Daha önce gittiğimde Enver Sedat"ın suikasta uğradığı meydanı görmek istemiştik.
Islak bir Mısır akşamında geçmiştik meydandan.
Bu kez Tahrir"i görmek istedim. Öyle güçlü bir istekti ki bu, gece geçtiğimiz meydanı gündüz gezebilmek için Başbakan"ın programından ayrılma gereği duyduk.
Tahrir"e bakarken bunu düşündüm.
Ben ve benim gibi Mısır"a gelen herkesin öncelikle görmek istediği Tahrir aslında bir sembol. Sadece Arap uyanışının sembolü değil o, Camp David"le getirilen eski düzenin mezara gömüldüğünün bir simgesi.
Yeni bir Mısır ve yeni bir Ortadoğu olduğunun sembolü.
Ve yine gördük ki, yeni Mısır"da ve yeni Ortadoğu"da artık Tahrir düzeni hakim olacak.
Hazreti Üstad"ın dediği gibi, "Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal."
Ve yine gördük ki, Tahrir"in kalbinin ta orta yerinde Türkiye"ye ayrılmış ayrı bir bölüm var.
Başbakan Erdoğan"ın 2 günlük gezisi kapsamında Mısır"daydım.
Hangi yetkili söz aldıysa, "Yeni Mısır" için verdiğimiz destekten dolayı Türkiye"ye teşekkür etti.
Kimi, "Hüsnü Mübarek"e çekilmesi için ilk çağrıyı yaptığı için Başbakan Erdoğan"a teşekkür ediyoruz. O bizim için bir kahramandır" dedi.
Hangi yetkili söz aldıysa, "Devrimden sonra Mısır"ı ilk ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu, onu hiçbir zaman unutmayacağız" dedi.
"Yeni Mısır"ı ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu. Onu unutmadık" diye ilave ettiler.
Türk-Mısır Ortak İş Konseyi toplantısında Mısır Sanayi ve Dış Ticaret Bakanı Mahmut Eisa kürsüye çıktı ve "Kahire Üniversitesi"ndeki konuşma da göstermiştir ki, Erdoğan aynı zamanda bölgenin de lideridir" dedi.
Anadolu Ajansı"nın Arapça yayın yapacak bölge temsilciliğinin açılışında Mısır Enformasyon Bakanı Salah Abdullah Maksut konuşmasına, "Büyük İslam lideri, büyük başkan Erdoğan" diye başladı.
İki günlük Mısır gezisinde Başbakan Erdoğan"la birlikteydik.
İsrail"in Gazze"ye saldırısı ve 8 bakanla yapılan Mısır çıkarması nedeniyle yoğun bir programdı. Biz bir koşturduysak Başbakan bunun beş katı. Heyetler, müzakereler, konuşmalar, mesajlar…
Mısır gezisi dönüşünde sohbet ederken Başbakan"a dikkat ettim. Bu yoğunluğa rağmen yorgun değildi. Onu dinç tutan verdiği mesajlardı. Hem Kahire Üniversitesi"nde hem de İş Konseyi"nde İsrail"e yönelik uyarıları bölgede ve uluslararası zeminlerde çok geniş bir yankı uyandırmıştı.
Kahire Üniversitesi"nde İsrail"e, "Er geç bunun hesabı sorulacak" demişti Başbakan. İş Konseyi"nde ise, Netenyahu"ya, "Bilesin ki 2012"nin şartları 2008"in şartları gibi değildir" diye seslenip, "Hesabını iyi yap" diye uyarmıştı.
Uçakta sohbet ederken Başbakan Erdoğan"a, "Bu sözleriniz İsrail"e yönelik bir tehdit mi yoksa uyarı mı?" diye sorduk. "Tehdit değil, uyarı" dedi. Aslında sadece İsrail"i uyarmadı Başbakan. Bölgesel ve uluslararası sistemleri sorgulayan, İsrail"den Arap Ligi"ne kadar uzanan yelpazede etkisiz ve yetkisiz sistemleri sarsan bir çıkış yaptı.
Sanki Kahire bir minber oldu. Oradan insanlığa ve İslam dünyasına hitabet etti Başbakan.
ABD ve İsrail"e, "Sizin kurduğunuz Camp David düzeni yıkıldı. Bunu anlayın" dedi.
Arap Ligi"ne ve İslam Kalkınma Teşkilatına, "Kafanı soktuğun kumdan çıkar. Artık göstermelik toplantılarınla bir sonuç alamadığın gibi komik oluyorsun. Ya kendine çeki düzen ver ya da çekil" dedi.
Osmanlı"nın parçalanmasından bu yana İslam dünyasında 100 yıllık bir fetret dönemi yaşandı. Arap uyanışı aslında yönetimlerin devrilmesi değil, İslam dünyasının yüz yıllık uykusundan uyanışının adıydı.
İçinden yeni diktatörler çıkarmayan ve bir lideri olmayan hareketti Arap uyanışı.
Fransız Devrimi"nden sonraki insanlığın yaşadığı en önemli devrimdi.
Liderinin Ortadoğu halkları olduğu, simgesinin Tahrir, modelinin ise Türkiye olduğu bir uyanıştı o.
Başbakan Erdoğan ise Ortadoğu"nun aklı olan Mısır"dan, insanlığın vicdanı olan Gazze üzerinden insanlığa aklına seslendi.
Dedi ki, eski dünya düzeniniz bitti.
İslam dünyasına da dönüp, üzerinize serpili ölü toprağınızdan silkinin diye seslendi.
Başbakan eski dünya düzeninin bittiğini, yeni dünya düzeninin kurulduğunu ilan eden bir sözcü gibiydi.
