|
Charlie Hebdo ve çapraz sorular...
Paris’te “Charlie Hebdo” dergisine yapılan kanlı saldırının zanlılarına yönelik operasyon başladığında arkadaşlarla aramızda “Galiba yine sağ yakalamayacaklar ve yine pek çok soru cevapsız kalacak” diye konuştuk. Öyle de oldu. Gerek Charlie Hebdo saldırısı zanlıları, gerekse diğer rehine olayının faili sağ yakalanmadı. Yakın zamanlarda daha başka saldırı olaylarının zanlıları da, arkalarında soru işaretleri bırakarak ölü olarak ele geçirildiler.

Almanya’da “Pegida” eylemcileri İslam karşıtı kampanyalarını sürdürürken Fransa’da da Müslüman göçmenlere yönelik ırkçı-dışlayıcı söylemler peşpeşe geliyordu. Charlie Hebdo saldırısından hemen önce Fransız medyası göçmenlerle ilgili bir dizi kehanet içeren kitaplar ve programlarla çalkalanıyordu. Tartışmaların odak noktası Müslüman göçmenlerin Fransa için ne kadar büyük bir tehlike yarattığı idi. Fransız yurttaşı göçmenlere ülkelerine dönmeleri gerektiğini yüzlerine söylemenin zamanının geldiğini söyleyenler bile oldu.

Ülkelerine dönmeleri istenen Müslüman göçmenler arasında Cezayirliler başta geliyor. Cezayirlileri diğer “Mağripliler”; Faslılar, Tunuslular takip ediyor. Fransa’da sadece Cezayirlilerin sayısının 6 milyon civarında olduğu söyleniyor. Cezayir 1830’da Fransa tarafından işgal edilerek sömürgeleştirildi. Eş zamanlarda ya da daha sonra Fas, 1881’de ise Tunus aynı akibete uğratıldı. Fransızlara göre Cezayir “Fransız Cezayiri” idi ve öyle kalmalıydı. Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle Fransa’nın artık Cezayir’den çıkması gerektiğini söyleyip direniş liderleriyle masaya oturduğunda, “bu adam vatanı satıyor” gerekçesiyle defalarca ordu içerisindeki sağcı güçlerin suikast girişimlerine hedef oldu. Hatta Cezayir’deki Fransız generaller Paris’te yönetimi ele geçirmeyi bile denediler.

Cezayir’deki Fransız işgal yönetimi 1962’ye kadar sürdü. Bu süre içinde Cezayir’den Fransa’ya göç akışı tabiatiyle hep sürdü. Cezayir bağımsızlığını kazandıktan sonra, Fransız yönetimini ve kültürünü benimseyen onbinlerce Cezayirli aile Fransa’ya göçtü. “Harki” adı verilen bu Cezayirlilerin durumu diğerlerinden pek farklı değil. Fransız toplumundan dışlanma duyguları üç kuşaktır bu ülkede yaşayan Fransız yurttaşı Harkiler için de geçerli.

Fransa’da Müslüman göçmenlere yönelik dışlayıcı, ayrımcı, ırkçı söylemlerin devlet politikası haline getirilmesini isteyenlerin sayısı giderek artıyor. Bu söylemlerin başta Cezayirliler olmak üzere göçmenler arasında tedirginlik meydana getirdiğini söylemeye gerek yok. Aralık ayı başında Fransa Meclisi Filistin’in devlet olarak tanınmasını isteyen bir karar tasarısını onayladı. Arkasından medyada, Müslüman göçmenler tehlikesine dikkat çeken tartışmalar yeniden sahnelenmeye başlandı. Tam da bu sırada Charlie Hebdo saldırısı geldi. Katliam zanlılarının Cezayir kökenli Fransız yurttaşları olması ise herhalde tesadüftür!

Charlie Hebdo saldırısının sebebiyet verebileceği gelişmeler açısından meseleye baktığımızda “olağan şüpheliler” her zaman durumu açıklamaya yetmeyebiliyor. Kanlı saldırılar hangi motivasyonlarla, hangi örgüt ya da örgütler tarafından gerçekleştirilmiş olursa olsun, dolambaçlı, karmaşık ilişkiler yumağı içerisinde olağan şüpheliler listesi değişebiliyor. Bir cinayet, bir örgütün amaçlarına hizmet ettiği gibi, bir başka örgütün amaçları için de kullanışlı olabiliyor. Çapraz ilişkiler yeraltında faaliyet gösteren her türlü örgütün doğasında olan bir şey. Zanlılar ölü ele geçirilmişken başka türlü ne söylenebilir?
#Charlie Hebdo
#paris
#terör
#saldırı
9 yıl önce
Charlie Hebdo ve çapraz sorular...
"Kiralık akrabalar"
Yarım asır önce, yarım asır sonra…
Yerli oryantalizm
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?