|

Servet Çetin: Marsilya'ya rekor bedele transfer olacaktım ama şanssızlık oldu

Sivasspor Yardımcı Antrenörü Servet Çetin, Yeni Şafak Spor Instagram canlı yayınımızda birbirinden özel açıklamalarda bulundu. Çetin, Marsilya'ya gerçekleşmeyen transferinden, Mersin İdman Yurdu'nda Ümit Özat tarafından kadro dışı bırakılmasına kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı.

Ömer Çelikbaşlı
13:29 - 29/04/2020 Çarşamba
Güncelleme: 13:33 - 29/04/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Servet Çetin, Yeni Şafak Spor Instagram canlı yayınında açıklamalarda bulundu.
Servet Çetin, Yeni Şafak Spor Instagram canlı yayınında açıklamalarda bulundu.

Sivasspor Yardımcı Antrenörü Servet Çetin, Yeni Şafak Spor Instagram canlı yayınında, editörlerimizden Ömer Çelikbaşlı'nın sorularını yanıtladı. Çetin, Galatasaray'da oynarken Marsilya ile anlaştığını fakat transferinin gerçekleşmediğini söyledi. Aynı zaman da Servet Çetin, Mersin İdman Yurdu forması giyerken oyuncular tarafından personellere verilen primden dolayı o zaman ki teknik direktör Ümit Özat ile tartıştığını ve kadro dışı kaldığını ifade etti. Servet Çetin'in canlı yayındaki açıklamaları şu şekilde:

Hepimiz koronavirüsten dolayı evlerimizdeyiz ve evden çalışıyoruz. Siz gün içinde neler yapıyorsunuz, vaktiniz nasıl geçiyor?

Evde can sıkıntısını gidermeye çalışıyoruz. 10 aylık bir çocuğum var, onunla uğraşıyorum. Köpeğim var, onunla uğraşıyorum. Evde ne kadar spor yapılırsa, yapmaya çalışarak günümü geçiriyorum.

İzlediğiniz dizi/film var mı?

İzleyecek dizi kalmadı. Bitirdik hepsini. Çocuktan dolayı çokta fırsat bulamıyoruz, şu sıra biraz hareketli. O uyudukça fırsat buluyoruz. Bazı dizilerim vardı, özellikle Türk dizileri onları izliyorum ama şu dönem pek yayınlanmıyor. Yayınlansa ilaç gibi olurdu. Ben en son La Casa de Papel’i bitirdim, Game of Thrones’u bitirdim ama favorim Diriliş Osman ve Mucize Doktor.



Liglerin 12 Haziran’da başlanacağı söyleniyor. Sizin Sivasspor olarak düşünceniz nedir? Hollanda ve Fransa UEFA'ya rağmen ligleri de iptal etti.

Şu an tam olarak net bir şey yok. O yüzden biz de takımımız adına karar alamıyoruz. Fransa ve Hollanda bizden farklı. Bizim bu süreci iyi götürdüğümüzü düşünüyorum. Bu kararları vermek çok zor. Belki seyircisiz oynayacağız. Belki daha geç oynayacağız ama çok da gecikmemesi lazım, çünkü yeni sezon başlayacak ve Avrupa Şampiyonası var. Dediğim gibi bu kararları almak zor. Takımların maddi ve manevi zararlarının da göz önüne alınması gerekiyor. Seyircisiz oynanırsa hem maddi kayıplar olacak hem de kendi sahalarında seyirciyle etkili oynayan takımlar var. 8 hafta kalmış, şampiyon olmak isteyecektir bu takımlar. Bizim de düşüncemiz Haziran. Haftada 2 maç oynanarak bitirilebilir. Çünkü yeni sezon sıkışacak. Zor bir süreç.

Takımlar yavaş yavaş sahaya inmeye başladılar. Sivasspor ne zaman sahaya çıkacak?

Süreci bilmiyoruz. Zaten sezon başı kampı gibi olacak. Şimdi erken toplayıp antrenmanlara başlarsak, ligler de daha geç başlarsa yine sıkıntı olacak. Futbolcuların üzerinde zaten bir bıkkınlık var. 8 hafta kaldı, iyi programlamak lazım. Bu süreci iyi yöneten takım başarılı olacak. Oyuncuların çoğu yabancı, burada kaldılar. Aileleri ülkelerinde kaldılar. Bu oyuncuların nasıl konsantre olacağı önemli. Oyuncularını her konuda iyi hazırlayan takımlar başarılı olacak.

Sivasspor'un şampiyonluk şansı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz bu takımı kurarken, mütevazi bir kadro kurduk. Kulübün bütçesini zorlamayacak şekilde ve iyi de performans gösterdik. Oyuncularımızda çok iyi. Bu zamana kadar söylediğimiz her şeyi eksiksiz yerine getirdiler, fazlasını verdiler. Antrenmanlarda bir kere mırıldanma olmadı, herkes elinden gelenin en iyisini yaptı. Biz oyuncularımızdan maksimum yararlandık ve inşallah ligi en iyi yerlerde bitireceğiz. Büyük takımlarla bir tek Fenerbahçe maçı kaldı, alt sıralarla oynayacağız. Onlarda can havliyle oynayacak. Dediğim gibi bu süreci iyi yöneten takım başarılı olacak.

Sizi ne zaman bir takımın başında göreceğiz?

Ben başvurumu yaptım. Puanlarımı doldurduğumu düşünüyorum. Pro Lisansı aldığım zaman takım çalıştırmaya başlayacağım.

Türkiye'nin önemli kulüplerinden hem Fenerbahçe'de hem de Galatasaray'da forma giymek nasıl bir duygu?

Anlatması çok zor ama güzel bir duygu. Bir kere herkese nasip olmaz. Her iki takımla da şampiyonluk yaşadım. Çok da uzun yıllar kalabilirdim ama farklı alınan kararlardan dolayı olmadı. Benim için çok büyük bir onurdu. Ben sahaya çıktığım zaman rengim yok. Kimin için oynuyorsam en iyisini yapmaya çalışıyordum. İnsanları bunu gördüğü için sevildim. Biliyorsunuz iki takım arasında gidip gelince sorun olabiliyor ama bende olmadı. Her iki kulübü de çok seviyorum.

Aziz Yıldırım ile aranız nasıldı, anlatabileceğiniz bir anınız var mı?

Aslında çok anı var ama çoğu da anlatılmayacak özel şeyler. Kötü şeyler değil tabi ki. Aziz Başkan Fenerbahçe’yi çok seviyordu. Ne yaparsa Fenerbahçe içindi. Tek zaafı Fenerbahçe. Bunu yaşayarak gördüğüm için iyi bir başkan olduğunu düşünüyorum. Onun döneminde ben 2 defa üst üste şampiyon olduk, sonra Denizli’de kaybettik. Yoksa 3 olacaktı.



Andriy Shevchenko ile olan pozisyon hala çok konuşuluyor. İhale size kaldı sanki.

Andriy Shevchenko ihalesi bana kaldı. Her zaman 4-4-2 oynardık belki de hocamız biraz çekindi 3-5-2 oynadık. Ümit Özat libero oynuyordu. Milan’da çok iyiydi zaten, herkes vardı. Önder Turacı Shevchenko ile adam adama, ben de Gilardino ile adam adamaydın. Maçın içerisinde gelişen pozisyonda Önder kaçırınca oyuncuyu, kadrajda benim kaldığım görsel ortaya çıktı. Maalesef ihale bizim üzerimize kaldı.

Marsilya'ya gerçekleşmeyen bir transfer hikayeniz vardı. O süreçte neler yaşandı?

Biz Marsilya ile anlaştık. Başkanımızla vedalaştım, antrenmanlara çıkmadım. Gidip sağlık kontrollerinden geçip, imzamı atmam kalmıştı bir tek. Biraz da bizim hatamız oldu. Bir iki gün burada oyalandık. O sıra bana da iyi bir para verdiler bonservis olarak 8.5 milyon euro. Gidebilseydim, Türkiye’de ilk olacaktı bu kadar bonservis. Ben oyalanınca bir iki gün, o sıra kulübün başkanı vefat etti. Orada kulübün başkanı aynı zamanda sahibi. Sonra kızı başa geldi. Verilen paralar az buz paralarda değildi. Ondan sonra iş bozuldu. Sağlık kontrollerinden geçsem 4 yıllık imzayı atıyordum. Hatta oradan tercüman bile aramıştı, size ben yardımcı olacağım diye.

Başka kulüplerden de teklif almış mıydınız?

Ben çok fazla teklif adım hem Almanya’dan hem İngiltere’den. Bu kulüpler ülkelerinin köklü kulüpleri. İsim vermiyim. Galatasaray ile 1 yıl daha sözleşmem vardı. Almanya’daki kulüp dedi ki bana “1 yıl daha oyna Galatasaray’da, ondan sonra yapalım transferini, hatta sözleşme yapalım şimdi” teklifinde bulundular ama olmadı. O zamanki şartlar. Çok teklif almıştım. İngiltere’de çok başarılı olacağımı düşünüyordum. Keza Almanya’da da öyle. Benim için güzel bir planlama olacaktı.

EURO 2008'de son dakikalarda attığımız gollerle çok maç kazandık. O ortam nasıl oluştu? Daha ileriye de gidebilirdik.

Bizim arkadaşlığımız çok iyiydi ve biz de çok iyiydik. Biz gerçekten o turnuvada şampiyon olabilirdik. Bazı ufak tefek şeyler vardı. Hakemler, orada Türklerin orada çok başarılı olsun istemiyorlar. Gerçekten. Biz Almanya maçına çıktık. İlk 11’de oynayan 7 oyunumuz yoktu. Cezalıydı. Gereksiz sarı kartlardan doalyı.Ben sakattım ama o takım o kadar iyi oynadı ki Almanya’yı da yenebilirdik. İlk maçımız Portekiz yenildik. İkinci maçımız İsviçre ev sahibi. Berabere kalsak gruptan çıkma şansımız yok. Son dakikada kazandık. Mücadele ediyorduk, istiyorduk, Allah da yardım ediyordu. Çek Cumhuriyeti maçı 2-0 geridesin. İkinci yarı tek kale oynadık, 3-2 çevirdik. Bize de güven geldi. Hırvatistan maçı vardı, bırakmadık penaltılarda kazandık. Bizim maçlarda insanlar son dakikalarda tribünleri terk etmiyordu. “Son sözü Türkler söyler” diye. Çok güzel bir turnuva geçti. Biz finalde İspanya’yı da yenerdik. Gerçekten düşünüyorum bunu ama kısmet.


Fatih Hoca, krizi iyi yöneten bir hoca. Kolay kolay bir Fatih Terim bir Şenol Güneş olamıyorsun. Tecrübe gerekli. 2-0 geride girmişiz Çek Cumhuriyeti maçında soyunma odasına. Bir insan gelir bağırır yani kızar ama kızmadı. Daha farklı daha yapıcı konuştu ve biz tek kale oynadık kazandık. Belki bize bağırsa, maçtan tamamen kopacaktık. Krizi çok iyi yönetiyor hoca, motive ediyor. Maçtan 2-3 gün önce hoca toplantılar yapardı.

Şu anda Milli Takımımızı nasıl buluyorsunuz?

Ben çok başarılı buluyorum. Şenol Hocaya inanılmaz güveniyorum. Hak ediyor gerçekten başarıları. Bu takımımızda gerçekten iyi oyuncular çıkardı Şenol Güneş. Bunun paylaştırmasını da iyi yaptı. Sakatlıklar biraz can sıktı. Avrupa Şampiyonası’nın 2021’e ertelenmesini bizim için şans olarak görüyorum. Umarım sakatlarımız daha iyi döner. Biz turnuva takımıyız. Gruplardan çıkmakta sorun yaşayabiliyoruz ama turnuvalarda başarılıyız.

Eskişehirspor'da da forma giydiniz. Camiayı biliyorsunuz. Şimdi orada da durumlar çok kötü.

Eskişehir her zaman ligde olması gereken takımlardan. Bir futbol şehri. Taraftarı güzel, stadı var, tesisleri var. Futbol için her şey var ama maalesef güzelim takım bu durumlara geldi. Bu sene de küme düşecekler. Gönlüm hiç istemiyor ama bu takımı amatöre kadar düşürürler borçlardan dolayı. Maalesef ve maalesef ki böyle bir denklem var. Kulüp amatöre düşünce bütün borçlar siliniyor. Burada emek sarf edenlerin hakkı yeniyor. Böyle olunca Allah da yardım etmez. Bir şeyler düzgün bir şekilde yönetilmiyor. Amatöre düş sonra bütün borçlar sıfırlandı. Buna bir yaptırım getirilmesi lazım. Mesela benim Mersin’de 1 yıllık alacağım kaldı, sadece benim değil yabancıların, bir sürü insanın kaldı. Sen bu kadar hak yersen, bu kadar emeklerini çalarsan, nasıl başarılı olacaksın, nasıl ligde kalacaksın? Yöneten insanlar doğru yönetmiyorlar, bütçelerine göre hareket etmiyorlar. Ben Sivasspor’da çalışıyorum diye söylemiyorum ama Türkiye’nin en iyi kulüplerinden birisi. İnanılmaz şekilde iyi yönetiliyor. Bütçeye göre hareket ediyorlar. Böyle örnekleri, örnek almak lazım. Yazık değil mi Eskişehirspor’a. Her zaman ligde izlemek isterdim. Aranılacak her şey var.

Mersin İdman Yurdu'nda oynarken, Ümit Özat sizi neden kadro dışı bıraktı?

Doğruları söylemek boynumuzun borcu. Ümit hoca geldiğinde ben sakattım zaten. Takımla çalışamıyordum. Şimdi biz kazandığımız maçlardan sonra personellere prim veriyoruz. Bu da tamamen bizim kendi inisiyatifimiz, oyuncuların kararı. Ben kendi alacağımdan feragat ediyorum. O gün maçta 20 kişi vardıysa, 20 kişi primlerinden yüzde 10’unu personellere veriyordu. Bazı kulüplerde 60 kişi olur, bazılarında 120 kişi olur. Gittiğim bütün takımlarda vardı bu. Kesintiler yaparak dağıtıyorduk, çok da güzel oluyordu. Hem onların ihtiyacı oluyordu hem bizim işimiz rast gidiyordu hem güzel bir ortam oluşuyordu. Sonuçta insanların geçinmesi çok zor ve kulüpten alacakları para yetmiyordu. Hasta çocuğu olan var, nüfusu çok olan var. Para yetmiyordu. Bizde oynadığımız her kulüpte bu anlamda destek oluyorduk.

Kayserispor ile oynadık ve kazandık. Ben sakattım oynamadım ama takım kaptanı olduğum için hocanın odasına çıktım. Primleri personele dağıtmak için. Ümit hocada ‘Oyunculara primleri ben dağıtacağım’ demiş. Şimdi ben bir teknik direktörün bu primlere karışmasını doğru bulmuyorum. İnsanlar farklı konuşabilirler ama bu onun takdiri. Kulüpte çalışan masör, fizyoterapist arkadaşlarımız vardı. Onların sözleşmesinde yüzde 20 yazıyor prim olarak. Bu kendi kafasına göre mesela yüzde 10 prim verdi. Ben de hocanın odasındayım. Arkadaşlar geldi, “Bizim sözleşmemizde yüzde 20 yazıyordu” diye. O da beğenmiyorsanız gidin tarzında adamları kovdu. Sonra bizim tartışmamız orada başladı. Neden böyle yapıyorsun gibi. Sonra personellere prim dağıtacağım için “Ben personellere prim vermiyorum” deyince tartıştık. Sonuçta senin haddine değil ki. Bu bizim paramız. Mesela de ki ‘Size primlerinizi performansa göre vereceğim, Servet sana da şu düşüyor’ bunu demeye bile hakkı yok ama hadi ‘dedi’ diyelim. Senin bizim verdiğimiz paralara karışma hakkın yok. Benim aldığım primden dağıttığıma karışamazsın. Öyle bir tartışma yaşanınca beni kadro dışı bıraktı. Ben kimsenin hakkını kolay kolay kimseye yedirmem.

Eskişehirspor'da oynarken Trabzonspor'a attığın gol hala akıllarda.

Aslında böyle çıkışlar hoşuma gidiyor, antrenmanlarda da yapıyordum. 2-0 öndeydik, onun verdiği rahatlıkla çıkayım dedim, alanı da boş budum. Bi gidelim bakalım dedim Allah’a emanet. Allah’da yardım etti. Gol oldu. Benim için güzel bir hatıra oldu.

Futbolculuk
döneminde idol aldığın oyuncular var mıydı?

Hayır yoktu kesinlikle. Beğendiğim topçular vardı. Nesta, Maldini gibi ama onlarda farklıydım. Ben kendi becerilerimin üstüne bir şeyler katmaya çalıştım.

Ligde en çok beğendiğiniz oyuncu kim?

Bu çok zoru soru oldu. Cevap vereceğim, sonra unuttuklarımız olacak. O yüzden cevap vermeyeyim bu soruya.

Atmosferinden etkilendiğiniz bir stat oldu mu?

Real Madrid’in, Manchester’ın, Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin, Galatasaray'ın Trabzonspor’un, Eskişehir’in, Göztepe’nin aslında çok var. Taraftarı iyi olan her yer.

Sizi rakip olarak en çok zorlayan oyuncu kimdi?

Samim cevap vereyim. İyi oynayan oyunculara karşı ben de iyi oynamışımdır. En çok zorlandığımız maçlar Türkiye Kupası maçları olurdu. Konsantre az. Konsantre olduğum zaman gerisi önemli değil.


#Servet Çetin
#Sivasspor
#Galatasaray
#Fenerbahçe
#Marsilya
4 yıl önce