Kontes, eşinin ölümünden sonra katıldığı bir davette, kendisinden oldukça genç bir asilzade olan Istvan Thurzo ile tanışıp onunla tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Fakat aykırı çiftin mutlulukları pek de uzun sürmeyecektir; çünkü Istvan'ın babası Kont Gyorgy Thurzo oğlunu bu dul kadından ayırmak için ilginç planlar kurmaktadır. Gyorgy, hiç hoşlanmadığı Kontes'e, yaşı büyük olduğu için oğlu Istvan tarafından bir süre sonra terk edileceği korkusunu sistematik biçimde telkin eder ve onu “ancak bakirelerin kanıyla yıkanarak sonsuza kadar genç kalabileceği” gibi çılgınca bir fikre inandırır. Bu konuşmadan kısa süre sonra da bir sürü bakire kız Kontes'in kalesine getirilir ve bir daha hiç kimse onları görmez. Bu arada Kontes de giderek daha takıntılı birine dönüşmekte, aklî dengesini yavaş yavaş yitirmektedir. Âşığının babası tarafından kurulan politik bir komplonun kurbanı olduğunu farkettiğinde ise artık çok geçtir.
