Kraliçe 1. Elizabeth'in kuzeni olan İskoçya Kraliçesi Mary Stuart, İngiliz tahtını ele geçirebilmek için İspanya Kralı Philip ile çeşitli plânlar yapmaktadır. Elizabeth'in sadık ve güvenilir danışmanı Sir Francis Walsingham ise kurulan bu kumpası bozup kraliçeyi komplolardan, suikastlerden ve tahttan düşürülmekten koruyabilmek için var gücüyle çaba gösteren biridir. Yakışıklı ve macerapest ruhlu denizci Raleigh'e karşı hissettiği tutkulu aşk ile kraliyet sarayındaki görevleri arasındaki hassas dengeyi tutturmak zorunda olan Elizabeth'i ise aleyhinde döndürülen onca entrika arasında, hassas ruhlu bir kadın olarak son derece zorlu bir tercih beklemektedir. Kazanan "gönül" mü olacaktır, yoksa –o ünlü deyişle-"devletin bekâsı" mı?
Bundan 9 yıl kadar önce çektiği "Elizabeth"in yüksek estetik düzeyiyle o günlerde sinema dünyasında büyük sükse yaparak bolca ödül ve ödül adaylığı elde eden Pakistan asıllı yönetmen Shekhar Kapur'un, yıllar sonra büyük ölçüde önceki filmden tanıdığımız klas bir kadroyla gerçekleştirdiği, oldukça başarılı bir devam filmi "Altın Çağ"… Gözlerimizin 90'lardaki ilk filmden âşina olduğu Cate Blanchett ve Geoffrey Rush, İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth'in kimi zaman kırık bir aşk hikâyesine, kimi zaman da epik bir tarihsel gösteriye dönüşen biyografik serüveninde ilkini hiç aratmayan bir performans sergilemekteler…
Ancak, filmin hiç kuşkusuz ki en büyük kozu ilk "Elizabeth"i de bir görsel şölene dönüştürmüş olan İngiliz görüntü yönetmeni Remi Adefarasin'in olağanüstü performansı… Onun bu titizliği, dekor, makyaj ve kostümler üzerinden gerçekçi bir atmosfer oluşturma konusunda aşmış bir dörtlü olan Christian Huband, Jason Knox-Johnston, Phil Simms ve Andy Thomson'un emekleriyle birleşince, ortaya perdede seyrine doyum olmayan müthiş bir gösteri çıkıyor.
İskoç besteci Craig Armstrong ile Hintli A.Rakha Rahman'ın ortak müzik çalışması ise bütün bu isabetli karışımı izleyiciye gayet keyif veren bir şekilde tamamlamakta…
Hem, çok da iyi bilmediğimiz bir diyar ve dönemin tarihine ışık tutan ilginç öyküsü, hem de sinemasal zarafetiyle haftanın tartışmasız en iyi filmi. Çoluk çocukla değilse bile, sıkı sinemasever arkadaşlarla birlikteyken olduça tatminkâr bir iki saat sunacaktır.