|

Craven Usta, bundan daha iyi bir dönüşe lâyıktı

1980'ler ve 90'ları oldukça üretken geçirdikten sonra 2000'lerde göreceli olarak daha durgun bir döneme giren Amerikalı korku-gerilim ustası Wes(ley Earl) Craven, kendisini dünya çapında büyük bir üne ve saygınlığa kavuşturan 'Çığlık' serisinin 11 yıl sonra gelen 4'üncü bölümünde bu popüler üçlemenin mirasını sömürmenin ötesinde pek de fazla bir yenilik ortaya koyamıyor.

Ali Murat Güven
00:00 - 15/04/2011 Cuma
Güncelleme: 08:11 - 16/04/2011 Cumartesi
Yeni Şafak
Craven Usta, bundan daha iyi bir dönüşe lâyıktı
Craven Usta, bundan daha iyi bir dönüşe lâyıktı
alimuratg@yahoo.com

ÇIĞLIK 4 / SCREAM 4

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2011, ABD yapımı
Türü ve Süresi:
Korku-gerilim / 111 dakika
Tahmini Yapım Bütçesi:
40.000.000 Amerikan Doları
Gösterim Formatı:
35 mm standart sinema filmi
Perdedeki Resim Oranı:
2.35:1
Yönetmen:
Wes Craven
Senarist:
Kevin Williamson
Görüntü Yönetmeni:
Peter Deming
Özgün Müzik Bestecisi:
Marco Beltrami
Kurgucu:
Peter McNulty
Yapım Tasarımcısı:
Adam Stockhausen
Sanat Yönetmeni:
Gerald Sullivan
Set Dekoratörü:
Helen Britten
Kostüm Tasarımcısı:
Debra McGuire
Makyaj Tasarımcısı:
Peter Robb-King
Saç Tasarımcısı:
Joy Zapata
Oyuncular:
Neve Campbell (Sidney Prescott), David Arquette (Dewey Riley), Courteney Cox (Gale Weathers-Riley), Kristen Bell (Chloe), Emma Roberts (Jill Roberts), Mary McDonnell (Kate Roberts), Anna Paquin (Rachel), Shenae Grimes (Trudie), Lucy Hale (Sherrie), Brittany Robertson (Marnie Cooper), Aimee Teegarden (Jenny Randall), Dane Farwell (Maskeli Katil)
İthalatçı Şirket:
D Productions
Dağıtıcı Şirket:
UIP
İçerik Uyarıları:
Çok sayıda kanlı cinayete, zalimâne şiddet görüntüsüne, yanı sıra da bir kaç yerinde argo diyaloglara ve içki kullanımına yer verdiğinden dolayı, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun bir yapım değildir.
Ailece izlenebilir mi?
/ HAYIR
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
Yeni Şafak-Sinema Puanı:
* *

* * *

FİLMİN KONUSU:
Maskeli bir katilin
Woodsboro
kasabası sakinlerine dehşet saçmasının üzerinden uzun yıllar geçmiştir. Bütün o ürkünç kıyımların ilk elden tanığı olan
Sidney Prescott
da aradan geçen zamanda yükseköğrenimini tamamlamış ve günümüzde bütün ülke çapında tanınan, kişisel gelişim kitapları yayımlayan bir yazar olmuştur.
Sidney
, yeni kitabının tanıtım turunda son durak olarak, travmatik gençlik yıllarının geçtiği memleketine geri döner. Artık evli bir çift olan eski dostları Şerif
Dewey Riley
ve karısı
Gale
ile bir araya gelip hasret gideren kahramanımız, bu arada kuzeni
Jill
ve teyzesi
Kate
'i de ziyaret eder. Fakat,
Sidney
'in kasabaya geri dönüşü, artık tamamen ortadan kalktığı düşünülen
“Maskeli Katil”
in de yeniden piyasaya çıkmasına neden olacaktır.
Sidney
,
Gale
,
Dewey
,
Jill
, vaktiyle hayatta kalmayı başaran diğer arkadaşları ve nihayetinde bütün kasaba uzun zaman sonra yeniden kana susamış bir manyağın tehdidi altındadır.

* * *

1939-Cleveland/Ohio
doğumlu Amerikalı korku-gerilim filmleri ustası
Wesley Earl Craven
'ın meslek hayatında patlama yaptığı ilk filme ilişkin olarak, hayranları arasındaki rivayetler muhteliftir. Kimilerine göre,
Craven
'in bu popüler türdeki ilk gerçek çıkışı ta 1970'lerin başlarına,
21
yapıttan oluşan uzun metrajlı sinema filmleri kariyerinin öncül örnekleri konumundaki
1972
tarihli
“Soldaki Son Ev”
ve
1977
'de (
“Abe Snake”
takma adıyla) çektiği
“Tepenin Gözleri”
ne kadar uzanır.
Aralarında benim de yer aldığım bir başka gruba göre ise
Craven
'i
Craven
yapan ve ona anılan tür içinde bugünkü saygın kimliğini kazandıran ilk gerçek başarısı, bizleri rüyâlarda gezinen sapık katil
Freddy Krueger
karakteriyle tanıştırdığı
1984
tarihli
“Elm Sokağı Kâbusu”
tur. Sanatçı, hikâyesini de kendisinin yazdığı, sonradan gayet verimli bir seriyale dönüşen bu kült filmle bizlere korku sineması tarihinin en karizmatik seri katillerinden birini sunmuş; dahası, yarattığı
Freddy
karakterinin çevresinde (son 27 yılda milyonlarca kopya satan video kasetleri ve DVD'lerinin yanı sıra) dilere destan şapkası, cılk renklerle bezeli çizgili kazağı ve ustura eldivenleriyle kocaman bir eşantiyon endüstrisinin de doğmasına yol açmıştı.
Fakat, kimi hayranları var ki, onlar, Amerikan sinemasının düşük bütçelerle harikalar ortaya koymasını pek iyi bilen bu mahir yönetmeninin 1970'ler ve 80'lerde çıraklık ve kalfalık stajını yaptığını, kendisine
"usta"
denilmesine vesile olan asıl büyük çıkışının ise
1996
yapımı
“Çığlık”
olduğunu savunuyorlar. Bir açıdan bakıldığında isabetli bir değerlendirme bu… Çünkü, sinemacılıkta gerçek marifet, rüyâlarda ortaya çıkan
Freddy Krueger
gibi (her cephesiyle alabildiğine özgün) bir karakteri kitlelere sevdirip tutundurmak değil, tam aksine, frenklerin adına
“teen slasher”
dedikleri,
“uçkur derdine düşmüş şapşal gençlerin sapık bir katil tarafından sırayla doğranması”
esprisine dayalı (ve daha o yıllarda bile dibine kadar tüketilmiş olan) bir alt-türe olanca yorgunluğuna rağmen çıta atlatmayı başarabilmek olmalı…
90'ların ortalarında
15 milyon dolar
gibi Hollywood için oldukça mütevazı sayılabilecek bir bütçeyle çektiği ilk
“Çığlık”
Türkiye dahil gösterildiği bütün ülkeleri kırıp geçirdikten sonra, devam filmleri yapmaya öteden beri alışkın olan yönetmenimiz, yapımcı şirketin de kendisini itelemesiyle hiç vakit kaybetmeden
1997
'de ikinci,
2000
'de de üçüncü
“Çığlık”
ı çekecekti. Âdeta altın yumurtlayan bir tavuk gibi bire on getiri sağlayarak yapımcı şirket
Dimension Films
'e çok büyük paralar kazandıran bu üçleme, projenin içinde yer alan herkese iyi geldi gelmesine, ancak yaratıcısı
Craven
'ın meslek hayatındaki büyük bir duraklama döneminin de başlatıcısı oldu aynı zamanda…
2000-2010
arasını yalnızca (hiç biri öyle aman aman olmayan) üç uzun metrajlı film çekerek, bir de Fransızlar'ın öteden beri iyi cilaladıkları başkentlerinin uluslararası alanda reklâmını yaptırmak üzere bir dizi ünlü yönetmene ısmarladıkları
“Seni Seviyorum Paris”
adlı kolaj filmde kısa bir episodu yöneterek tamamlayan sanatçı için
“Çığlık-4”
aslında bir tür
“dönüş filmi”
görünümünde… Fakat, 15 yıl önceki ilk
“Çığlık”
tan itibaren, serinin gedikli senaristi
Kevin Williamson
ile işbirliği hâlinde esaslı bir başarıya dönüştürdükleri bu üçleme, doğrusunu söylemek gerekirse, öyle arkadan itelemeyle falan dördüncü bir bölümü kaldırabilecek esneme payına sahip değil.
Woodsboro
kasabasının panik durumdaki kızlarının zaten
2000
tarihli üçüncü bölümde bile fazlasıyla bıktırma emareleri sergileyen çığlıkları, gişede geçmişin mirasını sömürecek bir proje olarak tasarlandığı apaçık belli olan bu zoraki devam bölümünde artık resmen
“kapı gıcırtısı”
kıvamına ulaşıyor.
Ustalar, en bezgin ve umutsuz durumlarda bile eserlerinin belli noktalarına ustalıklarının işareti olacak bir kaç kondurma yaparak fark yaratmayı bilirler. Nitekim,
Wes Craven
ağabeyimiz de hissedilir bir ruhsal yorgunluk içinde çektiği dördüncü
“Çığlık”
ta böyle üç-beş yerde
“Ben hâlâ dimdik ayaktayım”
anlamına gelebilecek sürprizler yapıyor bizlere; kameranın önünü öyle büsbütün boş bırakmıyor. Fakat, gönül, elini attığı her iş zaman içinde birer efsaneye dönüşmüş olan
“Karanlıklar Prensi”
nin neredeyse tamamen yatarak geçirdiği upuzun bir on yıldan sonra, bir kez daha türün dilini ve klişelerini zorladığı devrimci bir gösteriyle ortaya çıkmasını arzuluyordu. Perdeye yansıyan sonuç ise artık yaşlanmaya yüz tutmuş eski bölük arkadaşlarını son bir kez daha bir araya toplayıp onlarla vedâ partisi yapan eski bir askerin amatör video kayıtları gibi…
Benim
Craven
'in bu yaşta bile hâlâ yeni bir
“Freddy bombası"
patlatacağına yönelik inancım tam… Yalnızca bol kanlı özel efektlere, şok edici müzik sıçramalarına ve aşırı hızlı bir kurguya yaslanarak korku filmi yapılabileceğini zanneden yeni yetme sinemacılar karşısında, Hollywood'un bu kategorideki son büyük ustalarından biri olarak hiç kuşkusuz ki
“Çığlık-4”
den çok daha görkemli bir kapanış yapaktır sevgili Üstad.. Yapmalı da…
O yüzden, tıpkı aynı türün bir diğer yetenek anıtı
Sam Raimi
'nin iki yıl önce hayranlarında şiddetli bir hayâl kırıklığına yol açan
“Kara Büyü”
sünde olduğu gibi, bu denemeyi
"asıl"
dan saymıyoruz; yalnızca büyük dönüş öncesi bir
“ısınma antrenmanı”
olarak kabul ediyoruz.

* * *

YENİ ŞAFAK SİNEMA SAYFASI / YILDIZ PUANLAMA TABLOSU

* * * *
(4 Yıldız)
Sinemanın sanat kimliğini pekiştiren gerçek bir başyapıt… Kaçırmanız gerçekten de yazık olur.
* * * 1/2
(3,5 Yıldız)
Oldukça başarılı bir film. Şartlarınızı zorlamak pahasına mutlaka görmelisiniz.
* * *
(3 Yıldız)
Çoğu bölümüyle sanatsal bir derinlik ve lezzet yakalayabilen, kayıtsız kalınmayacak bir film. Ömrünüzden bir kaç saati vermeye değer…
* * 1/2
(2,5 Yıldız)
Bazı bölümlerinde iyi bir filmin kalite standartlarına erişmeyi başarabiliyor; fakat bir bütün olarak bakıldığında ise sorunlu ve tam olmamış.
* *
(2 Yıldız)
Hiç bir sanatsal değeri ve akılda kalıcılığı yok. Yalnızca zaman öldürmek için tüketilebilir. Ki zamanınıza önem verdiğimiz için bunu da pek önermiyoruz.
* 1/2
(1,5 Yıldız)
Kötü bir film ve neden çekildiğini anlamak zor… Görmemeniz yararınıza olacaktır.
*
(1 Yıldız)
Sinema sanatı adına utanç verici bir gösteri… Arkanıza bakmadan kaçın, sevdiklerinizi de uzak tutun!

13 yıl önce