|
"Kiralık cunta"ya karşı "1919 Ruhu"

Silahsız halkın profesyonel bir ordu karşısında kazanamayacağı kabul edilir ama bu her zaman geçerli değildir. Yakın tarihten örnek vermek gerekirse, Şah"ın güçlü ordusu İran halkının inatçı direnişi karşısında çözülüp dağılmıştı. Şah"ın katlettiği her bir İranlı"nın cenaze töreni yüzbinlerin iştirak ettiği protestolara dönüşmüş, "40. Gün" anmalarıyla tekrarlanarak dalga dalga şehirlere yayılıvermişti. Devrime tanıklık eden Ryszard Kapuscinski"nin aktardığı gibi, "Şah"ın günleri sayılıdır. Hiç kimse savunmasız bir milleti yıllarca katledemez." İngiliz işgal kuvvetlerine karşı görkemli bir sivil direnişi temsil eden "1919 Ruhu"nu taşıyan Mısırlılar da General Sisi"nin yakasını bırakmayacaklar. İran halkı Şah kaçıp gidene kadar meydanları terketmemişti. Kapuscinski bu zafer anını, "Kalabalık dağılır, evine gider ve yeniden toplanmazsa, deriz ki devrim bitmiştir" cümlesiyle teşhis eder.

Mısır"ın yeni Firavun"u General Sisi Mısırlıların bir iki korkutmayla evlerine döneceklerini hesap etmiş olmalı. Oysa katliamlara rağmen direniş devam ediyor. Direnişle geçen her bir gün Firavun"u zevale daha fazla yaklaştırıyor. Cuntaya verilen dış destekler birer birer çözülüyor. Cuntanın göze alacağı sivil kayıpların da bir sınırı var. O eşik geçildiğinde cunta yönetimi temelinden sarsılmaya başlar. Köşeye sıkışan Firavun"un muhafızları halka acımasızca kurşun yağdırırken "zafer işareti" yapsalar bile bir süre sonra bu "yılgınlık işareti"ne dönüşebilir. Silahlı şiddetin baskısı ile sivil şiddetin baskısının bu orantısız karşılaşması bir bilek güreşine benziyor olabilir. Baskıya tahammül eden kazanacak.

Alman askerleri İkinci Dünya Savaşı sırasında Ruslara büyük bir fark atan harp araçlarıyla Stalingrad"ı kuşatmışlardı. Almanlar Stalingrad"ı geçmeye çok kararlıydılar. Ruslar da Stalingrad"ı "Çanakkale" yapmaya çok kararlıydılar. Almanlar kentin büyük bölümünü ele geçirdiler ama kendilerini de inatçı bir direnişin kuşatması altında buldular. Derme çatma kuvvetlerle kenti savunan Rusların sloganlarından biri "Geri adım yok" idi. Muharebeler göğüs göğüse sokak savaşına dönüşmüştü. Rus generaller kent içindeki bu bitişik savaş durumunu "Almanlara sarılmak" diye tarif etmişlerdi. Böylece Almanlar göğüs göğüse savaşmak zorunda bırakılmış, hem kendi topçu ateşinin tehdidi altında kalmış, hem hava desteğinden mahrum olmuşlardı. Ruslar çok büyük kayıplar verdiler ama Almanları da teslim olmak zorunda bıraktılar. Nazi savaş makinası direnişin inadı karşısında beyaz bayrak çekti..

Mısırlılar hür iradeleriyle seçtikleri Cumhurbaşkanlarının silah zoruyla devrilmesini bir "aşağılama" olarak görüyorlar. Bu yüzden son derece kararlı şekilde direnmeye devam ediyorlar. Haklılıktan kaynaklanan "sivil baskı"nın şiddeti General Sisi"nin silahlı baskısını geriye püskürtebilir. Bu göğüs göğüse karşılaşma tarafların tahammül gücüyle sınırlı elbette. Mısırlılar büyük sayılar halinde meydanlarda toplanıp General Sisi"nin askerlerine yakın durup adeta onlara sarıldıkları sürece savaşı kazanabilirler. Duamız vatansever askerlerin tüfeklerini silahsız sivillere değil, halk düşmanı "kiralık cunta"ya çevirmeleri. General Sisi"nin İsrail"in ve Körfez"in ceberrut rejimlerinin paralı muhafızı olduğu anlaşıldığında namlunun geri tepmesi kuvvetle muhtemel. Temennimiz, Mısırlıların eve döndükleri günün yakın olması. Dağılırlar, eve giderler ve yeniden toplanmazlarsa, deriz ki devrim bitmiştir.

11 yıl önce
"Kiralık cunta"ya karşı "1919 Ruhu"
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek