Önce gümbür gümbür bir ses duyuluyor.

Ardından Kürtçe Rap başlıyor.

Gençler olduğu yerde oynamaya başlıyor.

Ji bo Welate me, Ji bo Gele me

Ji bo Batman''e me, Ji bo Ak Parti''ye

Mehmet Şimşek, Yani,

Türkçesi Memleketimiz için

Halkımız için, Batmanımız için

AK Parti için Mehmet ŞİMŞEK

Diyor.

Kürtçe kasetlerin esrar, eroin gibi yasaklandığı devirlerden, seçim çalışmasının Kürtçe yapılabildiği dönemlere geldik.

Olması gereken buydu.

Bu ülkeyi birlikte kurduk. Kim kime ne lütfediyor?

Ancak insaflı olmalı ve bazı gerçekleri de görmeliyiz.

Alınan mesafe yeterli değil, ama bir ilerleme sağlandığı da gerçek.

Bu nokta çok önemli.

Çünkü daha aşmamız gereken çok engel var.

Yürümemiz gereken uzun bir yol var. Hem bu yol, ne AK Parti''nin duble yoluna benziyor ne de otoban.

Bu yol mayınlarla dolu.

Ancak birileri sistemle kavga edip, her türlü ithamı göze alıp, bölücülük yaftasından korkmayıp Ferhat misali dağları delerken, Kürt halkının siyasi temsilcisi olduğu iddiasındaki BDP, yollara yeni mayınlar döşüyor.

Başbakan Erdoğan Batman''da konuşurken, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek''le sohbet ediyoruz.

"Her sabah arabamın camlarını yeniden taktırıyorum.

Her sabah seçim büromun camlarını yeniden taktırıyorum" diyor.

Adının başında, "barış" olan bir parti bunu yapar mı? Ağzını açınca haktan özgürlükten söz eden insanlar, kendilerinin dışındakilere bölgeye dar etmek için uğraşır mı?

Bunu yaparsa barış dediği, özgürlük dediği zaman devlet teröründen yakındığında inandırıcılığı olur mu?

Olmuyor.

Bölgede PKK çizgisi dışında siyaset yapanlar bu baskıyı iliklerine kemiklerine kadar hissediyorlar.

Diyarbakır''da bir Kürt kardeşimiz bana," referandumda abdestimi alıp öyle gittim oy vermeye" demişti. "hayırlı bir oy kullanacağın diye mi abdest aldın" diye sorduğumda," Ölümü göze alıp gittik sandık başına. Gitmek var dönmemek vardı"

Bu mu barış?

Mehmet Şimşek benzer bir durumun seçim kampanyası sırasında yaşandığını anlattı.

Bunun tek bir adı var; PKK faşizmi.

Manisa''da Kürtçe müziklerin çaldığı araçlarla kampanya yürüten BDP adayı sempatiyle karşılanırken, Kefreli bir Kürt olan Mehmet Şimşek, Batman''da seçim kampanyası yapmakta zorlanıyorsa, bu durumu görmemiz lazım.

Şırnak''ın tek bir caddesi var. Şırnaklılar ona, "Mecburiyet Caddesi" diyorlar. Her gün birkaç kez onun altından gelip geçiyorlar. O caddenin tam ortasında devasa bir tak var. Onun üzerinde de, "Ne Mutlu Türküm diyene" yazıyor. Türk olmaktan rahatsızlık duyan bir cibilliyete sahip değilim. Ancak kürdün tepesine Türk yazmakla Kürt mutlu olmuyor. Yıllarca o yazının altında gidip geliyor Şırnaklılar. Ama şimdiye kadar mutlu bir Türk olamadılar.

Mardin''in dağlarına, Van''ın tepelerine "Ne mutlu Türküm diyene" yazmakla kimsenin Türk olmadığı gibi.

Cenab-ı Hak hepsini birer ayet olarak yaratmış. Haşa Allah''ın

ayetlerini mi değiştireceğiz?

O zaman bu zihniyeti terk edeceğiz.

Onun da çok uzak olmadığını hissettim.

O yazı orada durduğu sürece bu ülkede "Kürt sorunu" devam ediyor demektir.

Şırnak-Batman gezisi dönüşünde uçakta Başbakan Erdoğan''la bir süre sohbet ettik.

Bölgeyi iyi bilen bir meslektaşımız, Şırnak meydanında Ali''nin Fatma''nın ismini sıralayan Başbakan''a, "Niye Berivan, Rojin" gibi bölgeyi çağrıştıran isimleri de saymadınız?" diye sordu.

"Saydıklarım Türkiye ortalamasını yansıtan isimler. Her bölgede konulan isimler. Ben her bölgenin hoşuna gidecek konuşma yapmıyorum. Hakkari''de neyi söylüyorsam, Edirne''de de onu söylüyorum" dedi.

Sonra ekledi, "Ben her ilde başka bir şey söyleyen adam değilim. Benim adım Kemal değil. Benim adım Recep Tayyip Erdoğan"

Yasaklarla mücadeleye devam edeceğiz.

Niçin?

Türkçesi- Memleketimiz için

Kürtçesi- Ji bo Welate me

Ötesi var mı?

Sonra eliyle caddeyi işaret ediyor.

Gelip şu köşeye 13 yaşında iki çocuk duruyor," Kepenkleri kapatın diyor. Kepenkler kapanıyor"

MHP''de bu seçimlerde "RAP"i seçti. Kimi zaman Mehter-Rap karışımına dönen.