insana dönüşmüştür. Pekiyi ya, dişiyle tırnağıyla oluşturduğu, anavatanında hâlâ büyük ölçüde etkili olan “Van Damme efsanesi”ne ne olacaktır? Her şeyi yerle bir eden bu son tehdidi de bertaraf edip, adını aklamayı başarabilecek midir?


Arap asıllı yönetmenden sıradışı bir biyografi

“Kod Adı: JCVD”, Arap asıllı genç Fransız yönetmen Mabrouk El Mechri'nin imzasını taşıyan son derece ilginç bir film. Ödüller kazanan kısa filmlerinin yanısıra 2005 tarihli ilk uzun metrajlı yapıtı “Virgil” ile de sinema çevrelerinde belli bir popülarite kazanan El Mechri, Van Damme gibi ikonik bir yıldızı böylesine çılgın bir projeye nasıl ikna etti bilinmez; ancak aksiyon sinemasının karizmatik yıldızının özel hayatını bu denli deşifre eden bir filmde oynayarak oldukça cesur bir denemeye giriştiğine hiç kuşku yok.

Aslında, ünlü film yıldızlarının hayatlarının beyazperdeye aktarılması hiç de şaşırtıcı bir durum değil; fakat bu yıldızların bizzat kendi hayatlarını kendilerinin canlandırdıkları pek az örneğe rastlanıyor sinema tarihinde. Sözgelimi, Spike Jonze'un 1999 yapımı “Being John Malkovich”i de bu nadide örneklerden biriydi. Hatırlanacağı gibi, bu çılgın kara komedide ünlü yıldız John Malkovich bizzat “gündelik hayattaki kendisi”ni canlandırmıştı.

Şimdi de Belçika'nın bağrından kopup 1980'lerde Hollywood'a kapağı atmış olan yağız Avrupa delikanlısı Van Damme aynı şeyi yapıyor ve arka planında iç karartıcı trajediler bulunan hayatını büyük bir özgüven içinde beyazperdeye taşıyor. Yıldız oyuncuların hiç kurtulamadıkları vergi ve tazminat sorunları, yaşadıkları evlilik skandalları, saçlara aklar düşmesiyle birlikte gelen işsizlik; yanısıra da hayranlarının bunaltıcı, fakat ihtiyarladıkça karın doyurmamaya başlayan aşırı ilgisi gibi bir çok gerçek, filmin öyküsünün mihenk taşlarını oluşturmakta. Üstüne üstlük, 50'sine merdiven dayamış olan Van Damme, hemen hemen biyografisi sayılabilecek bu filmde kıdemli izleyicilerinin kendisine yönelik en temel beklentisini de boşa çıkarmıyor ve ara sıra, kendisini bütün dünyaya tanıtan o sıkı tekmelerini bile gösterme fırsatı buluyor.

Onu hiç bu kadar çaresiz ve zavallı görmediniz



Fakat, bütün bunların daha ön planında, bütün hayatını şöhrete adamış bir adamın, gencecik bir Arap yönetmeni tarafından çok başarılı bir şekilde anlatılan kişisel trajedisi, daha önce hiç kimselere açmaya bile cesaret edemediği derin sırları var. O yüzden, “Kod Adı: JCVD” zaman zaman aksiyon, zaman zaman da komedi içeriyor olsa bile, her şeyden önce sağlam bir dram. Ve oyuncunun hayranlarına, son 20 yıldır alışageldiklerinden çok farklı, çok daha insani bir “Van Damme” portresi çiziyor.

Biri animasyon olmak üzere toplam 6 yeni filmin gösterime girdiği bu hafta sonunun en sıradışı ve dikkate değer yapımı. Özellikle de benim gibi, o unutulmaz “Kan Sporu”ndan bu yana Van Damme sineması ile büyüyüp yaşlanan 40'lı kuşağa mensup bir sinemaseverseniz, kesinlikle kaçırmamalısınız.

16 yıl önce