|
Abiler, Allende"ye bakalım!

Oturmuşum kuytuda Marquez okuyorum..

"Şili''de Gizlice"yi Miguel Littin''i anlatır.. Gerçek bir öykü bu..

Sinema yönetmeni Littin, Diktatör Pinochet''in kara listesindeymiş.

Kılpayı kurtulmuş ölümden..

12 yıl sürgünde yaşamış..

Tebdil-i kıyafet etmiş, sahte pasaportla Şiliye girmiş..

Otuzbin metrelik belgesel çekmiş..

Şili''de diktatörlüğü görüntülemiş..

Pinochet''in Sarayı''nda bile çekim yapmış..

"Pinochet''in arkasına upuzun eşek kuyruğu tak baba" demiş çocukları.

O da takmış..

Otuzbin metrelik film..

* * *

General Pinochet, Şili Başkanı Allende''yi öldürttü..

Ama ondan kalan izleri yok edemedi..

Allende''yi de varoşlar taşımış iktidara..

Ülkesinin her metrekaresini gezmiş..

İnsanının geleneklerini, düşlerini, hayal kırıklıklarını öğrenmiş..

Seçim kampanyalarını evlerde, insanlarla sıcak, dolaysız ilişkiye girerek yürütmüş.

"Ülke içinde yaptığımız uzun yolculuklar boyunca Allende''nin kendinden iz bırakmadığı bir tek yer bile çıkmadı karşımıza" diyordu Miguel..

Peki ne istiyormuş Şili''liler?

"Bizim istediğimiz, başımızı sokacağımız bir ev ya da yiyecek ekmeğimizin olması değil. Bizim onurumuzu geri versinler yeter.

Bizim onlardan tek istediğimiz, bizden aldıklarını geri vermeleri:

Hayatımız üzerinde söz sahibi olmak istiyoruz."

Allende buydu, halkının adamıydı..

Tanıdık geldi, değil mi?

* * *

Falan partide kazanlar kaldırılmışken..

Gelin biraz hasbihal edelim..

Abiler, liderlik bir uzun koşudur..

Kongre dalavereleriyle, delege el enseleriyle lider olunmaz..

Eleştirelim, ama hakkını da teslim edelim..

Deniz Baykal liderlik koltuğuna oturmak için yirmi yıldan fazla bekledi..

Başbakan Erdoğan''ı alalım..

Yirmili yaşlarından itibaren koşuyor o da..

Bir sorun bakalım, kaç bin kilometre yapmış..

Yetmemiş, hapis yatmış..

"Aldırma Reis" şiirleriyle halelenmiş..

Size anlatsın bir avuç gökyüzünü avuçlarının arasına alırken neler düşündüğünü..

İlaç kokulu çayını içerken..

Daracık koğuşunda..

* * *

Abiler, liderlik kitaplardan öğrenilmez..

Bu ülkeyi karış karış gezeceksiniz..

Siz aldırmayın tuzu kuruların "göbeğini kaşıyan adam" teranelerine..

Köylünün sofrasına oturacak, ayranını

içeceksiniz..

Halayına katılacaksınız, semahına döneceksiniz..

İşçinin isli elini sıkacak, esnafın tasasını anlayacaksınız..

Yalın ayaklı çocukların başını okşayacaksınız..

Diyarbakırlı Bahtiyar''ı da dinleyeceksiniz, tütün toplayan kızları da.

Şadırvanlarda Mümin abi''ye bir "Selamün aleyküm" çakacaksınız..

Okumamış, ama irfan sahibi..

Fakir ama hikmet küpü..

Dizlerinizi kırıp dinleyeceksiniz Anadolu''nun bu has insanlarını.

Bakın, o çok uzağınızda duran iktidar size ne kadar yaklaşıyor..

Yapın, göreceksiniz..

Yapmazsanız..

Nah alırsınız!

Yüksel Yalova''ya ''İhsan Paşalık'' uyar mı?

Sarıkamış filme çekiliyormuş. Şimdiye kadar beş on film yapılmalıydı zaten. Halkın belleğindeki izleri hala dipdiri.. Soğuktan buz tutmuş, birbirine yaslanmış şehitlerin görüntülerini kim unutabilir? Kimse çıkıp da "Neden filme almıyoruz" demedi. Gençler son birkaç yıldır biliyor Allahuekber Dağları''nda neler olup bittiğinden. Sarıkamış hep ağıtlarda, türkülerde kaldı.. Onuncu Yıl Marşı çığırmaktan sıra gelmedi. Oysa ne ocaklar söndü, ne bebeler öksüz kaldı, ne kadınlar dul..

Filmin adı "Sarıkamış Beyaz Hüzün" olacakmış.. Başrolde Özcan Deniz oynayacakmış. Ailesinden Sarıkamış''ta şehit düşenler varmış. Yani Özcan Deniz''in vefa borcu, bu film.. Hepimiz gibi. Fikret Kuşkan, Güven Kıraç, Altan Erkekli gibi usta oyuncular da yer alacakmış. Bu iyi.

Sinema filmlerinde, oyunculuktan gelmeyen şöhretleri oynatmak moda oldu.. Televizyon dizileri falan tamam, ama Sarıkamış gibi belgesel bir filmde daha özenli davranmak gerekmez mi? Ne alakası var eski bakan Yüksel Yalova''nın oyunculukla? Hem de Ali İhsan Sabis Paşa''yı oynayacakmış.. Siması falan da benzemez.. Paşa''nın hatıralarını, Sarıkamış notlarını defalarca okumuş biri olarak diyorum ki, bu rol için Tuncel Kurtiz biçilmiş kaftan.. İlla Yalova''ya rol vermek istiyorsanız, Alay doktoru olarak iyi yüz verir.. Bir daha düşünün.

Fettan bir kadın uğruna..

CHP''de ''genel başkanlık'' koltuğu fettan bir kadın gibi şu aralar..

Taliplisi çok..

Bu evlilik ne gün bitecek diye pusuda bekleyenler var..

Yolda yürürken bir mendil düşürse şöylemesine diye umutlananlar..

Evin hizmetçisiyle mektup göndermesini bekleyenler mi…

Şöyle pencereye çıkıp işmar etmesini umanlar mı..

Göz süzdürenler mi dersiniz, bıyık burkanlar mı?

Saçlarını jöleleyenler mi, manikür pedikür yaptıranlar mı dersiniz,

ne ararsanız işte.

Balkonun altında arya okuyanlar..

Eline sazı alıp "Gözleri fettan güzel"i çığıranlar da var..

Hani Müslim Baba söylerdi yana yakıla..

"Dağlar ağardı kardan/Haber gelmedi yardan/Ya gel ya mektup gönder/Kurtar beni bu dardan.

Gözleri var karadan/Haktır bizi yaradan/Bir gün seni

görenler/Başın almaz beladan..

Durum fena yani..

il y a 17 ans
Abiler, Allende"ye bakalım!
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?