|

Evrende zâlim görmek istiyorsan, insanoğlu bütün evrene fazlasıyla yeter!

Hollywood'un 'Dreamworks' ve 'Pixar' gibi marka olmuş animasyon şirketlerine kafa tutmak amacıyla 2002 yılında İspanyollar tarafından kurulan 'Ilion Animaton Studio', ilk uzun metrajlı işi 'Gezegen 51'deki göz kamaştırıcı tasarım kalitesiyle bu alandaki iddiasının hiç de boş olmadığını gösterdi. Eğer ki İspanyol çizerler animasyon sektöründe bu azimle ilerler ve çıtayı da hep böylesine yüksek tutarlarsa, yakın bir gelecekte en büyük iki rakiplerinin tahtını sallamaları işten bile olmayacaktır.

Ali Murat Güven
00:00 - 20/06/2010 dimanche
Güncelleme: 16:29 - 20/06/2010 dimanche
Yeni Şafak
Evrende zâlim görmek istiyorsan, insanoğlu bütün e
Evrende zâlim görmek istiyorsan, insanoğlu bütün e
GEZEGEN 51
/ Planet 51

Yapım Yılı ve Ülkesi:
2010, İspanya-ABD-İngiltere ortak yapımı

Türü ve Süresi:
Animasyon serüven / 91 dakika

Gösterim Formatı:
(Oynatıldığı salonların teknik donanımına göre) 35 mm standart pelikül film ya da gözlükle izlenen üç boyutlu dijital film
Perde Formatı:
2.35:1

Yönetmen:
Jorge Blanco

Yönetmen Yardımcıları:
Javier Abad, Marcos Martínez

Senarist:
Joe Stillman

Yapım Tasarımcısı:
Julian Muñoz Romero

Sanat Yönetmeni:
Fernando Juárez

Kurgucu:
Alex Rodríguez

Özgün Müzik Bestecisi:
James Seymour Brett

Özgün Kaydın Seslendirme Sanatçıları:
Justin Long (Lem), Jessica Biel (Neera), Dwayne Johnson (Yüzbaşı Charles T. Baker), Gary Oldman (General Grawl), Sean William Scott (Skiff), John Cleese (Prof. Kipple), Freddie Benedict (Eckle), Alan Marriott (Glar), Mathew Horne (Asker Vesklin), James Corden (Asker Vernkot)

İthalatçı Şirket:
Fida Film

Dağıtıcı Şirket:
Tiglon Film

İçerik Uyarıları:
Her yaş grubundan izleyici için uygundur. Ancak, hafif düzeyde bilim-kurgusal aksiyon içerdiğinden, ilköğretim çağındaki çocukların ebeveynleriyle birlikte izlemesinde yarar vardır.

Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
www.
/

Yeni Şafak-Sinema Puanı:
* * *

Gezegen 51'in 16 yaşındaki sakini Lem, ABD'nin 1950'lerdeki masum görünümünü anımsatan rengârenk bir kasabada, beyaz çitlerle çevrili müstakil bir evde yaşamaktadır. Kahramanımız, her adımı önceden tahmin edilebilen korunaklı ve tekdüze hayatında son derece mutludur; günlerini de o bölgedeki “gökevi”ni yönetip, akranı olan komşusu Neera'ya kurlar yaparak geçirmektedir.

Bir gün, hiç de hesapta yokken, milyonlarca kilometre uzaklıktan gelen bir “uzaylı”, “Dünya” adlı gezegendeki “ABD” adlı ülkenin astronotu Yüzbaşı Charles Baker uzay gemisini Neera'nın bahçesine, hem de ailenin barbekü partisinin tam ortasına indirir. Görev sarhoşluğu içindeki yabancı, çevredekileri fark etmeksizin gemiden iner ve büyük bir zafer kazanmışçasına ülkesinin bayrağını bahçeye diker. Ancak, bu duygusal seremoniden hemen sonra arkasını döndüğünde de Gezegen 51'in yeşil derili sakinlerinin şaşkınlıkla kendisine baktıklarını görür.

Büyük bir paniğe kapılarak soluğu yakınlardaki gökevinde alan kahramanımız, bir süre sonra bu korkusunu üzerinden atar ve tesisin yeniyetme yöneticisi Lem ile tanışır. Baker'ı sakinleştiren Lem, onu aralarına giren herhangi bir yabancıyı yakalayıp yok etme içgüdüsüyle donanmış paranoyak Gezegen 51 ordusundan saklamaya karar verir. Uzaklardan gelen davetsiz konuğun tek isteği ise bir an önce uzay gemisine ulaşıp, çoktan fethedilmiş olan bu topraklardan sıvışmaktır. Lem, Gezegen 51'in zekâ özürlü bir kaç askeri ve araştırmacı robot Rover'ın da yardımlarıyla tehlike altındaki dostunu gemisine sağ salim bindirip kendi gezegenine yolcu etmeye çalışacaktır.


İSPANYOL SİNEMACILAR 'ANİMASYONDA BİZ DE VARIZ' DİYOR

“Gezegen 51”, herhangi ön bilgiyle donanmaksızın izlediğinizde, animasyon sinemanın son 15 yılına damgasını vuran “Pixar” ya da “Dreamworks” gibi marka olmuş Hollywood şirketlerinden herhangi birinin çektiğini düşünebileceğiniz kadar çıtası yüksek bir çalışma. Hem biçimsel özellikleri, hem de su gibi akıp giden keyifli senaryosu itibarıyla…

Buna karşılık, fazlasıyla Amerikan kalitesi sergileyen filmde Amerikalıların rolü neredeyse seslendirme ve dağıtımla sınırlı tutulmuş. “Gezegen 51”in çekirdek animatör kadrosu bütünüyle İspanyol sanatçılardan oluşuyor ve İberik yarımadasında bu denli yüksek estetiğe sahip bir animasyonun hiçbir ön duyuru faslı yapılmaksızın ansızın ortaya çıkması da Avrupa sinemasının Hollywood'a çok ciddi bir meydan okuması sayılmalı bana göre…

2002 yılında İspanya'da kurulan “Ilion Animation Studio”, görünen o ki kuruluşundan itibaren hedeflerini çok yüksek tutmuş bir yapım şirketi… Yalnızca yerel dağıtım ağına girme şansı bulabilecek ufak tefek ve etkisiz animasyonlar üretmek yerine bir tür “Avrupa kıtası Pixar'ı” gibi davranarak, küresel ölçekte sükse yapabileceği işlerin peşinde koşuyor. Nitekim, yapımı 3-4 yıla yayılan “Gezegen 51” de bu idealin ilk gösterişli örneği.

İspanyollar, muazzam bir ışık, renk ve ses kalitesine sahip olan filmlerinin senaryosunda milliyetçilik yapma hevesini bir kenara bırakarak, öyküyü son derece bilinçli bir tavırla doğrudan doğruya Amerikalılarla ilişkilendirmişler. Çünkü, artık herkes biliyor ki 300 milyon nüfuslu dev bir pazar konumundaki bu ülke, kendi dili, hayat tarzı ve alışkın olduğu esprilerle donanmamış filmlere asla yüz vermiyor; farklı kültürlerin temsilciliğini yapan yapıtlar da kısıtlı bir dağıtım ağıyla en fazla sanat sinemalarında boy gösterebiliyor. Oysa, “Gezegen 51” gibi yüksek bütçeli bir animasyon filmin gerek ticarî başarı elde edip giderlerini karşılamak, gerekse bu yeni kurulmuş stüdyonun nâmını dünya çapında yayabilmek için mutlaka Kuzey Amerika pazarına da seslenen bir yönü olmalı…

O yüzden, filmin salt İspanya'daki izleyicilere ve bazı Latin Amerika ülkelerine yönelik hazırlanan belli sayıdaki İspanyolca kopyası haricinde, meraklılarının pek sevdiği “Commandos” (Komandolar) adlı bilgisayar oyununun da tasarımcısı olan İspanyol yönetmen Jorge Blanco, uluslararası dağıtıma sunulan kopyalarda bütünüyle Gary Oldman, Dwayne Johnson, Justin Long, John Cleese, Jessica Biel gibi popüler Amerikalı ve İngiliz sanatçıların seslerinden destek almış.

Sinemadaki beğeniler de dahil, popüler kültüre ilişkin her şeyin son 50 yılda bu denli Amerikanlaşıp tek tipleşmesi keyif verici bir durum değil hiç kuşkusuz; ancak neylersiniz ki gerçek böyle… Bırakın karakterlerin her adımda Amerikan esprileri yapıp Amerikan refleksleri sergilemesini, eğer ki bir filmde açılış ve kapanış jenerikleri Hollwood'un endüstri standardı olarak dayattığı sıralamaya göre akmıyorsa bile, izleyici, özellikle de tarihin akışını kendi hayatıyla başlatan genç kuşaklar bunu ânında büyük bir yadırgamayla karşılıyor.

O yüzden, “Keşke, büyük ressam Francisco Goya'yı yetiştiren İspanyol zekâsı ve yeteneğinin bir eseri olan 'Gezegen 51' biraz daha yerel renklerle bezenmiş olsaydı” diyesim gelmekte; fakat sinemanın çağımızdaki ticarî başarı yasalarını da iyi bildiğimden dolayı bu naif gözlemimi açıkça dilendiremiyorum. Eğer böylesi bir “tek tipleşme” temayülüne anlayışla bakmayı başarabilirseniz, en az Pixar'ın “Oyuncak Hikâyeleri” ya da Dreamworks'ün “Shrek dörtlüsü” kadar kaliteli bir animasyon serüven sizleri bekliyor.

Filmin ülkemizdeki gösteriminde piyasaya sürülen kopyaların önemli bir bölümünün Türkçe seslendirildiğini, yalnızca birkaç sinemada özgün seslendirmeyle gösterim yapıldığını da son bir not olarak ekleyelim.


il y a 14 ans