|
Davutoğlu ile Umman"da

Ankara"dan sabah erken saatlerde hareket ettiğimizde hava sıcaklığı 4 dereceydi.

Umman"ın başkenti Muscat"a indiğimizde termometreler 31 dereceyi gösteriyordu.

Uçakla Muş-Hakkari koridorundan geçerken tepelerde kar vardı. Umman"a indiğimizde ise insanlar klimalı yerleri seçiyorlar ve dışarıdaysa gölgede durmaya özen gösteriyordu.

Hem sıcak hem nem vardı.

Aslında Körfez"e geldiğinizde en iyi mevsimlerden biri. Yaz ortasında Körfez sıcağını yaşayanlar için bu anlattıklarım tebessüm ettirecek cinsten gözlemler olsa gerek.

Kaldığımız, "Bustan Place"nin havuzunda yüzenler vardı. Güneşlenmeyi pek tercih etmiyorlardı çünkü zaten güneş bol ve serinlemek için havuza giriyorlardı. Denizi de temizdi ama öğle saatlerinde gireni pek görmedim.

4 saatlik bir uçuştan sonra geldik Umman"a.

Yeşil kubbeli minareleri olan camilerin arasından geçip, Ortadoğu mimarisine özgü beyaz yapılı evlerin arasındaki geniş otobanlardan geçtik. Körfez mimarisi demedim. Çünkü Dubai"nin başdöndürücü gökdelenlerinden burada eser yok.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile geldik Umman"a. Siz bu satırları okurken biz Kuveyt"te olacağız. Davutoğlu, Londra"daki toplantıdan bir gece önce dönmüştü. Onun sabahı yola çıktık ve 4 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra ulaştık Umman"a. Dışişleri Bakanı bizi uçağın kapısında karşıladı. Bürokratlar alışkın da biz bu tür karşılamalarda şaşırıyoruz. Tabii her zaman yaptığımız gibi protokol sırasının arkasından dolaştık. Tabii 4 saatlik uçak yolculuğunun bir bölümünde Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile konuştuk. Soru-cevap yaptık. Bazı bölümlerde ise sohbet etmeyi tercih ettik.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan"a yönelik saldırıyı da konuştuk, Suriye"yi de...Davutoğlu"nun açıklamalarını haber sütunlarımızda göreceksiniz ama Davutoğlu da bunun rastgele bir iş olduğunu düşünmüyor. Türkiye"ye yönelik psikolojik bir savaş olduğu kanaatinde. Psikolojik savaşa en çok maruz kalan isimlerden biri olduğu için bu tespiti normal. Birinci sırada Başbakan Erdoğan varsa ikinci sırada Davutoğlu geliyor. Hakan Fidan ilk üçe giren isimlerden.

Başbakan"ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan"ın dediği gibi burada esas hedef, "Şah yani Erdoğan"'' zaten satrançta da esas hedef Şah"ı yemek değil mi? Ama şahı yemek için önce kaleyi, fili, atı, veziri oyun dışına itmek gerekiyor. Benim gibi acemilerin yaptığı ise çoban matı.

Suriye konusunda ise ihtiyatlı bir havada gördüm Davutoğlu"nu. Londra"da alınan kararları çok önemsiyor. Esed"siz bir geçiş yönetimi kurulmasını çözümün başlangıç noktası olarak görüyor ama bunca deneyimden sonra ihtiyatı da elden bırakmıyor.

Ama Esed"in "Yeniden aday olacağım" şeklindeki açıklamalarını ise "tiyatro" olarak nitelendiriyor ve dünyanın buna izin vermeyeceğine inanıyor. Gerçi bu dünya nelere izin vermedi ki; 120 bin insanın katili olan Esed de bu şımarıklıkla çıkıp,"Nobel ödülü bana verilmeli" dedi. Bence de haklı. Bir eksiği o kaldı zaten.

Peki bunca sözden sonra biz neden Körfez"deyiz.

Mısır"daki darbe bölgenin ayarlarını bozdu. Müslüman Kardeşler"in seçimlerle iktidara gelmesi en çok Körfez emirliklerini ve Arap krallarını rahatsız etti. Hem Müslüman, hem Arap hem de seçimle gelmiş bir Mursi modeli. Bu onlar için tehlike işareti demek. Zaten Mursi"nin seçildiği günden bu yana da onu devirmek için çalıştılar. Mısır"daki darbenin arkasında Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan vardı. Daha doğrusu Amerika ihaleyi onlara yıkmıştı.

Bu elbette ki bizim ilişkilerimizi de etkiledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Körfez"in iki önemli ülkesini ziyaret ederek, bayrak gösteriyor. Aynı zamanda BAE"nin tüm Körfez ülkeleri adına konuşmasının önüne geçiyor. Tüm körfez ülkeleri darbeyi destekliyor gibi bir algının önüne geçmeye çalışıyor. Tabii bir de Türkiye ile bu ülkelerin ilişkileri söz konusu.

Diplomasi böyle bir şey işte. Hakkari"nin tepesinde kar, Umman"da ise sıcak denizler var.

Bizim payımıza da bazen kar, bora, fırtına bazen de sıcak denizler düşüyor.

11 yıl önce
Davutoğlu ile Umman"da
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon