|
Ağır çek kürekleri mehtap uyanmasın..

Şu bendeki tarih takıntısı yok mu, yine başıma iş açtı sevgili okurlar. "Palavradan tarih olur mu?" başlıklı yazımı hatırlarsanız, kulaktan dolma, uydurma, doğrulanmamış bilgilerden tarih kurma çabalarına değinmiştim. Yanlış bilgi gördün mü dayanamıyorum, bu da benim kusurum işte.

Geçen birkaç gazetede Hollanda''nın kurucusu Willem van Oranje''nin 1582''de Müslüman olduğuna ilişkin bir haberi okuduğumda içime bir kurt düştü. Haberin kaynağı Hollandalı tarihçi Tjalling Wenselaar''in "Leiden Üniversitesi''nde hazırladığı doktora teziydi güya. Wenselaar''ın Hollanda Ulusal Arşivi''nde yaptığı araştırmaya göre Oranje, Kuzey Afrikalı Müslümanların halifesi konumundaki Abdül Ebu Uzrim ile yaptığı görüşmeler sonucunda "kelime-i şahadet" getirmiş, ismini de "Yusuf İbrahim" olarak değiştirmişti.

Peki Oranje''nin Müslüman olduğunu niçin şimdi öğreniyoruz? Çünkü Hollandalılar gerçeği sakladılar. Lakin gizli tarihe burnunu sokuveren haşarı tarihçi Wenselaar bu gerçeği tak diye ortaya çıkartıverdi.

"Zaman" gazetesi bu iddiayı gerçek gibi vermiş, sorgulamamış bile. Hatta Hollanda''da bir Türk derneğinin başkanı bu müjdeli haberin Hollandalı gurbetçiler açısından önemli olduğunu falan yumurtlamış. Bizim gazete (Yeni Şafak) çok şükür bu haberi çook kısa geçmiş, sadece ''iddia'' olarak yer vermiş.

Peki işin aslı neydi? İşin aslı faslı yok arkadaşlar, tümüyle palavra.. Ne Hollanda''da ne de başka bir ülkede Tjalling Wenselaar diye bir tarihçi yok. "Lanet olsun şu içimdeki tarih sevgisine" diyerek düştüm yollara. Yollara dediysem öyle hadis alimlerinin tek bir hadisin doğruluğunu araştırmak için deveyle aylar sürecek bir yolculuk değil bu, telefon, internet.. Hani adamın biri bir hadis dolamış diline, orada burada anlatıyor, falan şehirde, falan mahallede, falan alim şahıstan rivayet olunur ki "Hazreti Peygamberimiz.." Hadis alimlerimizden biri müdahale ederek, "be adam falan şehirde böyle bir mahalle yok. Öyle bir alim şahıs da yok. Nerden uyduruyorsun" diye çıkışmış. Hadis usulü okuyanlar bilir, hadisin sıhhati gösteren kriterler vardır. Okuyanlar, okumayanlara anlatsın, gelelim sadede. Hollandalı bir akademisyen arkadaşımla sohbet ederken "sizin sazanların atladığı şu habere ne diyorsun" diye sordu. İşin aslını faslını anlattı.. Meğer bu haberi Hollanda''da "De Spel" diye bir internet sitesi ortaya atmış. Hollanda''da okuyan uyanık bir Türk kızı (arkadaşımın yeğeni Hava) Leiden Üniversitesi''ni aramış. Ne böyle bir tez var ne de böyle bir tarihçi.

İddia gazetelere düştükten sonra Hollandalı anti-islam ırkçılarda bir telaş, ya iddia doğruysa. Sürekli tacize uğradıkları için Hollandalı Müslümanlarda bir sevinç hali. De Spel''in telefonları kitleniyor.. Sonunda De Spel''den Jochem van den Berg bu haberi uydurduklarını açıklıyor. "Neden uydurdunuz" sorusuna "Hollanda''da Hıristiyan-Yahudi kültürünün yanında bir de İslam kültürünün olduğunu tartıştırmak istedik" diye cevap veriyor (Hollandalı neo-naziler tacize devam edebilirler)..

Deniz belgeselleriyle ünlenen Fransız Kaptan Kusto''nun Müslüman olduğuna dair hikayeye de inanmıştık yıllarca. Hiç olmazsa Kaptan Kusto hayali değildi. Şu Tjalling Wenselaar hem uydurma biri hem Oranje''nin Müslüman olduğu palavrası Kaptan Kusto hikayesi gibi uzun da sürmedi. De Spel sazancılık oynadı oynamasına da bizimkiler ne diye hemen düştüler, o da başka.

Çin''de emek ucuz, ama bebek yaşamları o kadar ucuz değil..

Bir arkadaşımla Çin''de mamaların bebek çocuk ölümlerine sebebiyet vermesini tartışıyorduk. "Umarım bizde Çin mamaları satılmıyordur" dedim. Arkadaşım "Bizde Nestle falan gibi Avrupa kaynaklı bebek mamaları satılıyor, gıda sağlığı kurallarına uygun olarak üretiyorlar" dedi. Ben de "Başka ülkelerde bu kurallara bağlı kalmayabiliyorlar" diye ekledim. Arkadaşım beni ikna etti. Yani, bizim bebeklerimiz açısından rahatlayabilirdim. Zaten Çin''de üretilen bebek mamalarının hangi şirketlere ait olduğuna ilişkin bir bilgi henüz yoktu. Derken geçenlerde bebek ölümlerine neden olan mamaları üreten şirketin adı ortaya çıktı. "Sanlu" diye bir markaymış. Çin hükümeti bazı markaları toplatmış, başta fabrikanın genel müdürü olmak üzere bazı sorumluları da işten atmıştı. Çin Hükümeti Nestle dahil bazı mamalarda "melamin" maddesi tespit etmiş. Ama Nestle''deki melamin, standartlara uygunmuş. Tayvan Sağlık Bakanlığı da Çin''de üretilen Nestle marka süt tozunda az miktarda zehirli madde bulunduğunu açıkladı. Başta Avrupa Birliği olmak üzere pek çok ülke Çin''den mama ve süt tozu ithalatını yasakladı. Bizde böyle bir yasak olmadığına göre Çin''den mama, süttozu almıyoruz demek ki. Yine de anne babalara mamaların üretim yerlerine dikkat etmelerini öneririm.. Şimdi ben kalkıp da Çin''de emek ucuz diye, denetimsiz ve gıda sağlığına ilişkin kurallara aykırı gıda üreten Batılı şirketlerin ürünlerini boykot edelim desem suç mu?

Gazete boykotu mu dediniz!

Sevgili Hayrettin Karaman Hoca''mızın yalan haber, komplo ve düşmanlık üreten gazetelerin boykot edilebileceğine ilişkin yazısı bağlamından kopartılarak linç malzemesi haline getiriliyor. Okurların para vererek satın aldıkları gazeteleri boykot etme hakları var elbet. Okur tepkisi kimsenin tekelinde değil. Boykot çağrısı yapan ilk kişi de Karaman Hoca değil.. Önceki Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer''in sadece Tuncay Özkan''ın Kanaltürk''ünü izlediğini ve sadece Cumhuriyet gazetesi okuduğunu söylemesi dolaylı boykot çağrısı sayılamaz mı? 1990''ların başında İlhan Selçuk, Uğur Mumcu gibi yazarların Cumhuriyet''ten ayrılması üzerine "Cumhuriyet okurları" boykot çağrısı yapmamış mıydı? Tirajı yirmibinlere düşerek iflas noktasına gelen gazetenin yönetimi geri adım atmış, gidenler, yuvalarına dönmemiş miydi? Emin Çölaşan''ın Hürriyet''ten atılması boykot çağrılarıyla karşılanmamış mıydı? Aynı Çölaşan, Sabah''ın Çalık Grubu''na satılmasıyla ilgili olarak "ART" kanalında "İnsanlar, bilinçli olsunlar da Sabah Gazetesi''ni almasınlar. Ben bundan sonra iddialı söylüyorum Sabah Gazetesi almam... Biz toplum olarak ders vermek zorundayız" diye konuşmamış mıydı? Bütün bunlar olurken ses çıkarmayanlar şimdi ne diye kükrüyorlar ki! Sizi bilmem ama şu çifte standartçı tavırlardan bana fena halde gına geldi.

16 yıl önce
Ağır çek kürekleri mehtap uyanmasın..
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu