|
Cici demokrasi

Solun 40 yıllık saplantısı. "Sandıksal demokrasi." Ya da

"Cici demokrasi."

Milli iradeye inançsızlıktı bu.

Seçimle gelen iktidarları tanımamaktı…

En son Sabih Kanadoğlu"ndan işitmiştik.

367 Sabih canım.

2007"de Abdullah Gül"ün cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde söylemişti.

Meclis"te iki tur seçimler yapılmış, bu arada Anayasa Mahkemesi"nden 367 darbesi yenmişti.

Mimar ve Mühendis Odaları, Ahmet Necdet Sezer"in onur konuğu olduğu gecede, demokrasinin canına okuyan Sabih Kanadoğlu"na, "Demokrasi ödülü" veriyordu.

367 Sabih orada yaptığı konuşmada, Türkiye"de sandık demokrasisinin hüküm sürdüğünü belirterek, "Sandıkta çıkmanın her şeyi yapmaya yeterli olduğu sanılıyor. Bu demokrasi değildir. Bunun adı Alaturka demokrasisidir" demişti.

Çünkü o kafaya göre,

Seçilmişlerin ortakları vardı.

Yüksek yargı.

Asker

Büyük sermaye.

Seçilmişlerin görev alanı belliydi.

Onlar yol yapacak, su getirecek.

Fabrika bacası tüttürecek.

Ama Cumhurbaşkanı seçilmeyeceklerdi.

Cumhurbaşkanı işini askere ve yüksek yargıya danışacaklardı.

Sabih Kanadoğlu o sözleri 367 kararıyla Cumhurbaşkanı olması engellenen, 22 Temmuz seçimlerinden sonra Milletin Çankaya"ya çıkardığı Abdullah Gül"e karşı söylemişti.

O gün Abdullah Gül"ün cumhurbaşkanlığını engellemek için Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen, 367 kararını çıkartan ve askere muhtıra verdirenler şu günlerde Abdullah Gül"ü pek sever oldular.

Nereye gitsek, hangi zeminde konuşsak, Cumhurbaşkanı Gül"ün, "Demokrasi sadece sandık değildir" sözünü karşımıza çıkarıyorlar.

Bir dönemler Sabih Kanadoğlu"nun Abdullah Gül"ün cumhurbaşkanlığını engellemek için söylediği sözü.

Kendisi bir demokrasi mücadelesinin sonucunda Çankaya"ya oturan Cumhurbaşkanı Gül"ün niyetinin ne olduğunu izah etmeye kalkışmayacağım.

İleri demokrasiden, katılımcılıktan, sivil topluma duyarlılıktan söz etti gibi tevillere girmeyeceğim.

Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı"nın böylesine kritik bir ortamda bunu hangi maksatla söylediğini bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum.

Bu ülkede seçilmişlerin önü demokrasiye inanmayan yarı aydınlar tarafından hep, "Demokrasi sadece sandık değildir" sözleriyle kesildi.

Bu bir söz değil.

Türkiye"nin darbelerle, muhtıralarla, ara rejimlerle malul olan Türk demokrasisinin tarihi.

12 Mart öncesinde Doğan Avcıoğlu"nun liderliğini yaptığı ve 9 Mart"ta tasfiye edilen YÖN"cü aydınlar, askerlerle darbe planları yaparken bir yandan da, "Cici Demokrasi" ve "Sandıksal Demokrasi" diye demokrasiyi hafife alıyorlardı.

Onlara göre, "Asker-gençlik el ele milli demokratik devrime"ydi.

Hasan Cemal, "Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım" isimli kitabında bakın nasıl anlatıyor o zihniyeti.

"Türkiye bir sabah vakti tank sesiyle uyanacaktı. Askerin darbesi, parlamentoyla partilerin kapısına kilit vuracaktı. Böylece, "Cici demokrasi" tarihin çöp tenekesine atılmış olacaktı. "Asker-sivil aydın zümre" ittifakı ile darbeden devrime uzanan bir süreç işlemeye başlayacaktı."

Sandıksal demokrasi diyenler aynı zamanda, "Çobanın oyuyla benim oyum bir mi olacak" diyen manken kafasıydı.

Hasolarla, Memolarla eşit olmak istemeyen seçkinci zihniyetti.

O yüzden 14 mayıs 1950"de DP seçimlere, "Yeter söz milletindir" sloganıyla girdi.

Çünkü bu son söz sahibi kimin olacağı kavgasıydı.

Milletin mi, yoksa millete rağmen tepemize binen güç odaklarının mı?

O yüzden 14 Mayıs"a, "Beyaz devrim" denildi.

Ya da "Halk ihtilali"

Bu milletin tek bir gücü oldu.

Sandık.

Tek parti zihniyetine, Milli şef devrine, "Sandıksal demokrasi" ile son verdi bu millet.

14 Mayıs"ta milli irade yine bu sandıktan aldığı güçlü, bir devri kapatıp, yeni bir devir açtı.

27 Mayıs"ta devrilen Menderes"in hesabını sandıkta gördük biz.

28 Şubat"la hesaplaşmamızı da sandıkta yaptık.

Abdullah Gül"ün cumhurbaşkanı seçilmesi engellendiğinde de, kördüğümü yine sandıkla çözdük.

Sandığa ulaşamadığımız zamanlarda, darbelerle; muhtıralarla milli iradenin önünü kestiler.

Ama ne zaman ki milletin eli sandığa değdi, onlar kaybetti, milli irade kazandı.

11 yıl önce
Cici demokrasi
Şartların köpüğü…
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!