Türk Halk Müziği programları, özellikle son yıllarda hem kültür hem de eğlence içerikli olması nedeniyle izleyicilerin en rağbet ettiği programların başında geliyor. STV'de yayınlanan ve izleyici istekleri doğrultusunda eserlerin seslendirildiği Gecenin Türküsü de sevilen programlar arasında. THM'nin genç sanatçısı Uğur Murathan'ın sunduğu programda genç sanatçı, Anadolu'nun duru ve yaşanılmış eserlerini Anadolu kokan yorumuyla izleyicisine ulaştırıyor.
Sanatın bir ticaret kapısı olarak değerlendirildiği ve medyanın iki-üç türkü okuyanı türkücü diye empoze ettiği bir ortamdan, diğer sanatçılar gibi Uğur Murathan da rahatsızlık duyuyor. Ancak o, yine de son dönemde birçok sanatçı ve grubun halk müziğine yönelmesinin türkülerin yaygınlaşması için yararlı olduğunu düşünüyor. Son dönemlerde bazı grup ve sanatçıların türküleri rock tarzda söylemelerinin de fazla karşısında olmadığını belirten Murathan, "Ben türkü söyleyen herkesi seviyorum" şeklinde konuşuyor.
Herkes otantik olamaz
THM'nin genel şahsiyeti ve karakteri olan "tavır" konusundaki tartışmaların akademik bir konu olduğunu belirten Murathan, bu noktada fazla kuralcı olmadığını söylüyor. Her türkü söyleyenin "yöresel tavır"a uymasının imkansız olduğunu kaydeden Murathan: "Ben Neşet Ertaş ve Celal Güzelses gibi ustaları taklit ediyorum ancak, onlar gibi söyleyemem. Bir bozlağı Neşet Ertaş gibi okumam imkansız. Türkü söyleyen herkes otantik olamaz" diyor.
Önce birikim, sonra kaset
Yorumculuğun yanında beste ve aranjörlük de yapan Murathan'ın beste verdiği kişiler arasında Ebru Yaşar, Ezgi Mert ve Burhan Çaçan gibi ünlüler de yer alıyor. Genç türkücü, şimdiye kadar kaset çıkarmamasını ise, "Müzikte yaptığım çalışmaların kalıcı olmasını istediğim için şimdiye kadar birikimimi artırdım. Kolaycılığa kaçmadım" şeklinde açıklıyor. Artık çalışmalara başladığını ve önümüzdeki aylarda kasetinin çıkacağının müjdesini veren sanatçı, "THM'ye bir iki türkü veya türkü formatında eser kazandırabilirsem ne mutlu bana" diyor.
SEYRİ ŞAHANESeyri Şahane
Burası Türkiye
102 Milyon yarışmasına katılan Eda Çakı ve Hasan Hacıosmanoğlu iki haftayı geride bıraktığımız şu günlerde dişlerini sıkarak ay sonunu getirmeye çalışırken, Hasan Hacıosmanoğlu'nun ailesi, 25 milyar ve son model bir otomobilin kendi çocuklarına kalması için diğer yarışmacı Eda üzerinde baskı kurmaya başlamış. Söylentilere göre Karadenizli aile yarışmadan çekilmesi için Eda'yı tehdit ediyormuş. Bize de böylesi yakışırdı öyle değil mi? Bu yarışma Amerika'da yayınlansa, böyle bir şeyin meydana gelmesi mümkün olabilir miydi? Eeee, komik asgari ücretler de Türkiye'de, bu türlü kazanma yöntemleri de...
