|
Batı’nın günahları...

Henning Mankell’in “Huzursuz Adam” romanında Kurt Wallander’le diğer bir karakter(Fanny) arasında şöyle bir diyalog geçer:

“Fanny-Elli yıl önceydi. O günlerde neler olup, neler söylendiği herhalde bugün artık eskimiş ve önemini yitirmiştir.

Wallander-Tam sayılmaz. Tarih arkamızda bıraktığımız bir şey değildir, peşimizden bizi takip eder.”

Emekli bir polis olan Wallander’i böyle konuşturan, tesadüfen dahil olduğu bir vakadır. Vakayı araştırırken ipuçları onu, çoook yıllar öncesine, artık geride kaldığı zannedilen “Soğuk Savaş”ın puslu yıllarına kadar götürmüştür.

Bugün olan bitenlerin de hiç kuşkusuz sömürgecilik döneminde açılan yaralarla çok yakından ilgisi var. Kanlı çatışmaların, katliamların, iç savaşların yaşandığı bu coğrafyalar 60-70 yıl öncesindeki haritalarda Batı sömürgesi olarak işaretlidir. Batılı sömürgeciler işgal ettikleri ülkeleri kötücül bir mantıkla yönettiler. Rahat yüzü görmesinler diye arkalarında çarpık haritalar bıraktılar. Bu yetmezmiş gibi, “Soğuk Savaş” döneminde, eski sömürgelerindeki dikta rejimlere kol kanat gerdiler. Bazen dolaylı, bazen doğrudan bu ülkelerin içine parmaklarını soktular ve karıştırmaya devam ettiler. Şimdi o eski sömürgelerde, eski sömürgecilerin ürettiği silahlarla birbirini öldürüyor insanlar.

Tunus’ta İslami Yöneliş hareketi seçimlerde başarılı olunca Zeynelabidin Bin Ali’nin her türlü melaneti işlemesine göz yumdular, arkasında durdular, hatta yardım ettiler. Cezayir’de İslami Selamet Cephesi’nin başına da aynı şey geldi. Rejim seçimleri iptal etti, İslami Selamet Cephesi’nin liderlerini hapse attı. Cezayir kirli bir iç savaşta 200 binden fazla insanını kaybetti. Eski sömürgecinin bu kirli iç savaşta bile rolü oldu. Mısır’da da durum pek farklı değildi. Enver Sedat-Hüsnü Mübarek rejimine her türlü desteği verdiler. ABD’den en büyük askeri ve ekonomik yardımı İsrail’den sonra Mısır alıyor. Sebebi, İsrail’in güvenliği ve Müslüman Kardeşlerin iktidardan uzak tutulması. Şimdi de seçilmiş bir Cumhurbaşkanını darbeyle deviren General Sisi Batı için “iyi çocuk” rolü oynuyor.

ABD’den askeri yardım alanlar arasında 41 Sahraaltı ülkesi de var. Fransa’nın Afrika’da askeri üsleri var ve bu ülkelerin demokratik sicilleri parlak değil. Ruanda yönetimi Fransa’yı, 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu’nun ölümünden sorumlu aşırılık yanlısı Hutuları eğitmek ve onlara silah sağlamakla suçluyor, Paris ise bunu reddediyor. Gerçi Sarkozi Fransa’nın Ruanda’da bazı hatalar yaptığını itiraf etmişti. Katliamlarda Fransız askerleri oradaydılar, en azından oturup seyrettiler. İran-Irak savaşında Saddam Hüseyin’e yardım ettiler ve savaşın uzamasında payları var.

Daha hangisini sayalım, o kadar çok ki. Afrika’da, Orta Doğu’da halka hesap veren, seçimle gelip seçimle giden açık rejimler işlerine gelmiyor, diktatörlerle daha iyi çalışıyorlar. Müslüman halklar ne zaman ayağa kalksalar, karşılarında iyi silahlanmış, tahkim edilmiş, Batı tarafından kollanan ceberrut rejimlerle yüz yüze geliyorlar. Batı, despot rejimleri desteklemekten vazgeçmediği sürece, bütün bu olan bitenlerde pay sahibidir. Batı, eski sömürgelerine çok şey borçludur. Zira Batı’nın refahında sömürgeleştirilmiş ülkelerin sömürülen doğal kaynakları, halklarının kanı, canı, alın teri var. Bu borcu eski sömürgelerinde despot rejimleri kollayarak değil, halkların serbest bırakılmasını sağlamakla ödeyebilirler. Borcun geri kalanı Kıyamet gününde sorumlularından kuşkusuz tahsil edilecektir.

#Henning Mankell
#Kurt Wallander
#Mısır
9 yıl önce
Batı’nın günahları...
Anayasasız olmaz mı?
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?