|

Aslında Godot yoktur

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in istifası gündeme oturduğunda, bu ayrılıktan ziyade kimin başkan olacağı konuşulmaya başlandı. Birisi gelecek ve Türk futbolunu kurtaracak beklentisi ile Godot’u beklemek aynı şeydir.

Ergin Aslan
09:07 - 5/04/2022 Salı
Güncelleme: 09:21 - 5/04/2022 Salı
Yeni Şafak
Ergin Aslan TFF Başkanı Nihat Özdemir'in istifasını değerlendirdi
Ergin Aslan TFF Başkanı Nihat Özdemir'in istifasını değerlendirdi

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in istifa kararı gündeme oturduğunda, bu ayrılıktan ziyade kimin başkan olacağı konuşulmaya başlandı. Öyledir, gittiğiniz an kimse için artık bir öneminiz yoktur. Böylesine keskin bir kararın uzun uzadıya sorgulanması gerekirken, kimse işin orasında değil. “Kral öldü, yaşasın yeni kral” sloganları ile ismi geçen başkan adayları haber başlıklarını süslemeye başladı.

Kararın hemen akabinde TVNET’te yayına çıktım. Moderator arkadaşımız “Bu karar sizin için sürpriz mi?” diye sordu. “Hayır” dedim, “Hiç değil”. Bir reklam sloganı vardı; “Mümkünlü Kasabası’nda her şey mümkün”. Ben de yaklaşık 10 yıldır Türk futbolu için Mümkünlü Kasabası tabirini kullanırım. Neden sürpriz olsun; Türk futbolunda her şey mümkün! Bir federasyon başkanı düşünün ki, kendi inisiyatifiyle oluşturulmuş iki kurul, adeta TFF Başkanını yok sayarak birbirine çok zıt kararlar alabiliyor. Yani Nihat Bey’in göreve getirdiği MHK, hakemlerle ilgili çok net ve kararlı bir duruşla Süper Lig’den ihraç kararı alırken, yine TFF Başkanı’nın atadığı Tahkim Kurulu, bu kararı yok sayıyor ve yangını daha da büyütüyor.

MHK kararında bazı kulüp başkanlarının ve bazı TFF yöneticilerinin etkili olduğu iddiası daha açıklığa kavuşmadan, Tahkim kararında da farklı kulüp başkanlarının ve diğer TFF yöneticilerinin etkili olduğu iddiası gündeme düştü. Bu ortamdan iyi bir iş çıkması zaten mümkün değil. Bu süreçlerde ismi geçen yöneticilerin Türk futbolunun derdiyle dertlenmek gibi bir amaçları olduğunu da düşünmüyorum. İkili ilişkililere göre kararların alındığı, köşe kapmaca yarışında herkesin birbirine çelme taktığı bir ortamdan nasıl iyi bir iş çıksın.

Bakın Türkiye Voleybol Federasyonu’na; Sayın Mehmet Akif Üstündağ’ın başkanlık ettiği federasyonda hem Milli Takım, hem kulüp takımları nasıl başarılar elde ediyorlar. Neden; çünkü futboldaki gibi “İlle de ben ve bana yakın olanlar yönetsin. Yoksa oyunbozanlık yaparız” diyenler yok. Sadece işine odaklanmış bir federasyon var. Bakın Türkiye Güreş Federasyonu’na; Sayın Şeref Eroğlu başkanlığında madalya yağmuru yaşanıyor. Neden? Çünkü orada da futbol federasyonundaki gibi kargaşa ortamı yok. Ekip olarak işlerine odaklanmış yönetimler var.

Biz zannediyoruz ki sorunumuz kişiler. Biz zannediyoruz ki Ahmet gidecek, Mehmet gelecek, işler düzelecek. Şayet öyle olsaydı Mahmut Özgener gidip Mehmet Ali Aydınlar geldiğinde işler düzelirdi. Şayet öyle olsaydı, Mehmet Ali Aydınlar gidip Yıldırım Demirören geldiğinde işler düzelirdi, şayet öyle olsaydı Yıldırım Demirören gidip Nihat Özdemir geldiğinde işler düzelirdi. Şimdi Nihat Bey gidiyor, yeni isim gelecek. Değişen bir şey olmayacak. Koca koca adamlar olarak şahsi beka heveslerinden, ihtiraslardan, köşe kapmacalardan vazgeçip, her geçen gün dibe vuran futbolumuzun gerçek sorunlarına el birliği ile çözüm aranmadığı sürece, futbolu kurtaracak beyaz atlı prensi daha çok bekleriz!

  • “Godot’yu Beklerken”, Samuel Beckett’in çözüm arayan insanların, Godot adında ne olduğu bilinmeyen bir kahramanı beklemelerini konu alan tiyatro eseridir. Tabi hikayenin sonunda Godot gelmez, çünkü aslında Godot yoktur ve bir hayalden ibarettir. O yüzden birisi gelecek ve Türk futbolunu kurtaracak beklentisi ile Godot’yu beklemek aynı şeydir!
#Ergin Aslan
2 yıl önce