Trabzonspor’un sessiz sedasız işine odaklanan oyuncularının başında gelen Hüseyin Türkmen Yeni Şafak’ın sorularına içtenlikle cevap verirken gelecekten umutlu konuştu. Yeni sezonda yeni başarılara imza atacaklarının altını çizen başarılı stoper, bıkmadan usanmadan Trabzonspor’un önemli bir bireyi olmak için çalıştığını, yeni Teknik Direktör Nenad Bjelica ve Slovanya kampını değerlendirirken, Bordo mavili camiaya da önemli mesajlar verdi. Biz sorduk Hüseyin Türkmen, tüm açık gönüllülüğü ile cevapladı ve tribünden sahaya, sahadan tribüne oluşturulacak sinerji ile yaratılacak enerjinin formülünü verdi.
Teknik Direktör Bjelica ve hazırlık dönemini değerlendiren Hüseyin Türkmen, bu konuda açık ve net ifadeler kullanarak, “Kamp bizim için önce Trabzon etabından başlayacak olursak, bir alıştırma oldu. Vücudumuzu toparladık, takım haline geldik gençlerle birlikte. Sonra Slovenya etabı bizim için iyi başladı, herkes geldi takım arkadaşlarımız ile birleştik. Antrenörümüzün uygulamış olduğu programlar doğrultusunda iyi bir gelişim kat ettik. Yoğun geçen antrenmanlardan sonra artık teknik taktik tarafına girdik. Yüklenmeler bitti artık oyun kurulumu, hücuma çıkışlar, baskılar bunlara çalışıyoruz. Daha önce böyle yorulduğum bir kamp hatırlamıyorum. Fiziksel olarak hazır olmama rağmen çok yorulduk. En önemli etki kimin nasıl düşündüğünü, kimin art niyetli olduğunu, kimin en iyi şekilde takıma katmaya çalıştığını, yeteneği kısıtlı olsa da yapmaya çalıştığını görüyor. Biz bunu takım arkadaşlarımızla da konuşuyoruz. Kuralları var, kurallar bir adım dahi olsa bizi ileriye taşıyor” ifadelerini kullandı.
Alt yapıdan gelen oyuncular için ayrı bir parantez açan Hüseyin Türkmen, kendilerini o oyuncuların yerine koyduklarını ve destek olmak için her şeyi yaptıklarını belirterek, “Biz ilk çıktığımız zaman yine Türk abilerimiz bize yardımcı olmaya çalışıyorlardı . Şimdi biz bu gelen kardeşlerimize; gerçekten öz kardeş, öz abi sohbetlerini yapabiliyoruz. Saha içinde onlara eksiklerini söyleyebiliyoruz, onlar darılmadan bunu anlıyor ve kendilerini geliştirmek için çaba sarf ediyor. Onların açıklarını biz de kapatmaya çalışıyoruz, kendi eksiklerini tamamlamaya çalışıyorlar. Bizi yanlarında gördüklerinde mutlu oluyorlar gerçekten. Çünkü onlar da biliyor ki bizde aynı yerlerden geldik. Onlara sahip çıkıyoruz, değerlerine değer katmaya çalışıyoruz. İnşallah onlar da bizim gibi bu takıma monte olurlar ve devam ederler” dedi.
Biraz olsun saha dışına çıkıp kurduğu yeni dünyasında çekirdek ailesine konuyu getirdiğimizle gözleri dolu dolu, boğazı düğümlenerek sorumuza cevap verirken Hüseyin Türkmen’in duygusal tarafı bizi de etkilemedi değil. “Dünyanın en güzel şeyi çocuk sahibi olmak” diyerek söze başlayan Türkmen, çekirdek ailesine duygularını şöyle özetledi, “Şu an bir tane kız çocuğum var. Kampın en zor tarafı ondan ayrı kalmak, onu gerçekten çok özlüyorum. 3 gün izinde direkt onun yanına gittim zaten. Onun bana bakışı, baba deyişi inanılmaz etkiliyor beni, çok duygulanıyorum. Eşim de sağ olsun yokluğumu hissettirmemeye çalışıyor. Futbolumu olumlu yönde etkiledi, bir olgunluk kattı bana. Baba olmak, baba konumunda olmak hayatta çok farklı. Artık kendimi ve eşimi değil bir de çocuğumu, hayatını ve geleceğini düşünüyorum. Buna göre daha olgun adımlar atıyorum. Mücadele dozumu ve hırsımı daha çok arttırdı. Arkamda desteğim, gücüm daha çok şimdi. Büyüklerimin de dediği gibi herhalde kız çocuğunun olması çok farklı bir duygu.”
Trabzonspor’da profesyonel olduktan sonra yaşadıkları ile ilgili sorduğumuz soruya içtenlikle cevap veren Hüseyin, zaman zaman kenarda oturmasıyla ve sonrasında yeniden formayı almasıyla da ilgili olarak, “Bunlar aslında futbolculuğun hiç düşünmediğim taraflarıydı. Küçükken direkt geliyorsun sevdiğin bir meslek, oynamayı ve bu takımda olmayı seviyorsun, bir parçası olmayı seviyorsun. Sonrasında oynuyorsun, performans sergiliyorsun bunun sonucunda bazı şeyler eksik kalabiliyor. Yönetimin farklı düşünceleri olabiliyor. Transferler geliyor. Gözden düşebiliyorsun. Ama bu durumda da profesyonel olup ne olursa olsun işini yapıp o şansın geleceğini düşünerek, eksiklerini kapatman, daha fazla çalışman, ekstra çalışman ve bu eksikleri gidererek kendini geliştirmen sadece o an hazır olman değil, kendini geliştirerek ve üstüne koyarak devam edebilmen seni bu son haftalara taşıyor zaten” şeklinde konuştu.
Yaşadığı çıkmazları aşmak için psikolojik danışmanlık aldığını da belirten Hüseyin Türkmen, “Psikolojik olarak da artık daha güçlü olduğumu düşünüyorum. Geçen seneye kadar çalışmış olduğum bir ekibim vardı psikolojik anlamda, artık onu da yeterli gördüğüm için ayrıldım. Çünkü her öğreti bir yere kadar, bu psikolojik direncimin arttığı zaman daha güçlü oluyorum zaten, sahaya da kendimi daha iyi verebiliyorum. Uzun zamanlar da bekledim, oynatılmadığım zamanlar, performansım iyi olduğu halde oynatılmadığım zamanlar da oldu, bir türlü devamlılığı sağlayamadığım zamanlar oldu. Hep bekledim, beklerken de çalıştım. Küsmedim, vazgeçmedim. Güçlü kalmaya çalıştım, sonunda da şans geldi. Allah’a şükür o şansı da iyi değerlendirdim. Bu sene de inşallah bu devamlılığı kazanıp gerçekten böyle 25-30 maç oynamak istiyorum. Bu devamlılığı kazanıp sürekli oynayan futbolcu olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Konu dolanıp gelip kaptan ve kaleci Uğurcan’a geliyor. Dönem arkadaşı için konuşurken gözleri ışıl ışıl gerçekten onun başarısından mutlu olan bir edayla sorumuzu cevaplıyor ve farklı savunma oyuncularıyla oynamasının dezavantajlarından bahsederek. “Uğurcan uzun zamandan beri Trabzonspor’un ve Milli Takım’ın kalecisi. Kendini her geçen gün geliştiren, gerek özel hayatında, gerek futbol hayatında. Sevdiğim abim, kardeşim, komşum. Uğurcan güçlü bir karakter, güçlü bir kaleci. Yaşadığı sorunların üstesinden geldi. Bu sene hem onun için, hem bizim için hem de benim için çok daha iyi olacak diye düşünüyorum” dedi.
Söyleşimizin sonuna taraftarlar beklentileri sorduk bir solukta özetledi. Kendisinin de tribünden gelme olduğundan başlayarak, “Taraftarlarımızın bir tribünde birleşip tek bir ses olması için karar alındı. Bu çok yerli bir karar. Bu daha önce şampiyonluk senesinde de böyleydi, sonrasında bozulmuştu. Çocukluğumdan beri tribünlerdeydim, kadro dışı kaldığım ve sakatlığım olduğu zaman da tribünlerdeydim. Maç oynanırken, kadro dışı kaldığım zamanlar da hep tribünleri seyreden bir insandım, taraftardım. Görmüş olduğum eksiklerden biriydi bu bütünleşmeme. Herkesin kendi kafasından tezahüratlar yapması, sloganlar atması, bir bütün olamaması. Tek ses olamıyorduk. Bu konuda çok güzel bir karar aldılar, bunu çok destekliyorum çok da yerinde buluyorum. Bir bütün olarak tek Trabzonspor olmak, tek Trabzonspor taraftarı olmak çok önemli. Takımını, şehrini desteklemek çok önemli” diye konuştu.
Trabzonspor camiası olarak örnek bir duruş sergilendiğini ve bütünlük sağlandığında nelerin yapılabildiğinin çok kez ispatlandığının altını çizen Hüseyin Türkmen, camia olarak yeni bir yapılanma içerisinde olunduğunu ve futbolcular olarak bu yapılanmayı dikkatle takip ettiklerini de belirterek, “Başkanımızın ve yöneticilerimizin yaşamış olduğu mali sorunlar var. Onlar da bu işi aşmaya çalışıyor. Biz de onlara yardımcı oluyoruz. Biz de bu durumda taraftarlarımızdan bu yardımı bekliyoruz. Kombineler olsun, forma satışları olsun. Ellerinden ne gerekiyorsa bu desteği vermelerini bekliyoruz. Çünkü bir tane Trabzonspor var, başka Trabzonspor yok. Biz zaten futbolcular, hocalarımız ve yönetim kurulumuz bir bütün olduk, daha da iyi olacağız inşallah. Sadece camiamızdan bu bütünlüğe sahip çıkmalarını bekliyoruz. Merhum Özkan Sümer’in dediği gibi; biz biziz. Biz biriz, biz Trabzonspor’uz” ifadelerini kullandı.
